30 Ocak 2009 Cuma

PMD’de Basın-Siyaset ilişkileri
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Başlığımızdaki kısaltma olan PMD, Parlamento Muhabirleri Derneğinin kısaltılmışı efendim, PMD’nin 28. Genel kurulu Ankara’da 25 Ocak 2009 tarihinde ASO konferans salonunda gerçekleştirildi. Genel kurul çerçevesinde hazırlanan çalışma raporu ve daha önce düzenlenen “Basın-Siyaset İlişkisi-kıldan ince, kılıçtan keskin” konusunun işlendiği paneldeki konuşmalar 144 sayfayla kitaplaştırılmış. Tarihe düşülen bir not anlamındaki bu kitap da yer alanlar önemli.
Ayrıca, Nahit Katlan’ın “Kum Taneleri” adlı 56 sayfalık şiir kitabı, yine Nahit Katlan’ın “Geleceğe Işık Tutan Sözler” adlı, özlü sözlerin derlendiği, biraya getirildiği 62 sayfalık kitabı bize ulaşanlar, ulaştırılanlar arasındaydı.
45 yıldır faaliyet gösteren ve 805 üyesi bulunan, Parlamento Muhabirleri Derneği’nin 29 Nisan 1964 tarihinde, Sait Arif Terzioğlu, Behiç Ekşi, Muzaffer Yılbar, Orhan Tokatlı, Abdullah Uraz, Müfit Duru, Muammer Taylak ve Şemsi Kuseyri tarafından kurulduğunu hatırlatalım. Arkasından, Sait Arif Terzioğlu, Fikret Otyam, Can Pulak, Erdoğan Gürgen, Rafet Genç, Ercan San, Rahmi Özyazgan, Barış Kaşıkçı, Kemal Saydamer, Nuri Sefa Erdem, Hıdır Göktaş ve Köksel Bozkurt’un PMD Başkanlığını yaptıklarını da kaydedelim.
28. GENEL KURUL
Parlamento Muhabirleri Derneğinin 28. genel kuruluna sunulan çalışma ve denetleme kurulu raporlarında; vefat eden üyelerin isimleri” unutmayacağız” bağlılığı, PMD-TBMM ilişkileri, PMD Başbakanlık ilişkileri ve hizmet döneminde ortaya konulan değişik etkinliklerin detaylandırılmış bilgileri, cümleleri yer alıyordu.
Çalışma raporunun sayfalarındaki ara başlıklardan bazıları: Meclis Başkanlığına kapsamlı bir rapor sunduk, Çalışma yönetmeliğinin yenilenmesi çalışmaları, Grup salonlarındaki çalışmanın düzenlenmesi, Web sitemiz yenilendi, Basına baskılar ve gaspedilen haklar, yıpranan gazeteciler günü, Basına tehdit ve gözdağı, Başbakan’a tepki açıklaması, Gazeteciye baskı ve azarı kınadık, Keyfi yasağa tepki, üyemiz Selçuk Şenyüz’e yapılan saldırıya üzüldük, Habercilere saldırı, PMD: Basın susturulursa, toplum sağır demektir, İyi bir haber, mahkemeden tarihi karar, Basın ve siyaset paneli, Fiziki çalışma şartlarının iyileştirilmesi vd.
PMD’nin 28 nci genel kurulu içerisinde değişik konuşmalar yapıldı. Medya kuruluşlarının tekelleşmesiyle uluslar arası holdinglerin eline geçmesinin gazeteciliğin ve gazetecilerin tarafsızlığını ortadan kaldırdığı vurgulanırken;
-“Her makam sahibi, işine gelmeyen haberler karşısında, gazeteciyi sorgulama hakkını ve yetkisini kendisinde bulabiliyor” denildi.
PMD’nin genel kurulundaki seçimler sonunda; Köksel Bozkurt, Sibel Erdem, Saliha Çolak, Bülent Sarıoğlu, Murat Şahin, Mahmut Aydın ve Ahmet Kıvanç’ın yönetim kuruluna, Mustafa İstemi, Törey Köse ve Hıdır Göktaş’ın onur kuruluna, Yurdagül Şimşek, Yücel Kayaoğlu, Nihat Bük’ün denetleme kuruluna seçildikleri görüldü.
GÜNÜN SÖZLERİ:
1- Basın, cumhuriyet döneminin en zor günlerini yaşıyor. Milletvekilleri, milletin değil, liderlerin vekilliğini yapıyorlar. Milletvekillerinin yüzde 80’ninin hayatında TBMM’nin önünden geçmemiş kişilerden oluştuğu bir Parlamentoyla karşı karşıyayız. (Fethi Akkoç)
2- Holding medyası içinde yeralan gazetecilerin pek çoğu, halkın değil, liderlerin gazetecisi haline geldi… Bugün, “ya benim olursun, ya yok olursun” baskısı uygulanıyor (Ahmet Abakay)
***
Müzeyyen anneden
Prof. Dr. İSA KAYACAN
01 Kasım 2008 tarihinde, doğum yerim olan, Burdur Tefenni-Ece Köyü’nde “İsa Kayacan Kütüphanesi’nin açılışını gerçekleştirdiğimizi aylar önce yazdık, yayınladık ve haber olarak değişik yerlerde kamuoyuna yansıdı.
Bu kütüphanenin açılışına, Burdur merkezde yaşayan, “şiir annemiz”, Müzeyyen Düdük annemiz de katılmıştı. Dönüşte, söz konusu kütüphaneyle, İsa Kayacan’la ilgili duygularını sayfalara dökmüş, şiirle anlatmış.
Bu şiiri sunmak istiyorum öncelikle efendim:
İSA BEY KÜTÜPHANEN HAYIRLI OLSUN
Açılışta oradaydık,
Ak buğdaydan dirgit yedik.
Ecelileri sevindirdik,
Kütüphanen hayırlı olsun.
*
Kütüphanenin önünde kuyu,
Kurumuş, kalmamış suyu,
İsa beyin güzel huyu,
Kütüphanen hayırlı olsun.
*
Okuyanın bol olsun,
Gözleri, gönülleri doyursun,
Sen Allahın sevgili kulusun,
Kütüphanen hayırlı olsun.
*
Sen hiç durmazsın,
Çok şükür, hiçte yorulmazsın,
Gençler senden ibret alsın,
Kütüphanen hayırlı olsun.
*
Diyar diyar gezersin,
Allah sana ömür versin,
Sen yaşadıkça neler yaparsın,
Kütüphanen hayırlı olsun.
*
Her yere koşarsın,
Gönül kırmaz, gönül yaparsın,
Sen sevilir, sayılırsın,
Kütüphanen hayırlı olsun.
*
Kara kaşlar, kara gözler sendedir,
İlham yüklü, yürek sendedir,
Deniz mürekkep olsa ağaç kalem,
Yorulmayan bilek sendedir,
Kütüphanen hayırlı olsun.
*
Sevdiğim dostlara, yazarım şiir,
İsmimi sorarsan Müzeyyen şair,
Seksen bir olmuştur yaşı,
İçinde pişirir sevgi aşı,
Kütüphanen hayırlı olsun.
*
BURDUR (Fatma Uçarlar’dan)
Mehmet Akif vekilin olmuş,
Fakir’in sende doğmuş,
İsa Kayacan sesin olmuş,
İncir Han’ı var Burdur’un.
*
Barutlu su şifa olur,
İnsuyu’nda derman bulunur,
Salda Gölü’nde kamplar kurulur,
Kibyra’sı var Burdur’un.
ŞAİRLERİMİZE DUYURU: Ankara da ki Olay ve Yarın Gazetelerindeki köşelerimde yayınlanmak üzere şiir gönderen şairlerimizin bazılarının el yazıları okunamıyor. Bu nedenle, o şiirlerin yayınlanması da mümkün olamıyor. (İsa Kayacan)
***
Burdur’dan bugünün çeşitlemesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur günlüğü… Burdur’un içinden… Burdur’dan gelenler… Burdur değerlendirmeleri… Hepsi gündemimizde yer alıyor…
Burdur ilimiz merkezinden veya ilçelerinden gelen gazetelerin sayfalarına doğru bir göz atalım istiyorum:
BURDUR GAZETESİNDEN
Burdur ilimiz merkezinde yayınlanan gazetelerimizden birinin adı: Burdur.
Gazetenin 18 bin 235 nci sayısındaki haberlerden birinin başlığı: Gülçin İlci Kütüphanesinde yeni kitaplar raflarda…
Haberin girişinden:
-Görev gezisi sırasında, merhum Armağan İlci ile birlikte aynı kazada kaybettiğimiz, Cumhuriyet gazetesi muhabiri ve Burdur Belediyesi çalışanı Gülçin İlci Bozkurt anısına başlangıçta O’nun kitaplarıyla açılan kütüphane, merkezde olmanın avantajıyla ilgi görmeye devam ediyor.
Kütüphaneye Belediye tarafından iki ayda bir ayrılan ödenekle yeni kitaplar alınıyor”.
Kütüphanenin süreklilik içinde okurlarıyla buluşması, buluşturulması ne güzel değil mi efendim?.
YENİGÜN GAZETESİNDEN
Burdur ilimiz merkezinde günlük yayınlanan Yenigün Gazetesinin 16 bin 581 nci sayısında gazetenin muhabirlerinden Harun Sivrikaya’nın objektifine takılanlar var. Köşe yazısının başlığı: “Tefenni’nin ‘Efe’leri”..
Merakla okudum. Burada anlatılan özetle şöyle: Bir duyum, haber alıyorlar. “Utanç verici bir olay için” diye başlanıyor söze. Tefenni İlçe Emniyet Amirliğini ziyaret ediyorlar. Emniyet Amirinin Adliyede olduğunu öğrenip oraya gidiyorlar. Bilgi istiyorlar. Emniyet amiri, “soruşturma aşamasında olduğu için bilgi veremeyeceğini” söylüyor. Amir bir şeyler anlatıyor, gazeteciler bundan pek bir şey anlamıyorlar.. nedeni hakkında sorular sorulurken, “yanındaki iki sivil polis memuru ise bize sanki biz suçluymuşuz gibi bir surat ifadesiyle baktıklarını gördük” denilişi üzücüydü..
Gazeteciler, muhabirler haber peşinde olacaklardır. Soruları da olacaktır. Polis kardeşlerimizin bu tavırlarına ne demeli?... Burada insanın aklına, İstanbul Emniyet Müdürü’nün, “Polisim diyenlerin kimliklerini sorun” uyarısı geliyor. Tefenni’deki bu polislerin bir vesilesiyle kimliklerinin sorulması kimin haddine olur ki?.
BURDUR’UN SESİ GAZETESİNDEN
Burdur ilimiz merkezinde günlük yayınlanan “Burdurlu’nun Sesi” Gazetesi’nin 1979 uncu sayısından. Manşet: Burdur cezaevi kariyer kapısı.
Haberin girişi:
-“Burdur Adliye Sarayından aldığımız özel izinle.. Burdur E-Tipi Kapalı ve Açık Cezaevi İnfaz Kurumunun kapılarını araladık… Burada; Bilgisayar kurslarından tiyatrolara, mantar yetiştiriciliğinden ayakkabı ve mobilya imalatına varıncaya değin pek çok eğitimin verildiği Burdur Cezaevinde hükümlüler için, sosyal ve kültürel etkinliklerle kariyer kapısı imkanları sağlanıyor”..
SES 15 GAZETESİ
Burdur ilimize bağlı, Bucak ilçemizde pazartesi hariç hergün yayınlanan bir gazete Ses-15. Bazı haber başlıkları bu gazetemizden:
Organizeye arıtma tesisi yapılacak (s.1378), Bucak girişimci ruhuyla nam yapmıştır. Başkan Sarı hayvan pazarını gezdi (s.1379), öğrencilerden Mehmet Cadıl’a ziyaret, Gülçin İlci kütüphanesinden yeni kitaplar raflarda, Esnaf verem taramasından geçti (s.1375)
OĞUZELİ GAZETESİ
Burdur iline bağlı Bucak ilçemiz merkezinde günlük yayınlanıyor Oğuzeli gazetesi. Oğuzeli’nin 1186 ncı sayısının ilk sayfasından bir haberi: “Yağma ve adam kaçırmaktan aranan bir kişiyi ve bir araçtan havaya ateş açan şahısları yakalayan Burdur il Emniyet Müdürlüğüne bağlı Çevik Kuvvet ekibinin başarılı polisleri, Vali İbrahim Özçimen tarafından çikolata ile ödüllendirildiler”.
TEFENNİ’NİN SESİ GAZETESİ
Burdur İlimize bağlı, Tefenni ilçemiz merkezinde haftalık yayınlanıyor Tefenni’nin Sesi Gazetesi. Bazı haber başlıkları bu gazetemizden:
-Gazetemiz 33. yayın yılına merhaba dedi (s.1762), “Ese abeyden” kütüphane. Cumartesi yapılan açılış töreniyle “Ece Köyü Prof. Dr. İsa Kayacan Kütüphanesi” Ece Köy halkına hediye edildi. Kurdelası kesilen kütüphanede 7 bin 635 kitap, ansiklopedi, antoloji ve dergi bulunuyor (s.1762) Tarım İl Müdürlüğü damızlık koç dağıttı (s.1765), Yüzüncü Yıl Karakol Amiri Ömer Yılmaz: Bilmediğiniz kişilere kapınızı açmayın (s.1765)
ŞAİRLERİMİZE DUYURU: Ankara da ki Olay ve Yarın Gazetelerindeki köşelerimde yayınlanmak üzere şiir gönderen şairlerimizin bazılarının el yazıları okunamıyor. Bu nedenle, o şiirlerin yayınlanması da mümkün olamıyor. (İsa Kayacan)
***
Türkiye’nin Pervanesi: Atatürk
Prof. Dr. İSA KAYACAN
1992 yılında dünyaya gelen bir öğrenci.
2009 yılı itibariyle, bu yılın başlangıcı itibariyle 16 (17) yaşında oluyor değil mi? Bu yaştaki bir öğrenci, kız veya erkek fark etmez, Atatürk hakkında kitap yazabilir, yayınlayabilir mi?
Biraz zor… Ama bu zorun başarıcısı bir kızımız var, Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de okuyan… Adı: Kerimova Pervane Namık kızı, Kitabının adı: Türkiye’nin Pervanesi: Atatürk. Temmuz ayının 23 nde, 1992 yılında dünyaya gelmiş. Yani, 23 Temmuz 1992’de demek istiyoruz.
Önceleri de bir kitabı yayınlandı. Atatürk için, Atatürk hakkında. Oturmuş, araştırmış ve Bakü’de faaliyet gösteren Vektor neşirlerevi yayınları arasında 106 sayfayla günyüzü görmesini sağlamış Kerimova Pervane Namıkkızı.
Kitabın, daha doğrusu önsüzün müellifi: Prof. Dr. Nizami Ceferov. Redaktör: Prof. Dr. Elçin İskenderzade. Reyçiler: Prof. Dr. İsa Kayacan, Fatma Uçarlar.
Prof. Dr. Nizami Ceferov, Bakü’de bulunan Atatürk Merkezinin direktörü olduğu için yazdığı önsözle, kitabın ad ve içeriğiyle daha çok örtüşmüş, doğru olmuş.
Türk Türkün dayanağıdır, başlıklı bir başka yazı, değerlendirme ve sunuş var 4-7 nci sayfalarda. Buranın sonunda:
-“Türk, Türk’ün dayanağıdır. Tüm Türklerin kalbindeki Atatürk sevgisi ebedidir. Dünyanın neresinde Türk varsa, onların kalbinde büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk var” deniyor.
Pervane Namıkkızı’nın “Atatürk’üm” adlı, başlıklı bir şiiri. Dört ayrı bölümden, beş mısra bütünlüğü içindeki görüntüden meydana geliyor. Bu şiirin ilk bölümü:
-Karabağım od-ateşte yananda,
Sorularım cevabın bulmayanda,
Ağlamıma harayım çatmayanda,
Dağlarımda sis, duman görünüyor,,
Atatürk’üm yerin çok görünüyor.
Bu yazımı, Atatürk’ümüzün ruhuna bağışlıyorum, ithafından sonra üç ana ruhu mültece rüzgar anaya dua ederken, başlığı altında bendenizin “Mezarlık Kültürümüzden örnekler” adlı kitabımdan ve bu kitabımda Pervaneyle ilgili daha doğrusu O’nun imzasıyla yer alanlardan sözetmiş. Bir yerindeki görüşlerinden Pervenenin:
-“İsa Kayacan,-Mezarlık Kültürümüzden Örnekler-adlı kitabında, şehit mezar taşları başlıklı yazıyı ve Atatürk’ün annesinin ölümü ile ilgili gördüğü rüyaya yer vermiş. Rüya çok tesirliydi.” Başlıklardan:
-Deneme yazılar, MA. Atatürk’e benzeyen asker, Bayrak bir milletin istiklaliyet elametidir, Taleyin sert bakışı, Atatürk’ün gençliğe hitabesi, Türk gençliğinin Ataya yanıtı, Atatürk’ün ailesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluk yılları, öğretim hayatı, Atatürk’ün matematik tutkusu, Askeri hayatı, Harb Okulu yılları, Atatürk hakkında bilinmesi gereken 30 şey vd.
Kerimova Pervane Namıkkızı, çocuk denecek yaşında böyle önemli ve anlamlı eserler ortaya koyuyorsa, yayınlayabiliyorsa, yarın olgunlaştığında neler yayınlamaz, neler gün yüzüne çıkarmaz ki?.
Tebriklerimi, sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim.
GÜNÜN SÖZÜ:
Dünyanın neresinde Türk varsa, onların kalbinde büyük önder Mustafa Kemal Atatürk vardır.
***
Y a z ı l a n l a r
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şairlerimiz, şairelerimiz, yazarlarımız, araştırmacılarımız kısacası kalem erbabı olarak bildiklerimiz, tanıdıklarımız için yazılanlar, ortaya-sayfalara konulanlar vardır.
Isparta ilimiz merkezinde yaşayan şair-yazar Fatma Uçarlar’ın üç ayrı kitabı yayınlandı. Bunlar; Sevdim Yetmez mi? (şiir–2004), İçimde Söz Dinlemez Deli Var (şiir, 2008) Şöyle Giriversen Kapımdan (denemeler–2008 –şiirli anlatımlar)
Fatma Uçarların son iki kitabında yeralan biyografisini aşağıya alıyorum efendim:
FATMA UÇARLAR
Isparta doğumlu olup, çalışma hayatına Konya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde başladı. Ardından aynı kurumun Çanakkale, Burdur Müdürlüklerinde görev yaptıktan sonra halen. Isparta Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde Şube Müdürü olarak görev yapmaktadır.
Şiirleri ilk kez Egeli Araştırmacı Yazarlar Birliği’nin 2003 yılında yayımlamış olduğu antoloji ile gün yüzüne çıktı. 2004 yılının Temmuz ayında “SEVDİM YETMEZ Mİ?” isimli şiir kitabı yayımlandı. Söz konusu kitabı, Antalya Güllük Dergisince 2005 yılının Eylül ayında düzenlenen yarışmada “Yılın Kitabı” dalında mansiyon ile ödüllendirildi. Yine 2005 yılının Eylül ayında Egeli Araştırmacı Yazarlar Birliği (EGAY-DER)’in düzenlemiş olduğu yarışmada “Bayrak” isimli şiiri “Jüri Özel ödülü”ne layık görüldü. Üyesi bulunduğu Egeli Araştırmacı Yazarlar Birliği tarafından 2004 yılı “Türk Kültürüne Hizmet” plaketi ile de ödüllendirildi.
2006 yılında Anayurt Gazetesi’nin düzenlediği yarışmada “Fatma’ya Geldim” isimli şiiriyle hece dalında üçüncülük ödülüne değer bulundu. Yine aynı sene Türkiye Kamu-Sen’in düzenlediği “Çalışma Hayatında Kadının Rolü ve Sorunları” konulu yarışmada Türkiye beşinciliği elde etti. 2007 yılı Ağustos ayında Denizli Şairler ve Yazarlar Derneği’nin düzenlemiş olduğu “Av Hikayeleri” konulu yarışmada “Yeşil Ördek Gibi Daldım Göllere” isimli hikayesiyle ikincilik ödülü aldı. Uçarlar’ın değişik makamlarda bestelenmiş şiirleri bulunmaktadır.
Şiirleri ve deneme türündeki yazıları, Anadolu’da çeşitli gazetelerde yayımlanmakta olan Fatma Uçarlar’ın”İçimde Söz Dinlemez Deli Var” isimli ikinci şiir “Şöyle Giriversen Kapımdan” adlı deneme kitabının okuyucuların beğenisine sunulmasıyla yazar, üç kitabın imza sahibi oldu.
Türk Yazarlar Ansiklopedisi’nde de yer alan Fatma Uçarlar, İLESAM, EGAY-DER (YAZ-AR-BİR) üyesi olup aynı zamanda da Isparta Göller Bölgesi Yazarlar ve Şairler Derneği Yönetim Kurulu üyesi olup iki çocuk annesidir.
HER ÜÇ KİTABIN
Fatma Uçarlar’ın her üç kitabının, önsöz, sunuş sayfalarında kimler ne yazmış şöyle bir bakalım:
1- Şiir dünyamıza atılan ilk adımla Fatma Uçarlar, çekingenliğini, tereddütlerini geride bırakmaktadır. Önümüzdeki aylarda ve yıllarda yayımlayacağı yeni kitaplarıyla, şiirimizin kapısına doğru daha bir yaklaşmış olarak aramızdaki yerinden bizlerle selamlaşacak, merhaba demeye devam edecektir(İsa Kayacan, Temmuz2004)
2- Sayın Uçarlar, sorumluluklarını bilen, işine bağlı ve kararlı, azimli bir şahsiyete sahiptir (Mehmet Cadıl–2008)
3- O’nu Burdurlu olarak tanıdım. Ispartalı olduğunu sonradan öğrendim. Bir Burdur sevdalısı olduğunu her sözünde ifade eden Fatma Uçarlar, yazı ve şiirleriyle yöre halkının gönüllerini fethetmiştir.
Fatma Uçarlar’ın “Edebiyat Türlüsü” olarak nitelendirdiği yazılarının konusu sosyal içerikli olup, konular toplumun kanayan yaralarına parmak basılarak başarılı bir şekilde işlenmiştir (Melahat Ecevit–2008
4- Kendisine olduğu kadar çevresindeki dostlarına da son derece saygılı ve samimi bir dost olan Fatma Uçarlar, eleştirilere açık, kızmayan, alınmayan, kendisine güveni olan bir şair (Tahir Sıral–2008)
5- Fatma Uçarlar, her geçen gün adından biraz daha bahsettiren, her geçen gün, şiirine yenilikler katan bir şair olacak (İlkan San–2008)
ŞAİRLERİMİZE DUYURU: Ankara da ki Olay ve Yarın Gazetelerindeki köşelerimde yayınlanmak üzere şiir gönderen şairlerimizin bazılarının el yazıları okunamıyor. Bu nedenle, o şiirlerin yayınlanması da mümkün olamıyor. (İsa Kayacan)
***
Burdur Özel İdaresi’nin böyük hizmet fotoğrafı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kuruluşlarımız vardır hizmet üretir, kuruluşlarımız vardır laf üretir.
İllerimizdeki değişik hizmet birimlerimiz içinde, Valiliklerimiz bünyesinde görev yapan Özel İdaresi Genel Sekreterliklerince ortaya konulan hizmetler, zaman zaman genel değerlendirmeye tabi tutuluyorlar.
Burdur ilimizde faaliyet gösteren, İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği, 2004–2008 yılları arasındaki, bu yıllar içindeki hizmetlerini “TC Burdur İl Özel İdaresi” adıyla, bol fotoğraflı 76 sayfayla kitaplaştırdı.
Basım öncesi şöyle bir göz atma şansını yakalayan birisi olarak ifade edeyim ki, 2004,2005,2006,2007 ve 2008 yıllarındaki hizmetler, köye köylüye götürülen hizmetler göz dolduruyor, farklılık sergiliyor.
Kapakta, belirtilen yıllardaki faaliyetlerden, örnekler veriliyor, “nereden nereye” gelindiğinin altı çiziliyor ve “Masada değil, sahada hizmet” sloganından hareket edildiği anlatılıyor.
Masada fazla oturmayalım.. Doğru..Ama masada planlayıp, sahada uygulayalım..
Kitabın, hizmetler bütünü olan yayının ilk sayfasında, Burdur Valisi İbrahim Özçimen’in bir önsözü var. Bir yerinde:
-“Burdur’u en kısa zamanda hak ettiği yaşam seviyesine ve hizmetlere ulaşmasını sağlamak en temel görevimizdir… Bu görevde, İl Özel İdaremiz, hizmet filomuzun amiral gemisidir” diyor.
Arkasından, İl Genel Meclis Başkanı Mustafa Taştekin’in bir sunuşu karşımıza çıkıyor. Taştekin sunuşunun bir yerinde;”
-“Bireysel ve toplumsal hayatı doğru algılamak ve mevcut imkânlarla daha çok hizmet üretmek, öncelikli hedefimizdir” cümlesiyle dikkat çekiyor.
Burdur İl Özel İdaresi Genel Sekreteri İbrahim Şimşek’in takdim yazısında ise, genel bir değerlendirme yapılıyor bir yerinde:
-“Belediye sınırları dışındaki ilimizin her köşesine yol, içme suyu, kanalizasyon, imar, ruhsat vb. alanlarda kaliteli, süratli ve adil bir şekilde hizmetlerin götürüldüğünü görebilirsiniz” cümlesiyle hizmetlerin bütünlüğü sergileniyor.
Bu yayın çalışması içinde, Burdur Özel İdaresi Genel Sekreterliğinin beş yıllık hizmet fotoğrafı ortaya konuluyor. Bu fotoğraf böyük bir görüntü arz ediyor efendim.
Devletimizin kurucusu yüce Atatürk’ün, 1930 yılında “Burdur İl özel idaresinden çıkarken” görüntülenen fotoğrafı önemlilik taşıyor, anlam zenginliği içinde karşımıza çıkıyor.
Vizyonlarından söz ederken: “Çok iyi bir performans ile kurumsallaşmayı tamamlamış, verimliliği esas alarak plan ve projeye önem veren, şeffaf bir çalışma ortamıyla, geleceğe umutlu ve planlı bakabilen, yerel yönetim anlayışında öncü ve örnek bir il özel idaresi” yorumu yapılıyor.
Misyonlarından söz ederken de; “Burdur’da nefes alıp verenlerin mahalli mahiyetteki ekonomik, sosyal ve kültürel şartlara bağlı her türlü ihtiyaçlarını, kanunlarla verilen görev ve yetkiler çerçevesinde adil, güvenilir ve hızlı bir şekilde karşılamaktır” cümlesiyle görüşlerini ortaya koyuyorlar.
Burdur Özel İdaresi Genel Sekreterliğinin, yükselen sorumluluğu içerisinde, “bilinir olmak, tanınır olmak yeterli değil. Yıldız olmak zorundayız” diyorlar. İddialı bir söz, yarışın varlığını anlatan görüş.
Yolların daha geniş ve daha kaliteli hale gelişi, getirilişi başarının varlığını gösteriyor. Yapılan çalışmalarla, yol ve ulaşım hizmetlerinde Türkiye ortalamasının üzerine çıkılışının ifade edilişi, görüntülerle anlatılışı, mutluluk verici.
Asfalt çalışmalarında, köylere su götürme hizmetlerinde, kanalizasyon hizmetlerinde, sulama, eğitim, kültür ve turizm varlıklarının korunması çalışmalarında, gençlik, spor çevre, orman ve tarım alanlarında başarılı hizmetlerin ortaya konulduğunu görüyoruz, öğreniyoruz.
GÜNÜN SÖZÜ:
Bu güne kadar olduğu gibi, yeni dönemlerde de muhtarlarımızla el ele, gönül gönüle olacağız. İşte sıcak elimiz. S.70)

Hiç yorum yok: