20 Ocak 2010 Çarşamba

Usta Gazeteci Ahmet Tekeş
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Öncelikle, başlığımızdaki “Usta” ve Gazeteci” kelimelerinin karşılıkları olarak TDK’nın Türkçe sözlüğünde neler yeralıyor. Bakalım:
Usta: Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse.
Gazeteci: Gazete yayımlayan kimse 2-Gazeteye yazı yazmayı, haber toplayıp vermeyi veya gazetenin yazı işlerinde çalışmayı iş edinen kimse.
Bu bilgilerden sonra, 1960’lı yıllarda, Ankara Rüzgârlı sokakta tanıdığım ve gazeteciliğin temelindeki bilgilerle donanıp, yıllarla birlikte önemli noktalara ulaşan, kelimenin tam anlamıyla “gazeteci” hüviyetini taşıyan, Ahmet Tekeş arkadaşımızdan sözetmek istiyorum:
AHMET TEKEŞ
1947 yılında Kırşehir ilimiz merkezinde doğdu. İlk mektebi, tek öğretmenli ve tek sınıflı köy okulunda okudu. Alfabeyi erken söktüğü için, öğretmeninin teşvikiyle kasabaya ortaokula gönderdi rahmetli babası. Liseyi Kırşehir’de bitirdi.
Ahmet Tekeş, kitap okumaya, şiir yazmaya ve resme karşı ilgisi olduğu için Edebiyat bölümünü seçti. 1963 yılı Haziranında liseden birincilikle mezun olan Ahmet Tekeş fark derslerini vererek ilkokul öğretmeni oldu. 1964 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde gece eğitimine başlarken, Havadis Gazetesinde düzeltmen olarak çalışmaya başladı.
Böylece mürekkeple tanışan Tekeş’in gazetecilik yaşamıda başlamış oldu. Sonraki yıllarda sırasıyla; Yeni Tanin, Bulvar ve Tasvir Gazetelerinde muhabirlik, teknik sekreterlik ve Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptı. 1990 yılında emekli olmasına rağmen basından hiç kopmadı ve halen Belde Gazetesinde Yazı İşleri Müdürü olarak çalışmalarını sürdürüyor, çevresindeki genç-yeni elemanların yetişmesine olan katkılarıyla dikkat çekmeye, alkış almaya devam ediyor.
03 Şubat 2007 tarihinde 36 yıllık eşini kaybeden Ahmet Tekeş’in Bankacılık yapan evli bir kızı, Başbakanlıkta uzman ve evli olan bir oğlu var. Tekeş, 60 yıllık bir kuruluş olan merkezi Ankara’da bulunan Kırşehir Gençliğine Yardım Derneği başta olmak üzere, sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalarıyla, yöneticilikleriyle de biliniyor.
Gazeteci-Yazar ve şair arkadaşımız Ahmet Tekeş’i mesleğiyle ilgili bazı sorularımız oldu. Sayın Tekeş’in cevaplarından;
RÜZGARLI SOKAK, BAŞKENT GAZETECİLİĞİNİN ÜNİVERSİTESİ
- Gazeteci; Toplumun sorunlarını, sevinçlerini, acılarını, kaygılarını kendinde yaşayan, hisseden kimsedir.
- Gazeteci; öncelikle mesleğine saygılı, doğrulardan ödün vermeden çalışmalı. Yandaş, nabza göre şerbet veren bir gazetecilik anlayışı topluma da gazeteciliğe de kalıcı bir saygınlık kazandırmaz.
- Bugün ülkemizde, çağdaş bir gazetecilikten sözetmek olan değil. Türkiye’de yazılı ve görsel medya tam bir tekelleşme dönemini yaşıyor. Gazetecilikten çok, ticari çıkar için yapılan yayıncılık, ülkenin ufkunu, adeta karartıyor. Medya siyasilerin elinde vurucu bir silah olarak kullanılıyor.
- Rüzgârlı sokak, başkent gazeteciliğinin üniversitesi gibidir. Onlarca ünlü gazeteci Rüzgarlı Üniversitesi’nde eğitim görerek yetişmiştir. Hasbelkader ben de Rüzgarlı mektebinde-Üniversitesinde mürekkep soluyanlardanım. Gündüzleri matbaanın kurşun kokusuyla dolan ciğerlerimizin, kaptığımız bir simidi iştahla yiyerek Rüzgarlı dan geçip, gece Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesine gidişimi tam bir maraton heyecanı ile halâ anımsıyorum
***
Şiir ve Musiki (5) de
1981’de Mualla Anıl’ın
bestelediği şiirim seslendirildi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Ankara’nın kültür öncülerinden, araştırmacı, yazar, şair, müzisyen Ahmet Sevgi, “Sevgi Kültür Evi”nden ışık saçmaya devam ediyor.
20 Aralık 2009 tarihinde, TBMM Mustafa Necati Kültür Evi’nde (Mithatpaşa Cad.No: 35 Kızılay/Ankara) Şiir ve Musiki (5) programı gerçekleştirildi. Müzisyenler, bestekârlar, şairler ve çok sayıda davetli katıldı bu programa. Kızlarım Gül, Filiz ve torunum Nazlı’nın da katıldığı anılan programda, E.Edebiyat öğretmeni şair ve bestekar Mualla Anıl’ın Aralık 1981’de hicaz makamında bestelediği bendenize ait “Ömrümün” adlı şiirin notalarından çıkan nağmeler de yeraldı.
Emre Aygan’ın seslendirdiği şiirim sanki hayat bulmuş, canlanmış, hareketlenmiş ve şahsiyet kazanmıştı.
Ali Naili Erdem tarafından yönetilen Şiir ve Musiki(5) programına katılanlar:
Güner Erdem, Dr. Mustafa Şerif Onaran, Hasan Korkmazcan, Nurettin Özdemir, Orhan ve Nezahat Baltan, Abdullah ve Sevim Satoğlu, Yahya Akengin, Kadri Şarman, Özgen Gürbüz, Suat Yıldırım, Tevfik Soyata İsa Kayacan (kızları Gül, Filiz, Torunu, Nazlı) Mine Özdemirtaş, İlgün Soysev, Vedat Fidanboy, M. Ünal Yılmazer, Ahmet Çağlaroğlu, Suat Güzeller, Özgür Şarman, Necdet Örselli, Emre Aygan, Tayyar Güneymen, İsmail Gürlü, İbrahim Dinçer, Nebahat Kaman, Osman Fırat Baş, Dr. Mustafa Alan, Nilgün Baltacıoğlu, Hicran Eresken, Melahat Toroman, Ahmet Sevgi, Prof. Dr. Korkut Özerkan.
Rahmetli Mualla Anıl hocanın bestelediği bendenize ait 1981 yılında bestelediği “Ömrümün” adlı şiirimin mısraları, okunuş biçimi şöyle:
Beni sevdiğini söylerdin yıllar öncesi (2)
Çözülsün karanlık şu hayatın bilmecesi,(2)
Her geçen gece ömrümün hicranlı gecesi (2)
Çözülsün karanlık şu hayatın bilmecesi. (2).
Şiir ve Musiki (5) programında 11 ayrı eser seslendirildi. Bunlar:
1- Uyan ey gözlerim gafletten uyan (Güfte, 4.Murat han, Beste: Ali Ufki bey)
2- Birgün bana geleceksin yıllardan sonra (Güfte: Nurettin Özdemir, Beste: Şekip Ayhan Özışık),
3- Düştüm de talihin gurbet burcuna (Güfte: Mehmet Erbulan, Beste: Ali Şenozan)
4- Bir değil bin şarkı yapardım sana (Güfte:Mehmet Erbulan Beste: Kadri Şarman),
5- Kömür gözün aklım aldı aklımı balam (Güfte-Beste: Özgen Gürbüz)
6- Gönlüm de açan laleler (Güfte: Abdullah Satoğlu, Beste: Suat Yıldırım)
7- Leyla gibi hıçkırsa ve Mecnun gibi Yansa (Güfte: Mustafa Nafiz Irmak, Beste: Tevfik Soyata),
8- Beni sevdiğini söylerdin yıllar öncesi (Güfte: İsa Kayacan, Beste: Muallâ Anıl),
9- Obalardan saraylara (Güfte: Ahmet Sevgi, Beste: Fethi Karamahmutoğlu),
10- Durmadan yandı gönül (Güfte: Mine Özdemirtaş, Beste: İlgün Soysev)
11- Dök derdini gel bu gece (Güfte: Vedat Fidanboy, Beste: Mustafa Ünal Yılmazer).
Ahmet Sevgi’nin hazırladığı kitapçıklarla tarihe düşülen musiki belgeseli olan “Şiir ve Musiki-5”in 47 nci sayfasındaki bilgilerden:
Mualla Anıl: (1909-1985), 1909 yılında Edirne’de doğdu. DTCF mezunu olan Anıl, Ankara Musiki Muallim Mektebinde (Devlet Konservatuarı) Beden Eğitimi öğretmenliği, Ankara Kız Lisesi, İstanbul Kadıköy Lisesi, Çamlıca Lisesi ve Ankara Cumhuriyet liselerinde edebiyat öğretmenliği yaptı. Yeni İstanbul Gazetesinde makaleleri yayınlandı. Pek çok güfteyi kendine özgü bir biçimde besteledi. Anıl Korosu’nun kuruculuğunu ve yöneticiliğini yapan Mualla Anıl 23.10.1985 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
***
“Şiirlerle Burdur-2”
adlı kitabın yayın hazırlıkları sürüyor
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur (merkez) Belediye Başkanlığının geleneksel olarak gerçekleştirdiği “İnsuyu Kültür-Sanat ve Spor Etkinlikleri”nin 21 Ağustos 2004 tarihli bölümünde, “Şiirlerle Burdur” konulu program içerisinde, Burdur şiirlerinden örnekler vermiştim.
Bu programdan hareketle, Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya’nın talebi üzerine, Burdurlu şairlerin kalemiyle Burdur şiirleri, Burdurlu olmayan şairlerin kalemiyle Burdur şiirleri şeklinde iki bölüm halinde, “Şiirlerle Burdur” adlı 96 sayfalık kitap bendenizin imzasıyla, Burdur Belediye Başkanlığı Kültür Yayınları: 1, çıkışıyla gün yüzü gördü. Kitabın;
Önsözünde: “Belediyecilik hizmetlerimiz arasında yeralan pek çok satırbaşları var. Biz, zaman ve fırsat ayırarak, kültürel faaliyetlerle de hemşehrilerimize hizmet edilebileceği kanaatini taşıyoruz” (Sebahattin Akkaya)
Sunuşunda: “Burdurlu olan, Burdurlu olmayan şairler, Burdur’u ve Burdurluyu değişik yönleriyle anlatan şiirleriyle karşıma çıkınca dayanamayıp, bu şiirleri toparladım, bir araya getirip bir bir sıraladım. Arkasından, elinizdeki bu kitap ortaya çıktı” (İsa Kayacan)
Sonraki günlerde, ay ve yıllarda Burdurla ilgili yazılan şiirlerin sayısının artmaya başladığını gördüm. Bunların derlenmesi, bir araya getirilmesi çalışmalarım sürerken sayılarının artması üzerine, “Şiirlerle Burdur–2” adlı kitabın da yayınlanma zamanının geldiğini görüp, anlayıp, yayın hazırlıklarına başladım.
Bu ikinci “Şiirlerle Burdur” kitabı, yine Burdur Belediyesi Kültür yayınları arasında mı çıkar, başka bir kuruluşumuzun veya İsa Kayacan’ın kendi yayınları arasında mı günyüzü görür bilinmez! Ama yayını için hazırlıkların sonuna gelindi.
Burdur Şiirleri-2”nin, muhtemelen 9 bölümden oluşması düşünülüyor.
Birinci bölümünde : Birinci kitap “Şiirlerle Burdur” da yer almayan Burdur şiirleri,
İkinci bölümünde : Birinci kitap “Şiirlerle Burdur” da yer almayan Osman Akkoç’un Burdur şiirleri
Üçüncü bölümünde : Burdur’lu- Akdeniz ve Ege Bölgesi şairlerinin “İsa Kayacan” için yazdıkları şiirler,
Dördüncü bölümünde : Hikayeleriyle, Teke Yöresinin Başkenti Burdur türkülerinden bir demet çeşitleme,
Beşinci bölümünde : 1850- 2010 yılları arasında Burdur’u idare edenler,
Altıncı bölümünde : 1854 yılında “Kaza” olan Burdur’un en eski ilçesi “Tefenni”
Yedinci bölümünde : Burdur’lu Gazi Ağır Topçu Kademlioğlu İsmail Başçavuş
Sekizinci bölümünde : İsa Kayacan’ın Burdur’u, Burdur’un İsa Kayancan’ı,
Dokuzuncu bölümünde : Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ)’nün kuruluş günlerinden satır başları, yer alacak.
“Şiirlerle Burdur–2” de yeralacak şiirlerden, daha doğrusu şiirlerin şairlerinden bazılarının isimleri: Burdurlu Gazi Ağır Topçu Kalemlioğlu İsmail Başçavuş şiirinin şairi rahmetli İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, M. Rasih Özbek, Çetin Bozcu, MLT, Durmuş Öcal, Ahmet Sargın, Mehmet Atasever, Hacer Göçer, Memiş Acar, Zafer Özdemir, Muammer Susuzlu, Sebahat Gümüş, Seza Tutku Azaklı, Osman Tekerci, Derya Özsoy, Mehmet Doğan Silleli, Gülseren Çelik, Zeki Çelik, Birdal Can Tüfekçi, Gülbahar Ünlü, Oktay Zerrin, Ali Gözütok, Muzaffer Çelik, Dündar Ersan, Mehmet Gökdoğan, Hüseyin İzgi, Ozan Kara, Nazmi Öner, Abdurrahman Ekinci ve diğer şairlerimiz. Birkaç şiir (dörtlük) örneği:
M. RASİH ÖZBEK:
Avşarlar, Serenler çalınca hele,
Hele de, Yarenler gelince dile,
Dokununca Halil curada tele,
Meydanlar, Zeybeğe dardır Burdur’da.
MUAMMER SUSUZLU:
Sessizlik yangın gibi özlemin kalbimde kor,
Ömrümün hazanında ayrılığı bana sor,
Geçti yıllar sessizce artık ecel geliyor,
Dağlar var aramızda, uzaktasın Burdur’um.
BİRDAL CAN TÜFEKÇİ:
Düğün, dernek kurulur, davul zurna ses verir
Sipsideki nameler, genç kıza nefes verir
Burdur zeybeği çalar, efeye heves verir,
Unutmak kolay değil seni, Yeşil Burdur’um.
GÜNÜN SÖZLERİ:
1-Biz, zaman ve fırsat ayırarak, kültürel faaliyetlerle de, hemşerilerimize hizmet edilebileceği kanaatini taşıyoruz.
2- Burdur’umuzu mısralarıyla anlatan hemşehrilerimizle, Burdur dostlarına teşekkür ediyor, sevgi ve saygılar sunuyorum. (Sebahattin Akkaya, Burdur Belediye Başkanı, Eylül 2005)
***
Tefenni” kitabı
2009 yılında yayınlandı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yerleşim birimlerimizle ilgili hazırlanıp yayınlananların getirdikleri önemlilik içindedir, anlam zenginliği içindedir. Bu tür yayınların hazırlanması ise ayrı bir zorluk içinde görünür, yaşanır.
Tefenni, Burdur ilimizin en eski ilçelerinden. Osman Gülmen ve Fatih Şimşek’in hazırladığı ve baskı aşamasında içinde yeralmaya çalıştığım 180 sayfalık kitap 2009 yılının ortalarında gün yüzü gördü.
Tefenni kitabının editörü köylüm Alâeddin Erkan. Düzenleme Abdurrahman Koçak’a ait. Fatih Şimşek, Murat Ekinci, Yusuf Eryağcı ve Alaeddin Erkan’ın fotoğraflarından yararlanılmış. Kapak Resmi Selahattin Demir’e ait.
Tefenni Belediyesi’nin kültür hizmeti olarak ortaya konulan, yayınlanan kitabın gelecekte daha bir önem taşıyacağı kanaatimi belirtmek istiyorum.
Burdur Valisi İbrahim Özçimen’le Tefenni Kaymakamı Eyüp Fırat’ın birer önsüzü var ilk sayfalarda. Bu iki isim ve imzadan cümleler:
-Elinizde bulunan bu eser, üzerinde yaşadığımız bir toprak parçası olan Tefenni ilçemizin tarihi geçmişiyle ilgili yapılan araştırmaların bir ürünüdür (İbrahim Özçimen)
-Bir milletin tarihi bir çınar ağacının toprak altındaki kökleri gibidir (Eyüp Fırat)
İçindekiler bölümünde yeralanlardan: Tefenni adı, Akarsularla tarihi kalıntılar arasındaki ilişki, tarihte Tefenni, Mezarlar, Mabet ve mağaralar, Selçuklular döneminde Tefenni, Tefenni’de Belediye teşkilatının kuruluşu (1872), Sibyan mektepleri, İbtidai mektepleri, Kaymakamlık, Tefenni’de liseler, Tefenni’de altyapı, vd. Kitabın sayfaları arasında konulan fotoğraflar, görüntü zenginliği, anlatım bütünlüğü ortaya koymuş.
Birinci Dünya, Çanakkale gibi savaşlarda şehit olan Tefenni’li şehitlerin, değişik bilgileri yeralıyor. Gaziler var isimleri, değişik bilgileriyle. Milletvekilleri, akamisyenler, müzisyenler, şair ve yazarlar sıralanmış. Bu isimler arasında, biyografisi verilenler arasında bu satırların yazarı İsa Kayacan’da bulunuyor. Ayrıca ressamlar hakkında da bilgiler veriliyor.
Tefenni folklorundan da bilgilerin yeraldığı “Tefenni” kitabının 122 nci sayfasında “Kına gecesi”nden sözediliyor. Kına gecesinde seslendirilen türkülerden bir örnek veriliyor. Bu türkü sözlerinin gerişindekilerden:
Getirin kınasını yakalım,
Yetmezse azca gatalım,
Gelinin sözünü dutalım,
Agelin, a nazlı güzel gınan gutlu olsun,
Güveyi yanında sözün datlı olsun.
Tefennili Ali bey türküsünün kısa hikayesi ve sözleri yeralmakta başka sayfalarda.
Tefenni kitabının imza sahipleri:
Osman Gülmen: 1926 yılında Bulgaristan’da doğdu. Tahsilini eski usul ve eski yazı üzerinden yaptı. 1969 yılında Tefenni’ye yerleşti. Tefenni Belediyesinde çalıştı.
Fatih şimşek: 1976 yılında Burdur’un Tefenni ilçesinde dünyaya geldi. Gazi Ünv.. Kamu Yönetimi Bölümünde ön lisansını tamamladı. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde çalıştı.
***
1955 yılının Burdur’u
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kitaplar, dergiler, gazeteler hatta bültenler, basıldıkları-yayınladıkları ay veya yıllarda pek önem taşımayabiliyorlar. Ama üzerinden zaman geçti mi, aylar, yıllar geçti mi ayrı bir değer ve önem taşıyorlar, kazınıyorlar.
Aralık 2009’un başında, bir Burdur seyahatim sırasında, Gazeteci-Yazar Ahmet Can’la sohbet ederken, 1955 yılında Burdur Valiliğince yayınlanan bir kitapdan söz etti ve öğretmenlik yaptığı yıllarda bir köyde, yakılmak üzere sobanın kenarına konulmuş kitaplar arasından alıp çıkardığını, muhafaza ettiğini söylediği;
Kitabın adı: Burdur. İstanbul, 1955 İsmail Akgün Matbaası. Büyük boy 165 sayfa. Fiyatı 5 lira.
Yeni Türk Devletinin kurucusu Atatürk’ün, Reisicumhur Celal Bayar’ın, Büyük Millet Meclisi Reisi Refik Koraltan’ın, Başvekil Adnan Menderes’in ve o günün Burdur Valisi Enver Saatçıgil’in önsözü ve fotoğrafları var.
Önsözünün bir yerinde; “Bu kitap gerçeklerin diliyle bize Burduru tanıtacak ve Burduru her cephesiyle incelemek isteyenlere sadece bir hizmet ifa etmek fırsatını vermeğe çalışacaktır” deniliyor.
Kitabın hazırlanmasında, Burdur merkezdeki kamu görevlilerinin hizmetlerinin olduğu görülüyor. Bunlar isimleri ve resmi unvanları itibariyle arka sayfalardan birinde sıralanmıştır.
O günün (o dönemin 4 milletvekili), Prof. Fethi Çelikbaş, Hüseyin Çimen, Behçet Kayaalp, Mehmet Özbey şeklinde sıralanmakta. Burdur’un değişik yönleriyle anlatıldığı sayfalardan:
Burdur vilayetinin sağlık durumu, zirai durumu ele alınmışsa, o bölümdeki bilgilerden önce bu alanlardaki resmi görevlilerin toplu fotoğrafları verilmiş. Yani hizmetin yürütücüleri görüntülenmiş.
Burdur lisesinin başlangıcı: 1906 senesinde mevcut üç sınıflı Rüştiyeye iki sınıf ilave edilerek, beş senelik bir idadi teşkil edilmiştir.
Burdur’da folklor: Burdur’un folkloru, Fazıl Tülbentçi’nin de dediği gibi, Ege bölgesi özelliğini taşır.
- Gelenekler: Burdur, çok yerde geleneklerine bağlı kalmıştır. Bu bağlanış, köyden şehre doğru yer yer incelmeler, hatta çatlaklar gösterir.
- Gelin okşaması: Entarimin önü nazik/Kolunda altın bilezik/Ağlatmayın gelini yazık/Sevdiğim allar giymiş/Görücü halayığa dönmüş/Onlar birbirini bulmuş/El sözü geri kalmış/Nöbet sadıca kalmış.
- Musiki: Çift davul, çift zurna ve çok telli saz gibi çalgılar halkımızın çok sesten hoşlanan an’anevi zevkini ortaya koymaktadır. Köy düğünleri, köy bayramları; davul, zurna ve sazın tâ Orta Asya’dan gelen milli ahenginde, Türk benliğinin kahramanlığını, akıncı ruhunu, bir kelime ile Türklüğünü bulmaktadır.
- Burdur’un mülki durumu: 1- Merkez, 2- Bucak, 3-Gölhisar, 4-Tefenni, 5-Yeşilova’dan meydana gelen 5 kaza ve;
1- Ağlasun, 2-Çeltikçi, 3-Sertaç (Kemer), 4-Melli, 5-Kızılkaya, 6-Çavdır, 7-Karamanlı adlarıyla anılan yedi bucak ve 204 köyden meydana gelmektedir.
Nüfus: 1950 nüfus sayımına göre (71.636) kadın ve (68.016) erkek olmak üzere vilayet çevresinde (139.652) vatandaş yaşamaktadır.
Vilayetin yüzölçümü: Vilayetin kapladığı toprakların yüzölçümü (8) bin kilometre kareden ibarettir. Vilayetin umumi nüfusuna göre, kilometre başına (19) kişi düşmektedir.
Burdur Belediyesi: Burdur kasabası 1914 yılında meydana gelen büyük depremde tamamen yıkıldığı ve iki bin kadar da vatandaş kaybedildiğinden, o günün Belediye Reisi merhum Hacı Mehmet Beyin gayret ve himmetiyle Avusturya’dan şehir plancıları getirilerek şehrin imar plan ve haritası yaptırılmış ve bu imar planı 1948 yılına kadar uygulanmıştır.
***
SAKÜDER’in 2009 yılı ödülleri
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kısa adı SAKÜDER olan, merkezi Ankara’da bulunan Sanat ve Sanatkarlar Topluluğu Kültür Derneği’nin “Atatürk ve Cumhuriyet” konulu yarışması sonunda dereceye giren şairlere verilen ödüller 20.12.2009 tarihinde Ankara’da İktisatçılar Lokalinde düzenlenen törenle sahiplerine verildi.
Ali Naili Erdem, Rıza Akdemir, İsa Kayacan, Vedat Fidanboy, İlter Yeşilay’ın jüri üyeleri sıralamasıyla yapılan değerlendirme sonunda dereceye giren şairlerin sıralaması şöyle:
Birinci: İbrahim Şaşma-(Karaman)
İkinci: Öz Ali Yılmaz (Balıkesir)
Üçüncü: Ahmet Fenarı (Eskişehir)
Birinci mansiyon: Şerif Ercan (Ankara)
İkinci mansiyon: Baker Nuri Karakelle (İstanbul),
Üçüncü mansiyon: Kâzım Özgür (Eskişehir)
Dördüncü mansiyon: Yücel Coşkun (Tekirdağ)
Beşinci mansiyon: Mustafa Ünal (Eskişehir)
Jüri Özel ödülü: Mürşide Ayhan (Ankara)
SAKÜDER ikinci Başkanı Ali Eser’in büyük emekleriyle gerçekleştirilen “Atatürk ve Cumhuriyet” konulu şiir yarışması, geleneksel hale gelmesi bakımından önem taşıyor. İbrahim Şaşma’nın Türkiyem adlı şiirinden:
Şiirde söylesem; türkü de yaksam,
Her nefeste seni andım Türkiyem.
Ah etmem elimi ateşe soksam,
Bir senin aşkına yandım Türkiyem.
Şerif Ercan’ın “Atatürk diyor ki” adlı, başlıklı şiirinden:
Ne oldu böyle bize?,
Herhalde geldiniz göze.
“Cumhuriyeti biz kurduk” dedik
Siz ise ettiniz didik didik.
Tebriklerimizi sunuyoruz efendim. Gelecek yıllardaki yeni yarışmalarla, şiirimiz adına yeni kazançlar sağlanacağı ümidimi kaydetmek istiyorum burada.
Plaket: Sanat ve Sanatkârlar Topluluğu Kültür Derneği (SAKÜDER); Prof. Dr. Sayın İsa Kayacan, Şair-Yazar, Gazeteci; Cumhuriyetimizin 86. yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla düzenlemiş olduğumuz; “Atatürk ve Cumhuriyet” konulu şiir yarışmamızda, Jüri üyesi olarak katkılarınız nedeniyle, teşekkürlerimizi sunarız (Sevgi Eser, SAKÜDER Yönetim Kurulu Başkanı, 20.12.2009)

Hiç yorum yok: