30 Aralık 2009 Çarşamba

Azerbaycan’dan
Prof. Dr. Hoşbaht Yusufzade
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Azerbaycan kaynaklı, Azerbaycan çıkışlı yayınların sayfalarındaki gezintim giderek artış gösterirken, “Azerbaycan Yazılarım” adlı kitaplarımın Vektor Neşirlerevi yayınları arasında günyüzü görmesi, beni sevindiriyor, mutlu kılıyor.
Burada, Prof. Dr. Elçin İskenderzade hocamı sevgi ve saygıyla selamlamak istiyorum.
Merkezi Ankara’da bulunan Kültür Ajans tarafından hazırlanıp günyüzü gören, bir kitap var masamda.
Adı: Prof. Dr. Hoşbaht Yusufzade. Biyografi-bibliyografya. Hazırlayanlar: Prof. Dr. Elçin İskenderzade. Alekber Abbasov, Müdhet Rzayev, Hazer Kurbanova. Çeviriler: Kemale Alekberli, Naile Ağazade, İlgar Memmedli.
Editörlüğünü, Türk Dünyası Araştırmaları Uluslararası İlimler Akademisi Ankara Başkanı Prof. Dr. Hayrettin İvgin’in yaptığı kitap, Türkçe, İngilizce, Rusça ve Azeri Türkçesinde yayınlanmış.
Aralık 2009’da günyüzü gören ve Prof. Dr. Hayrettin İvgin tarafından bize ulaştırılan “Prof. Dr. Hoşbaht Yusufzade-Biyografi-Bibliyografi” adlı kitabın sayfalarına doğru mini bir yolculuk yaparsak, gördüklerimizden:
-Ordinaryüs Prof. Dr. Hoşbaht Yusufzade’nin hayatının ve çalışmalarının aşamaları,
-Akademik hayat ve faaliyetlerinin esas merhaleleri, Neşredilmiş ilmi eserleri kronoloji ardıcıllıqla, Bilimsel buluşları,
-Hoşbaht ömrü onur yılları ve izleri (Alekber Abbasov),
Ordinaryüs Prof. Dr. Hoşbaht Yusufzade’nin 14 Ocak 1930 tarihinde (Azerbaycan) Apşeron yarımadasının göz alıcı köşelerinden biri olarak tanınan Pirşağı köyünde doğduğunu öğreniyoruz.
Hoca, erken yaşlarda sosyal çalışmaların içinde yeralıyor. 1943 yılında (Partinin gençlik kolu) Komsomol teşkilatının sekreteri olarak çalışmaya başlıyor. 1947 yılında komşu Kürdehanı köyündeki 113 sayılı okulu bitiriyor. 1952 yılında Azerbaycan Endüstri Üniversitesinin Jeoloji Keşif-Arama bölümünü kazanıyor, 1952 yılında buradan mezun oluyor.
Sonraki yıllarda Sovyetler Birliği Kominist Partisinin 22. kurultayı adına Petrol ve Gaz Üretim idaresinde müdür yardımcısı, baş jeolog görevlerinde çalışıyor. Daha pek çok görevde bulunan ve başarıyla bu görevlerini tamamlayan Prof. Dr. Hoşbaht Yusufzade, deniz-petrol, gaz yataklarının işlenmesinin pratik temellerini hazırlıyor ve gerçekleştirilmesini sağlıyor.
Azerbaycan’ın milli lideri Haydar Aliyev’in yeni petrol stratejisinin hazırlanıp gerçekleştirilmesinde katkısı bulunan Prof. Yusufzade, petrol alanındaki onlarca çalışmanın altına imza atıyor. Kendisi için, “Petrol işinin üstadı, Azerbaycan petrolcülerinin büyüğü” ifadesinin kullanılışı, yerinde ve doğru bir anlatım ve kabulleniş biçimi olarak alkışlanıyor.
Prof. Dr. Hoşbaht Yusufzade Biyografi-Bibliyografi, adlı kitabın son sayfalarına yerleştirilen fotoğraflarda da görülüyor ki, Hoşbaht Yusufzade; Azerbaycan’ın milli lideri Haydar Aliyev ve şimdiki Cumhurbaşkanı İlham Aliyev başta olmak üzere, pek çok liderin iltifatlarıyla taltif edilmiş. Bunlar arasında, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Rusya Cumhurbaşkanı V. Putin, İran İslâm Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Muhammet Hatemi’ye kadar uzanan liderler, Hoşbaht Yusufzade’nin görüntüleri arasında yeralıyor.
GÜNÜN SÖZÜ: Dünyanın neresinde Türk varsa ellerimizi uzatmalı, kucaklaşmalıyız (İK) ***
Tokat-Reşadiye’den yine ağıt

Prof. Dr. İSA KAYACAN
Tarihler, üzüntü ve sevinçlerin geçmişe not düşüldüğü günlerdir. 07 Aralık 2009. Tokat-Reşadiye Sazak köyü yakınlarında 7 askerimizin daha şehit edilişinin kara günü olarak kayıtlara geçti. Hepimiz kahrolduk bir kez daha. Yazılarla, sözlerle, mektuplarla duygularımızı dile getirdik, ortaya koyduk. Şehitlerimizin adları: Cengiz Sarıbaş (Giresun), Fatih Yonca (Hatay), Kemal Bide (Ordu), Ferit Demir (Muş), Yakup Mutlu (Muş), Onur Bozdemir (Adıyaman) ve Uzm. Çvş. Harun Arslanbay (Adana) (1997’de 4 askerimizde aynı yerde şehit edilmişti)
Azerbaycan’ın Türkiye temsilcisi gibi çalışan, yazıp-yayınladıklarıyla, yaptığı konuşmalarla göz dolduran, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Tamilla Abbashanlı’dan uzunca bir mektup aldım, Reşadiye üzüntülerini dile getiren. Mektubun altında, bayatı-mani, yani ağıtlar da var. Önce mektupdan kısa satırlar:
Değerli İsa Kayacan hocam; Kaç gündür gözyaşlarım Nisan yağmuruna döndü. Tokat’ın Reşadiye ilçesinde kan içen teröristlerin yedi ciğer paremizi şehit etmeleri haberi beni mahvetti. Tansiyonum arşı feleğe yükseldi. Gözyaşlarımdan sabaha kadar uyuyamıyorum.
Ben sıcak yatakta, onlar buz gibi toprakta. Bir ona inanıyorum ki, Toprak-onun uğrunda ölenleri sıcak kucağına almış. Toprak onları üşümeğe koymaz. Şimdi onlar ana toprağın kucağındadırlar.
Azerbaycan’daki bütün anneler, özellikle Karabağ şehitlerinin anneleri, sizin çocuklarınızın anneleridir. Bugün Azerbaycan’da onlar da yedi kardeş-yedi civan için gözyaşları döküyorlar. Allah size sabır versin. O kutsal yüreğinize kurban olayım. O yedi oğul büyüten o kutsal ellerinizden öpüyorum.
Şehitlerimizin annelerine böyle sesleniyor Tamilla hoca.
Şimdi, Doç. Dr. Tamilla Abbashanlı’nın şehit olan yedi yavrumuz için gönderdiği bayatılar-maniler, yani ağıtlar üzerine bir göz atalım:
Azizim, gözüm, Tokat,
Sanadır sözüm, Tokat
Yavrum burada şehit olup,
Nereni gezim, Tokat..
*
Azizim, yan durupdur,
Sal gelip yan durupdur,
Tokat’ta yedi civan ölüp,
Alemi yandırıpdır.
*
Üzüm üste,
Saklarım gözüm üste,
Oğlumun Tokat’ta gezdiği yeri,
Gezirim dizim üste.
*
Aziziyem, sormayın,
Cellat, derim soymayın,
Türkiyem deyip ölürüm,
Beni mezara koymayın
*
Ayağım yalın idi,
Dikenim kalın idi,
Hiç ölmek istemiyordum, anne,
PKK zalim idi.
Ben kaldım aran yerde/Sinek kan soran yerde/Annem, ablam ağlasın/Kanım göl olan yerde..
Fikret Oğuztürk “Ölen ben oldum” şiirinin iki dörtlüğünde şöyle sesleniyor:
1-Haberi getiren sözün üstüne/Sen ölmedin oğul, ölen ben oldum/Yıkılıp düşmüşüm dizin üstüne/Sen ölmedin oğul, ölen ben oldum. 2- Kancık eşkiyanın yağlı kurşunu/Bozmamışsın yiğit has duruşunu/Dönüp de kaçana yüz buruşunu/Sel ölmedin oğul, ölen ben oldum. ***
1850–1953 yılları arasında Burdur’u idare edenler (1)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Geçmişin aynası yayınlar. Bilgilerin getiricileri kitaplar. Burdur Valiliğince 1955 yılında yayınlanan “Burdur” adlı 165 sayfalık kitabın 143, 144 ve 145 nci sayfalarında “Mülki taksimatta yer aldığı günden bugüne kadar Burdur’u idare edenler” başlığı altında verilen bilgiler efendim:
1- (1850) Konya-Karaman Valisi Hacı Kamil paşa Hamit kaymakamı Ahmet Efendi, Burdur Mahsalı Kapıcı başı Ahmet Efendi;
2- (1851) Burdur Mahsalı kapıcı başı Ahmet Efendi;
3- (1852) Konya Valisi Vezir Hafız paşa, Hamit Kaymakamı Sani İzzet bey, Burdur Mahsalı Kapıcı başı Ahmet Efendi;
4- (1853) Konya Valisi Vezir Hafız paşa, Burdur Kaymakamı Kapıcı başı Şerif Ağa; 5- (1854) Konya Valisi Mustafa Paşa, Burdur Kaymakamı mütemayiz Raif efendi;
6- (1855) Karaman Valisi Mustafa Paşa Burdur Kaymakamı saniden İzzet Bey;
7- (1856) Karaman Valisi Mustafa Paşa, Burdur Kaymakamı saniden İzzet bey;
8- (1857) Karaman Valisi Mustafa Paşa Burdur Kaymakamı saniden İskender Bey; 9- (1858) Karaman Valisi Mustafa Paşa, Burdur Kaymakamı saniden Şerif Ağa;
10- (1859) Karaman Valisi Mustafa Paşa, Burdur Kaymakamı saniden Reşit efendi;
11- (1860–1861) Karaman Valisi Mustafa Paşa, Burdur Kaymakamı Dergâhı Ali İsmail bey;
12- (1862) Karaman vilayeti Burdur Kaymakamı mütemayiz Ragıp Bey;
13- (1863) Karaman vilayeti Burdur Kaymakamı saniden Sırrı Efendi
14- (1864) Karaman vilayeti Burdur Kaymakamı saniden İsmail Efendi,
15- (1865–1866) Karaman vilayeti Burdur Kaymakamı evvel sınıf sanisi Halil bey;
16- (1867–1870) Karaman vilayeti Burdur Kaymakamı İstanbul Abdullah Ağa;
17- (1871) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Ahmet İzzet Paşa (Mirmiran);
18- (1872–1873) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Ahmet Bey;
19- (1874) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı İstanbul Amire Mutasarrıfı Ahmet Bey
20- (1875) Konya Vilayeti Burdur Sancığı Mutasarrıfı Talig efendi. (sani)
21- (1876–1878) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Mahmut Paşa (Mirmiran);
22- (1879–1880) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Muhtar bey;
23- (1881–1882) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Muhtar Şerif bey;
24- (1883) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Mehmet Emin Bey;
25- (1884–1885) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Emin bey (Evvel Sani) 26- (1886) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Abdülgani Paşa,
27- (1887) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Faik Bey (bala)
28- (1888–1890) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Matzafi bey;
29- (1891–1892) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Ahmet Sabit efendi;
30- (1893) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Ahmet Arifi Bey;
31- (1894) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Mahmut Paşa;
32- (1895) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Fehmi Paşa; ***
1850–1953 yılları arasında Burdur’u idare edenler (2)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
33- (1896) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Mehmet Emin Paşa (Mirmiran)
34- (1897) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Ali Ratıp Bey (Vali sani);
35- (1898) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Ali Ragıp Bey (Vali sani);
36- (1899) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Şevki Bey;
37- (1900) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Şevki Bey,
38- (1901) Konya Vilayeti Sancağı Mutasarrıfı Abdullah Paşa;
39- (1902–1904) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Mahmut Nazım Paşa;
40- (1905–1906) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Nazım Paşa;
41- (1907–1910) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Nuri Paşa
42- (1911–1912) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Kemal bey
43- (1913–1914) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Salahattin bey;
44- (1915–1917) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarıfı Haşim El Attaşi (Suriye Cumhurreisi);
45- (1917–1918) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Celâl bey;
46- (1918–1919) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Ulvi bey;
47- (1919–1920) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Hacı Vasfi bey;
48- (1920–1921) Konya Vilayeti Burdur Sancağı Mutasarrıfı Behçet bey
49- (1921–1922) Burdur Vilayeti ilk Valisi Ali Suat bey;
50- (1923) Burdur Valisi Sefa Bey
51- (1924) Burdur Valisi Faik Üstün Bey,
52- (1925–1927) Burdur Valisi Celal bey;
53- (1.12.1928–4.11.1929) Burdur Valisi Süreyya Bey;
54- (26.11.1929–8.9.1934 Burdur Valisi Hazım Bey;
55- (8.9.1934–28.6.1935) Burdur Valisi Saip Okay
56- (18.7.1935–11.9.1939 Burdur Valisi Abdülhak Savaş;
57- (22.9.1939–14.4.1942) Burdur Valisi Sadri Aka
58- (27.4.1942–1.11.1942) Burdur Valisi Haluk Nihat Pepeyi
59- 3.11.1942–12.4.1944) Burdur Valisi Kâmuran Cuhruk
60- (29.4.1944–16.7.1945 Burdur Valisi Nuri Atay
61- (14.7.1945–1.9.1947) Burdur Valisi Rebii Karatekin
62- (6.9.1947–22.7.1949) Burdur Valisi Feyyaz Bosut
63- (26.7.1949–21.6.1950) Burdur Valisi Şevket Ozanalp
64- (29.6.1950–11.5.1951) Burdur Valisi Ali Eşref Ergut
65- (21.5.1951–3.7.1953) Burdur Valisi Rauf İnan
66- (7.7.1953) Burdur Valisi Enver Saatçigil
KAYNAK: Valilikçe bastırılan “Burdur” adlı kitap (İsmail Akgün Matbaası-İstanbul, 1955, 165 sayfa-Gazeteci-Yazar Ahmet Can’ın özel kitaplığı-Burdur)
***
Azerbaycan’dan Folklor
ve Etnografiya Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Azerbaycan çıkışlı yayınların bize ulaşmasının ardından, anılan yayınların sayfalarındaki gezintilerimiz.
Bir dergi. Adı: Folklor ve Etnografiya. Kurucusu: Muharrem Gasımlı. Bu derginin 2009 yılına ait 2 nci sayısı masamızda. Normal boyutlu ve 88 sayfa ile şekillenmiş, ortaya konulmuş
Prof. Dr. Muharrem Gasımlı, Fuzuli şiirinde Oğuz Elat nefesinden sözediyor derginin başyazısında.
Ankara’da yağmur yokuşundan sözedilerek “ulu Tanrının mukaddes ve ışıklı dergâhına bin şükür” deniyor. Muharrem Gasımlı hocanın, Ankara’da geçirdiği bir ameliyat sonrası, dünyaya şükreden duyguları, sergileniyor. 10 ncu sayfadaki bir fotoğrafın altında da;
-“Ürek ameliyatından 10 gün sonra, Prof. Dr. Ümid Özyurda’nın solunda Prof. Muharrem Gasımlı sağında ise Yegane hanım” cümlesi yeralıyor. Bir başka fotoğraf ve altında ki “oğlunun yolunu gözleyen ağzı dualı Zerri anam” cümlesindeki anlam ve duygu yüklülük ayrı bir anlam taşıyor, mana ifade ediyor. Muharrem Gasımlı hocam tekrar geçmiş olsun.
Prof. Dr. İlham Rehimli, medeniyet tarihi içinden Meydan oyuncuları üzerinde duruyor.
Prof. Dr. Hayrettin İvgin, Azerbaycanlı aşık ve el şairlerinde “Ağlaram” redifli şiirlerden, bu imzaların sahipleri şairlerden sözediyor.
Doç. Dr. Avtandil Ağbaba “Ganını yurd gibi yala, ağlama” başlığıyla yurd yerinden sözediyor. “Söz yükümüz” Durnaların Bağdad eli dile getiriliyor.
Prof. Dr. İsa Kayacan Bağdad Seferi’ni anlatıyor. Fotoğraflar var toplu halde, İsa Kayacan, Hayrettin İvgin, Muharrem Gasımlı, Osman Musayev, Ekber Goşalı, görüntülerinin sergilendiği.
Doç. Dr. Irade Rövşen, yurdumuz-yuvamız Tarihi yaradan ve yaşadan daşlar, başlığıyla dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Saadet Abdullayeva Müsikli folklor sahneleri tasviriyle, okurlarının karşısına çıkıyor. Buradan bir dörtlük:
Nevruz, Nevruz bahara,
Güller, güller bahara,
Bağçamızda gül olsun,
Gül olsun, bülbül olsun.
Derginin sonraki sayfalarında haberler yeralmakta, görüntüleriyle birlikte okurlarının karşısına çıkarılmaktadır.
GALİBE HACIYEVA’dan
Nahçıvan Devlet Üniversitesinden, filologiya ilimleri namzedi Galiba Hacıyeva imzalı, “Ömer Faik Nemanzade’nin eserlerinde dil ve dilcilik meseleleri” adlı 32 sayfalık, araştırma-inceleme ve değerlendirme ürünü kitapçığın bu alandaki önemi biliniyor ve alkışlanıyor efendim. Tebriklerimi, sevgi ve saygılarımı sunuyorum buradan, bu sütunlardan.
GÜNÜN SÖZLERİ: 1- Kamillik, kalple aklın beraberliğidir. 2- İnsanın emirlerine uyan robot uzun süre kullanılır. Allahın emir ve yasaklarına uyan insan huzur bulur. (Hacı Ferhat Mirza, Bakü- Azerbaycan )
***
Artvin Evi Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Artvinliler, Ankara başta olmak üzere, pek çok ilimiz merkezinde, birlik ve beraberlik içinde olduklarının işaretlerini hep verdiler, vermeye devam ediyorlar. Ankara’da, Şahver ve Aydın Karasüleymanoğlu çifti, fanatik Artvinlilerin başında geliyorlar.
Karasüleymanoğlu çifti aracılığıyla bana ulaşan yayınların sayısı giderek artıyor.
Yenilerde bir dergi daha geldi bu çift aracılığıyla,
Adı: Artvin Evi, Ankara’da, bir Artvin evi var. Aylık yayınlanan kültür ve tanıtım Dergisi Artvin Evi’nin 2009 yılında yayınlanan 6 ncı sayısının kapağında görüyoruz ki, Artvin Evi binası görüntüsü kapaktaki yerinden bizimle, öncelikle de Artvinlilerle selamlaşıyor.
Derginin kimliğine bakıyoruz:
Artvin Kalkınma ve Eğitim Vakfı adına sahibi ve sorumlu müdürü: Nuri Kemal Demirel. Genel Yayın Yönetmeni: Şevket Çorbacıoğlu. Danışman: R. Cemal Kadıoğlu. Yönetim ve yazışma adresi: Akpınar Mah.841. Cad. No: 8 Dikmen-Çankaya-Ankara Tlf: 0312 476 63 69.
Vakıf Başkanı Nuri Kemal Demirel’in başyazısı var, dikkat çeken cümlelerle dolu.Başkan bu yazısının bir yerinde:
“Artvin Evi inşaatına başlarken, yönetimimiz de karmaşık duyguları yaşadı. Düşler kurdu, beklentiler içine girdi ama gerçekleri de göz ardı etmedi. Bazı kesimlerin bu işe yürekten sarılacaklarını, gelişmelerden mutlu olacaklarını tahmin etti. Öte yandan bazı kesimlerin de duyarsız kalabileceklerini hesaba kattı” denilişi, kalıcı ve ileriye yönelik atılan adımların getirdiği ayak seslerinden bazı kesimlerin rahatsız olabilecekleri gerçeğinin ortaya konulması bakımından üzerinde durulması gereken bir anlatım ve ifade ediş biçimi olarak görülmesi dikkat çekiciydi.
Edip Tansi’nin, geçmişten bir öyküsü var derginin 2 nci sayfasında başlayan. Derginin öteki sayfalarına bakıyorum. Gördüklerimden:
- Artvinliler kültüre yakındır (Kemal Fahir Genç)
- 29. Kafkasör kültür, turizm ve sanat festivali,
- Bir özlemin hikâyesi (Kâmil Kadıoğlu),
- İstanbul’dan mektup var. (Şener Kaya)
- Geçmişten günümüze Artvin Evi projesi (Artvin Yüksek Tahsil Talebe Cemiyeti’nce hazırlanmış. Bu projenin altında; Prof. Dr. Osman Ersoy, Ahmet Aydın Karasüleymanoğlu, Servet Ömeroğlu, imzaları bulunuyor)
- Haberler: Artvinliler yatık dönerde buluşuyor,
- Prof. Dr. Mustafa Kuru ile söyleşi(konuşan: Şahver Karasüleymanoğlu),
- Bir rüya gerçekleşiyor (Mustafa Yıldırım). Buradan cümle: “Artvin Kültür Evi, hepimiz için yarım asırlık bir rüyadır. Rüyamızın gerçekleşmek üzere olduğunu görmekten mutluluk duyuyoruz”.
- İnşaatımızdan son görüntüler: Artvin Evi’nin yükselen duvarları.
GÜNÜN SÖZLERİ: Şiir; duygulara ruh verebilme, güzel söz sözleme sanatıdır.
Şiir; bestekârların nağmelerinde dillenen, güçlenen, hayatiyet kazanan nota ve mısralar bütünüdür. (İK)

Hiç yorum yok: