29 Haziran 2010 Salı

Fethiye’den: Belediyemiz Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Belediyelerimiz var, hizmetleriyle biliniyor, takdir görüyor. Belediyelerimiz var, başkanları ve çalışanları aracılığıyla sadece politika yapıyorlar, hizmet üretmiyorlar.
Güneyin kültür merkezi Fethiye’den gelen, Belediye hizmetleri, her gün artış gösterirken, hemşerilerince alkışlanıp, takdir görürken, çevreye ve ülkemize örnek teşkil edecek kocaman bir görüntü ortaya çıkarıyor.
Fethiye kültürünün lokomotifleri; Ünal Şöhret Dirlik, Recai Şahin, Cahit Yargıcı, Birdal Can Tüfekçi, S.Dilek Dinçer gibi isimlerle sıralanıyor, devam edip gidiyor. Bu alandaki kültürel çalışmaların destekçisi, Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı gönüllerde taht kuran bir isim ve imza olarak biliniyor ve alkışlanmaya devam ediyor.
Fethiye Belediyesi’nin yayın organı 84 sayfalık “Belediyemiz” Dergisi, zengin bir içerik ve pırıl pırıl bir baskıyla yayınlanmaya devam ederken, getirdikleri belediyenin reklâmı, belediye hizmetlerinin reklamı şeklinde değil, hizmetlerin kamuoyuna duyurulması biçiminde karşımıza çıkıyor. Bu noktada, gerçekçiliğin kendisiyle karşılaşılıp seviniliyor, takdir ve alkışlarımızı alıyor Fethiye Belediyesi.
Fethiye “Belediyemiz” Dergisinin belediye adına sahibi: Behçet Saatcı, Genel Yayın Yönetmeni: Mehmet Divarcı. Daha pek çok isim var derginin yayımında katkısı bulunan. Dergi içinde yer alanlardan bazı başlıklar:
-Yüzümüzü denize dönüyoruz/Yanlış hesap Danıştay’dan döndü/Zihinsel engellilere dernek binası/Trafikte ilke,kazasız ilçe!,
-Türk dünyası Fethiye’de toplandı/FBKM sınırlarını genişletiyor/Gönül engel tanımaz/İkinci el pazarı... Sayfa 63’deki, ”Kriz ortamında Azerbaycan gezisi” başlığı altında verilenlerden bazı cümleler nakledelim:
-Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk’ün deyimi ile,”Onların sevinci bizim sevincimiz, onların üzüntüsü bizim üzüntümüzdür”, yine onların ilk Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in ifadesiyle’de, ”Bir millet iki devlet”, yine Halk Cephesi Hareketi liderinin de; ”Bir milletin iki devlet olduğu nerde görülmüştür. Bu iki devlet tek devlete dönüşmelidir” ifadelerini hatırlatan Başkan Saatcı, halklar arasında hiçbir sorun olmadığının altını çizdi.
İLESAM VE AKÇAĞ YAYINEVİ’NDEN;
ROMAN- HİKAYE VE ŞİİR YARIŞMASI
Kısa Adı İLESAM olan, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği ile Merkezi Ankara’da bulunan Akçağ Yayınevi, Türk Edebiyatına yeni eserler ve isimler kazandırmak, Türk Edebiyatına ve Türk Kültürüne hizmet etmek amacıyla; roman- hikâye ve şiir yarışması düzenledi.
Bilgi için; Tel: 0.312.419 49 38-417 52 65 Faks: 0312 419 49 39
WEB: www.ilesam.org.tr
***
Mehmet Güven’den: Biz neden üşüdük Çetin?
Prof. Dr. İSA KAYACAN
İzmir’den seslenen şairlerimizden biri, Mehmet Güven. Yeni bir kitabıyla bize ulaştı. Kitabın adı: Biz neden üşüdük Çetin?.104 sayfalık şiir kitabı. Kitap yiğit köylüm adlı, başlıklı şiirle başlıyor. Arkasından ”Güneş bizi güldürmedi” başlıklı şiir geliyor. Bu şiirinden:
-Sümbül açmaz, yaz olduk biz,
Ağustosta, güz olduk biz,
Tadım tadım, tuz oluk biz,
Güneş bizi, güldürmedi.
Mehmet Güven’in şiirleri, kısa, orta uzunlukta ve uzun soluklu olarak karşımıza çıkıyor. Sistem, sevgi, mutluluk, kızgınlık, kırgınlık duyguları bir arada işleniyor, sayfalara aktarılıyor Mehmet Güven’in kitaplarında. Sayfa 64’deki “Ben sana geliyorum” da, sevgi var, beklenti var, arzu var. Bir dörtlüğü bu şiirin:
-Kalbimin Erciyes’i, çınarımın gölgesi,
İçerime hapsettim, güneşten kopan sesi,
Ateşte barut olsa, gül koklatan nefesi,
Nidalı dillerimde, ben sana geliyorum.
Ben seni bende düşledim, diyerek sevgi yolunda yürümeye devam ederken, yarınlarının ıslanmakta oluşundan hüzün duyar, üzüntü hisseder Mehmet Güven. Sayfa 82’deki “Nazlıcan” adlı, başlıklı şiirin bir dörtlüğünde şöyle seslenir:
Saçlarında salkım salkım yaprağa,
Çığ dizilmiş çözemedim Nazlıcan.
Ak topukta çiğnediğin toprağa,
Cemre düşmüş, sezemedim, Nazlıcan…
Mehmet Güven:1953 yılında Nevşehir’in Kozaklı ilçesinin Aylı köyünde doğdu. Şiirleri değişik gazete ve dergilerde yayınlanmaya devam eden Mehmet Güven’in pek çok ödülü bulunuyor.
NUSRET(Nusret Turan)
-Yalın şiirle, sözün söylerdi,
Şiir dünyasında gönül eylerdi,
Dostları şiiri seven beylerdi,
Gönül ırmağında bir saldır Nusret.
*
İçi dışı birdi, söylerdi sözü,
Vefasız dostlardan silmişti özü,
Dünyanın malına dikmedi gözü,
Damlalar içinde, bir göldür Nusret.
***
Emine Genç’in: Hasat Mevsimi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Zaman içinde ortaya çıkan gerçekler. Bu gerçeklerin içindeki, şair veya şaire isimleri, şiirleri, yayınlanmış kitaplarının genel görüntüsü. İçeriklerinde yeralanlar.
Emine Genç Çelebi, Niğde - Koyunlu’dan sesleniyor. İstanbul’dan da geliyor sesi.
Hasat mevsimi adlı,128 sayfalık şiir kitabı bana geleli epey oldu. Sayfalarındaki gezinti fırsatını yenilerde bulabildim.
Ankara’da Gündüz Kitapevi Yayınları arasında günyüzü gören “Hasat Mevsimi”nin önsözü Ali Gündüz’e ait. Sonra “Hasadını biçen olur”adlı şiir başlıyor. Bu şiir aynı zamanda arka kapakta da yer alıyor. Bu şiirin ilk dörtlüğü:
-Misafir meleklerim hep gece gelir,
On ikiden sonra bin bir hece gelir,
Bana gelen bir kelime, pek yüce gelir,
İnen her bir melek armağanlı nice gelir.
Sonraki sayfalardaki şiirlere bakıyoruz, güllerden söz edilerek devam ediliyor. Anadolu’ya sığmadığını söylüyor şairemiz... Sağ kulağının selamat oluşundaki rahatlamaları dile getiriyor. “Doğru olmak” gerektiği noktasının etrafında dönüp duruyor, burada mola veriyor. “Doğru ol” adlı, başlıklı şiirin son dörtlüğü şöyle efendim:
-Kim görmüş ki, doğarken ileri geriyi,
Sultan diye göstermişler, cini periyi,
Boşa taşıyan var, başındaki sarığı,
Doğru ol!Ayağına indirirler doruğu..
Muhteşem yapılar içinde, ayrılığın adı konur Emine Genç Çelebi duyguları içinde. Yaşadığı kent “Koyunlu”ya karşı duyguları bir başka zenginlik ve tutarlılık içindedir. “Ey koyunlu; Ben sana/bakmaya doyamadım/Durgun akan çayına/Bir çare bulamadım”diye söze başlar samimi, geleceğe yönelik.
Yaşlılara hürmeti vardır, gurbete gitse de içi rahattır Emine hanımın.
Köyündeki büyüklerden başlayarak, bazı isimlere hitaben, ithaf olarak yazdıkları içten ve dost canlılığın belirtileridir.
Sayfa 110’daki “İrşat eyle beni” başlıklı şiirin ilk dörtlüğünde şöyle seslenmektedir Emine Genç Çelebi:
Haccı ekber eyle beni,
Merhametle kolla beni,
Geylani’ye yoldaş edip,
Cennetine yolla beni..
Burada Emine Genç Çelebi duyguları, mısraları arasındaki gezintimizi noktalayalım,bir başka şairimizden bir dörtlük örneği verelim:
ARTVİN’DİR (Nizamettin Usta)
Nizamettin Usta, İnfaz Koruma Baş Memuru. Serhad Artvin gazetesinin sayılarından birinde 7 dörtlükten meydana gelen “Artvin” isimli, adlı bir şiiri yayınlandı. Bu şiirin bir dörtlüğü:
-Yeşile süslüdür bütün her yanı,
Çalışkandır herkes sever halkını,
7 Mart bayramı kurtuluş günü,
Benim memleketim Yeşil Artvindir.
***
Hikmet Saadet Çakıcı’dan: Ay soyundu geceye
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şiir kitaplarının sayısındaki artışla ilgili bilgi sahibi olmak mümkün değil. Kayseri ilimiz, bir “kültür merkezi”özelliği taşıyor. Yayınlanan şiir kitapları ve dergilerin genel görünümü gurur verici, sevindirici.
Erciyes Dergisi paketi içinde bana gelen şiir kitaplarından biri, Hikmet Saadet Çakıcı imzalı “Ay Soyundu Geceye” adının taşıyıcısı.112 sayfalık şiir kitabı, Kayseri’de Laçin Yayınları arasında günyüzü görmüş. H. Saadet Çakıcı imzalı bir önsöz. Avcı adlı, başlıklı şiirle söze başlanıyor. Zaman içinde zaman adlı, başlıklı şiirle devam ediliyor.
Hecevezniyle kaleme alınan, sayfalara aktarılan şiirlerin konu çeşitliliği var. Sayfa 14’de başlayan “Kayboluyor özümüz” adlı, başlıklı şiirin bir dörtlüğü :
-Aşk ile sevgiyi pazara döktük,
Tezgâh kırıntıdan açılmaz oldu.
Ne oldu bizlere sökülmez köktük;
Kız ile gelinler, seçilmez oldu.
Ölüm feryadı, Son buse, Hacılar, Sen benimle düş bile göremezsin, İçimdeki gurbetim, Hangimiz yanmadık ki? başlıklı şiirlerle devam ediliyor kitap içindeki sayfalar. Sayfa 64’deki “İçimdeki gurbetin” serbest tarzda yazılmış, kaleme alınmış. İlk bölümü bu şiirin:
-Sensizliğin adını koyamadım bir türlü,
Hasretimsin, özlemimsin,
İçimdeki gurbetimsin, nerdesin?
Hikmet Saadet Çakıcı:1967 yılında Kayseri’de doğdu. Aslen Hacılar ilçesinden olan Çakıcı, özel bir şirkette çalışıyor ve şiirsiz bir hayatı hiçbir zaman düşünmüyor.
İNSAN SEVGİSİ (Zeki Çelik)
-Rabbimin lütfu boşa gitmiyor,
Meleklerin bile artar ilgisi..
Fikirler yetersiz akıl bitmiyor,
Çok şeyden üstündür, insan sevgisi.
*
-Günah da, sevap da geçiyor,
Kendisine döner, varsa saygısı.
Zekiler duacı kimi içiyor,
Çok şeyden üstündür, insan sevgisi.
***
İstanbul ve Mersin’den birer dergi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergiler,gazeteler,bültenler. Getirdikleriyle biliniyor,aranılıyor ve takdir görüyor. Bugün gündemimde iki dergi var,İstanbul’dan Yesevi,Mersin’den Maki. Buyrun sayfalarında birlikte gezelim:
YESEVİ DERGİSİ
İstanbul’da Yesevi Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından 17 yıldır aylık yayınlanıyor. Nisan 2010 ayına ait 196 ncı sayısı masamda bu derginin. 34 sayfalık Yesevi sayfalarına dönmeden önce kimliğinden söz edelim:
Sahibi ve yazı işleri müdürü:Erdoğan Aslıyüce. Yayın danışmanları,sanat danışmanı, halkla ilişkiler müdürü, Hukuk danışmanları var derginin. İçindekiler sayfasına bakıyoruz:
-Karadenizin en eski sakinleri(Erdoğan Aslıyüce)
-Arslan Baba(İsmetullah Yesevi)
-Tanrı bir,Kitap bir,Peygamber bir, neden mezhepler çok?(A.Vehbi Erer),
-Cemre Nedir?(Bülent Erdem)..
Sonra, Yusuf Gedikli, Ahmet Özdemir,Erol Ülgen,Şükrü Karaca,Hanifi Çakır,Ali Osman Özcan,Ramazan Özey,Nazan Sezgin,Hayati Bice imzalı yazılar. Yesevi dergisinin yazışma adresi:P.K. 30 Beyazıt-İstanbul.
MAKİ DERGİSİ
Kısa adı MEŞYAD olan,Mersin Şairler ve Yazarlar Derneğinin yayın organı bir dergi. 74 ncü sayısı masamda Maki’nin. MEŞYAD’ın yeni yönetim kurulu:Abidin Güneyli(Başkan),Atifet Gezek(II. Başkan),Günay Özdemir(Sayman),Zehra Üçgül(Sekreter),Mustafa Doğan(üye) şeklinde sıralanıyor.. Görev bölümü böyle yapılmış. Kutluyor,başarılar diliyorum efendim.
30 sayfalık Maki sayfalarında, araştırma-inceleme, deneme,öykü ve ağırlıklı olarak da şiirlerin yer aldığı görülüyor. Sayfa düzenlenmesi profesyonelce yapılmakta. Maki dergisinde her sayı,kapakta bir veya iki şairin(kapak konusu oldukları)görülüyor. Mart 2010 ayına ait 74 ncü sayıdaki kapakta,Niyazi Demir ve Meryem Özdemir’in fotoğraf ve birer şiiri yer almış. Niyazi Demir’den bir dörtlük:
-Neden yükseklerden uçarsın dostum?/İnsan olmak ayrı,insanlık ayrı/Fakir diye benden kaçarsın dostum/İnsan olmak ayrı,insanlık ayrı.
SÖYLEYEMEDİM (Meryem Özdemir)
-Günler geçer,cemalini özlerim,
Dosta çoktur söylenecek sözlerim,
Birazını yüreğimde gizlerim,
Üzülüp, hepsini söyleyemedim..
***
Mehmet Kıyat’tan: Dünden kalan
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Merkezi Ankara’da bulunan “Doku Sanat Galerileri” (kuruluşu)aracılığıyla bana ulaşan Mehmet Kıyat’ın “Dünden Kalan”isimli,adlı şiir kitabı var masamda. Mutluson yayınları arasında günyüzü görmüş.
96 sayfalık şiir kitabının ilk mısraları, Yanlış anılarda ve Taşralı, adlarıyla karşımıza çıkıyorlar,çıkarılıyorlar. Bu mısralar:
-Kaçırılmış umutlarda bekleyerek,
Yanlış anılarda tükenme güzelim..
**
-Taşralı bir vurdumduymazlıkla,
Gerçeğine gerçek katamadı kimse.
Mehmet Kıyat ismi ve imzasını yıllar öncesinden hatırladığımı, tanıdığımı kaydetmeliyim. O, sanat ve edebiyat dünyamızda,özellikle şiir dünyamızda önemli mesafelerin sahibi olarak bilinmekte ve alkışlanmaktadır. Kutluyor, sevgi ve saygıylarımı sunuyorum efendim.
Mehmet Kıyat, şiirde düzgün yolların yolcusudur. Dili arı, anlaşılır, anlatımı zenginlik ve tutarlılık içindedir. Vermek istediği mesajlarda, dolambaçlı yollardan geçmez. Açık,net ve özlü bir anlatımı vardır.
Sayfalara serpiştirilen uzun soluklu şiirleriyle, yılların gerilerinden seslenebilen bir ozan,bir usta olarak attığı her imzanın güçlülüğünü gösterir bize Mehmet Kıyat.
Sayfa 40’daki “Yürekle akmak” adlı, başlıklı şiirinin girişinden alıntı yaparak devam edelim. Buyrun:
-Çok ucuza elden çıkardığın günleri,
Kan ter içinde,şimdi ara da bulasın,
Eli kulağında bir sese çalışarak,
Tüm gedikleri kapatma savaşında,
Yozlaşmalar,bozuk yoldaşlık tutkuları,
Karanıkta göz kırpan bir vurdumduymazlıkla,
Kıvrılıp yatmadan yaban döşeklerde,
Zincirsiz kendinle koşmalısın gülüm.
Mehmet Kıyat’la ilgili çok değerli isim ve imzalarımızın görüşleri var kitabın arka sayfasında. Bunlardan biri:
-Mehmet Kıyat, pürüzsüz, sağlam bir deyiş ustalığı, simgelerinin zenginliğiyle dikkati çeken bir şair (Necati Cumalı).
***
Nail Başel’den anılar ve olgular
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kayseri merkezinde aylık yayınlanan, Erciyes, fikir ve sanat dergisi paketleri içinde bana gelen kitaplardan birinin adı: Anılar ve olgular. Şiir kitabı. Şairi: Nail Başel.
Laçin yayınları arasında günyüzü görmüş 126 sayfalık bir kitap efendim. Önsözü Nail Başel imzasının taşıyıcısı. Buranın bir yerinde; “Şiir söz sanatıdır. Sözcükler, anlam verecek şekilde dizilir, bir konu, bir olgu anlatılmak istenir. Bu anlatış, yazı veya söz ile olur”deniliyor.
İlk şiirin adı: O yerde. 1972 yılında Zonguldak-Kozlu’da yazılmış, ilk bölümü şöyle bu şiirin:
-Bir yer vardı hayalimde küçük,
Dimağımı az tırmalardı,
Düşüncelerimi yormazdı,
Açık,saçık dökük.
Hece vezni veya serbest türlerdeki anlatımlarla,şiirlerle şekillenen “Anılar ve olgular” adlı şiir kitabı içinde yer alanlar, konu zenginliğini beraberinde getiriyor. Nail Başel, anlatımda, konu seçiminde zorluk çekmemiş. Anlaşılır ve kalıcılığının geleceğe bırakılan şiirlerinde, farklı mesajların verilişinde başarılı olmuş. Tebriklerimizi sunuyoruz efendim. 90. Ve 91 nci sayfalarda yer alan “İçimde” adlı, başlıklı şiirden:
-Bitti şarkılarım,söndü hep ışıklarım,
Kalmadı gönlümde ümitli bir teselli,
Beni divane etti kalbimdeki aşklarım,
Bir şeyler eksiliyor benden biliyorum besbelli.
Nail Başel: 1942 yılında Gemerek,Karagöl’de doğdu. Erzurum, Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümünden mezun oldu. Değişik ortaokul ve liselerde Türkçe eğitimi ve öğretimi için görevlendirildi.
BURDUR’UN GÜZEL İNSANLARI (Zafer Azaklı)
Burdur bizim, Burdur’a biz bakacağız,
Burdur’da biz, bizler yaşayacağız,
Burdur’un sancağını, sizlerle taşıyacağız,
Merhaba Burdur, Merhaba Burdur’un güzen insanları.
***
Mahmud Yasin Küçükoğlu’ndan:
İmbikten süzdüklerim
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Siz hiç son yıllarda elle yazılmış kitap gördünüz mü? Ben fazla gördüğümü söyleyemiyorum. M. Yasin Küçükoğlu, 98 sayfalık “İmbikten süzdüklerim”adlı kitabını el yazmalı olarak yayınlamış. Çok güzel bir görüntü çıkmış ortaya. Tebriklerimi sunuyorum efendim.
-“İmansız ebediyyen öksüz ve köksüzdür” sözü ilk sayfalardan birinde yer alıyor.
Merkezi Pursaklar (Ankara) da bulunan Yakınçağ Yayınevi, yayınları arasında günyüzü gören kitabın “güzel söz” başlığı altında verilenlerden bazı alıntılar yaparak devam edelim:
Güzel söz; ağrı kesicidir. Güzel göz pansuman tesiri yapar, acıyı azaltır, yarayı sağaltır. Güzel söz, sempatiktir. Güzel söz, yâdı bildik yapar.
Dünyada en tatlı şeyin “şefkat”olduğunu öğreniyoruz kitabın sayfalarından. Arkasından, bir özlü sözler bütünü olarak sayfalarıyla karşımıza çıkan, M.Yasin Küçükoğlu’nun İmbikten Süzdüklerim, adlı kitabının sayfalarına dönüyor, bazı söz, cümle alıntılarıyla devam ediyoruz efendim:
-Bir insanın kalitesi, konuştuklarından bellidir,
-Değirmen öğütecek nesne bulamazsa, kendini öğütür,
-Kendini değiştir, dünya değişir,
-Hikmetleri ezber okumak, hikmetleri yaşamak demek değildir,
-Sevdiği için sevilir/Mutlu olanlar mutlu ederler,
-Sıkıştırılmış maddeler gibi, sıkıştırılmış zamanlar da vardır,
-Hastalık olmasa, bekârlık iyidir,
-Karanlık kafalardan, aydınlık fikirler çıkmaz,
97 ve 101 sayfalar dahil, bu sayfalar arasındakiler, dizgiyle sayfalara aktarılmış. Bu sayfadakilerin başlıkları: Güzel söz (Taha Tahsin), Cemil-i mutlak, İdeal ve idealist...
Mahmud Yasin Küçükoğlu: Şiirleri değişik dergi ve gazetelerde yayınlandı. Zaman gazetesinin İmbik sütununda fikir yazıları okurlarıyla buluştu, buluşturuldu. Bazı şiirleri ezgi, TSM, THM formlarında besteledi. Radyolarda şiir sohbetleri yapan Mahmud Yasin Küçükoğlu, aslen Şanlıurfalı olup, 4 ncü kitabını yayınladı.

22 Haziran 2010 Salı

Gazeteci Şakir Nazlım
aramızda yaşıyor
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Vefatla aramızdan ayrılanların ardından yazmak, duygularımı anlatmak gerçeği beni hep üzmüştür, yaralamıştır. Ama bu acı gerçeğin dışına çıkmak, farklı düşünmek gibi bir başka gerçeğin olmadığını biliyor, kabulleniyorum herkes gibi…
Azeriler, vefatla aramızdan ayrılanlar için; “dünyasını değiştirdi diyorlar. Ne kadar da doğru söylüyorlar değil mi? 1997 yılında, Merkezi Ankara’da bulunan Gazeteciler Cemiyeti yayını olarak vefatla aramızdan ayrılan 540 gazeteci- yazarın biyografilerinin yer aldığı “Türk Basını’nda unutamadıklarımız” adlı kitabımdan sonra, Mayıs 2007’de yine vefatla aramızdan ayrılan 464 kişinin biyografilerinin yer aldığı “Aramızdan ayrılanlar” adlı kitabımı yayınladıktan sonra, vefatla aramızdan ayrılanların sayıları artmaya devam etti. Bu iki kitap dışında kalanların, sonsuzluğa uğurladığımız, sevdiklerimizin biyografilerini de hazırlamakta olduğum, “Siz Beni Anlamayamazsınız!” adlı kitabımda yer verme çalışmalarımı sürdürüyorum. Değerli arkadaşımız Şakir Nazlım’da bu kitapda yer alacak inşallah!
ŞAKİR NAZLIM
1956 yılında Yozgat’ta doğdu. Gazeteciliğe Olay Gazetesinde başladı. Zaman, Türkiye ve Vakit Gazetelerinde sayfa sekreteri olarak çalıştı. Anayurt Gazetesinin Yazı İşleri Müdürü olarak çalışırken, kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam ederken, 10.06.2010 tarihinde vefat etti. Aynı gün, Ankara- Karşıyaka mezarlığı camiinde kılınan öğle namazının ardından, bu mezarlıkta toprağa verildi.
* Şakir Nazlım’ın gazetecilikteki başarısı, sabırlı ve azimli oluşundan geliyordu. O, yerine göre haberci, yerine göre gazete sayfalarının titiz sekreteri, denetmeni ve gözetmeniydi. Gazetecilikte çok önemli olan “sınırlı zamanı” verimli şekilde kullanabilen bir gazeteci olması bakımından hep takdir etmişimdir. Gazetemiz Anayurt’un Yazı İşleri Müdürü olarak çok önemli hizmetleri gerçekleştiren Şakir Nazlım’ın bizlere veda edişi, aramızdan ayrılışı çok erken oldu. O, basınımıza, bizlere daha çok şeyler verebilecek yaştaydı (Naci Alan).
* Bu alemin sabırsızlarındandı o. Bizim can arkadaşımızdı. Anayurt Gazetesi ailesinin “ŞAKO”su, Şakir Nazlım. Onun için erken terk etti bu dünyayı, hepimizi. Kendisi terk eden, ardında bıraktığı her şeyi terk edilenler listesine katıp sonsuzluğa uğurlandı. Gözyaşlarıyla, sevgi sözcükleriyle, güzel anılarla, Onun için yerinde rahattır diye umuyoruz (Mihriban Başlı).
* Bazı insanlara ölümü yakıştıramazsınız.. İnanamazsınız öldüğüne... Yaşam dolu, güzellik dolu kardeşim, arkadaşım Şakir’in aramızdan ani ayrılışını yaşadıkça kabullenemeyeceğim. Lakin, gerçek üzücü (Ahmet Tekeş),
* İyi bir insanı, değerli bir dostu; Şakir Nazlım’ı kaybettik. Bugün, Ankara’daki birçok gazeteci için geçerli olan bu cümle beni kesmez! Çünkü 35 yıllık meslek hayatımın 30 yılında vardı Şakir. Ona hiç kimse ‘Şakir’ diye hitap etmezdi. Adı: ‘Şako’ydu. İnsana bir ‘Şaki’ lâkabı gibi gelsede, “Şako” Şakir Nazlım’ın medya mahallesindeki adı, unvanı idi. Biz her ne kadar “manevi” desekte, patronu (muz) Naci Alan ağabeyin öz evladı gibiydi (Dursun Erkılıç).
* Şakir Nazlım, gazeteciliğin her kademesinde çalışarak, “usta gazeteci” olma gururunu yaşayan mütevazi yapısıyla aranılan bir arkadaşımızdı. O, önceki yıllarda çalıştığı gazetelerden tanıdığım, arkadaş ve dost çevresindekilerce sevilip sayılan, sessizliğinin arkasında yükselen bakışlarında pek çok şeyi saklayan ifade eden, herkesle barışık bir meslektaşımdı. Başkent basınının “Şakir abisi” bıraktığı dostluk mirasıyla aramızda yaşamaya devam edecek (İsa Kayacan).
* Şakir Nazlım iyi ve usta bir gazeteciydi. O’nu, insan Şakir Nazlım, dost Şakir Nazlım ve gazeteci Şakir Nazlım olarak üç vasfıyla unutmayacağız. O, alçak gönüllü, gösterişten hoşlanmayan, sensiz, ancak coşku dolu bir insandı. Şakir Nazlım, dürüst, pazarlıksız, ödün vermeyen, başı dik, kendisiyle barışık, tutarlı, ölçülü, üstün ve hızlı zekası olan başarılı bir gazeteciydi (M.Yahya Efe).
* Şakir Nazlım, kendi halinde, işini seven, terbiyeli, sakin, çalışkan bir gazeteciydi. Duruşuyla bile insanın yüreğinde iz bırakan arkadaşımızdı. Sabah geldiğimde, “nasılsın müdürüm” diyemeyeceğim için üzgünüm (Orhan Selen). ***
Siirt Lisesinden:
Asil Çınar Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
1954 yılında eğitim ve öğretime başlayan, o günden bu yana olgunlaşarak “asil bir çınar”haline dönüşen,Siirt Lisesi’nin dergisi 48 sayfayla 2. sayı olarak,pırıl pırıl bir baskıyla okurlarının,ilgililerin karşısına çıkıyor,çıkarılıyor.
Gazeteci dostumuz Cumhur Kılıççıoğlu’nun tavsiyeleriyle bize ulaştığını düşündüğümüz “Asil Çınar”dergisinin sahibi okul müdürü: Metin Aydın. Genel yayın yönetmeni: Ertuğrul Danış,Yazı işleri müdürü:İdris Yolbaş.Yedi imzadan oluşan yayın kurulu,üç imzadan oluşan inceleme kurulu var.
“Siirt Lisesi 56. Yılında-Anadolu Lisesi” başlıklı bir başyazı, sunuş var Metin Aydın imzalı. Sonunda, Asil Çınar dergisine karşı Siirt halkının, mezunlarımızın, yerel ve ulusal basının göstermiş olduğu ilgi ve samimi eleştirileri bizim için bir güç kaynağı haline gelmiştir” deniliyor.
Lise yönetimi, Müdür ve müdür yardımcılarının makamlarındaki görüntüleri, İz bırakanların fotoğrafları,Ertuğrul Danış’ın “Anadoluyuz biz”başlıklı yazısı dikkat çekenler olarak görülüyor.
Maziye bakıverince görünenler, fotoğraflar.. Lise yıllarında ki anılar. Sıfırcı Bedia hocanın sıfırları. Milletvekili Yılmaz Helvacıoğlu anlatıyor: (sayfa.8)
-Yoklamada sınıfı tam gören hoca hanım,hemen her derste başta tam gördüğü sınıfı eksilmiş görür ve bana seslenirdi.:
-Mümessil arkadaşların nerde?
Cevabımda her zaman aynı klişe:
-Bilmiyorum efendim. Devamı da hep aynı gerçekleşirdi. Bedia hoca hanım yüzünü buruşturur;
-Otur mümessil “0”.
Onu ve arkadaşlarımızı bir kez daha hayırla yad ediyorum.
“Asil Çınar”Dergisinin elimizdeki sayısında yeralan imzalardan:Metin Aydın, Ertuğrul Danış,Yılmaz Helvacıoğlu,Söyleşiler,Şaban Erdikler,Nedim Erkut,Cumhur Kılıççıoğlu, Yaşar Akdoğan,Başar Cander,Tayfun Bağış,Ayşe İlknur Yüce,Fecri Barlık,Ufuk Orhan,Röportaj,Canan Kök,Gamze Işıktaş,Adem Taş,Reşit Çakır.
Siyah-Beyaz lise yılları fotoğraflarının da ayrı bir önem taşıyan sayfalarıyla takdir ettiğimiz, her Lisemiz yönteminin bu tür yayınlarla ortaya çıkmalarının beklendiğini kaydettikten, tebriklerimizi,sevgi ve saygılarımızı sunduktan sonra,Ruşen Çakır imzalı sekiz dörtlükten meydana gelen “Siirt Lisesi” şiirinden iki dörtlük nakledelim fendim.Buyrun:
*
-Umudun gerçeğe dönüştüğü yer,
Başarıyla dolu Siirt lisesi,
Akılla bilimin buluştuğu yer,
Başarıyla dolu Siirt lisesi.
*
Bir tek eğitimde kalpte niyeti,
Bilgi haznesi büyük kudreti,
Senelerdir verir halka hizmeti,
Başarıyla dolu Siirt lisesi. ***
Salih Urhan
hocanın şiirlerinden
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Salih Urhan, Burdur folklorunun duayenlerinden. Kabak kemane ustası, folklor araştırmacısı, gururumuz. 24.03.2010 İzmir çıkışlı bir mektup aldım. İçinde Salih Urhan hocanın yazmış olduğu 155 şiirinden bazıları kendisine ithaf edilen Şah İsmail Türkmen oğlu, İsmail Kılınç, Ahmet Ordu imzalarıyla yazılmış şiirler,”Acıpayam” adlı,(1915), Yüreğil Muallimi Ali Vehbi’nin yazdığı,1951 yılında Ankara Çankaya Matbaasında basılan “Acıpayam”adlı kitabın iç kapak,154 ve 155 nci sayfalarının fotokopileri vardı. Burada, “Alibey”türküsüyle ilgili araştırma ve yayınlarımın yanlışlığından sözediliyor,bu görüşlere “katılmadığını ”ifade ediyordu Salin Urhan hoca.
Salih Urhan hocanın şiirlerinin bulunduğunu görünce, öğrenince hem sevindim,hemde utandım. Utanışım bugüne kadar O’nun şiirlerinden haberdar olmayışımdaki bilgi eksikliğimdi.
Eşeler Dağı, Mutlu olalım,Yeşilova çevresi, Kıbrısım,Arslan Mehmetçik, Sultan Pınarı, Burası Satırlar adlarının taşıyıcıları bu şiirler.
Salih Urhan hocanın şiir dünyasındaki duyguların mısralara dökülüşünde,bir fotoğraf makinasının hassaslığı görülüyor.Samimi duygu yumuşaklığı, hemşehri yakınlaşması gibi duygular öne çıkıyor.”Eşeler Dağı”adlı,başlıklı şiirinin girişindeki ilk dörtlük:
Yeşilova’dan batıya bakarsan eğer,
Dağların en güzeli, gözüne değer,
Kara görünmez yemyeşil uzayıp gider,
Dağların güzelidir,Eşelerim benim...
Ve “Yeşilova çevresi”adlı şiirinden bir dörtlük alarak devam edelim efendim. Buyrun:
-Gelin dolaşalım Yeşilovayı,
Bolca koklayalım Temiz havayı,
Çom ardıçtan sonra Akça kayayı,
Geçelim Kavaklıya,ateş yakalım.
Salih Urhan hoca için yazılan şiirlerden yapacağımız kısa alıntılar da şöyle:
CANIM ÖĞRETMENİM SALİH URHAN’a (İsmail Kılınç)
-Sevgi dedim, sevgi verdin,
Bilgi dedim,bilgi verdin,
Bilsen seni ne severdim,
Benim canım öğretmenim..
SALİH URHAN’a (Ahmet Ordu)
-Türküler söyleniyor kulağıma,
Çok çok uzaklarda senli türküler,
Dağ başlarında,tren yollarında,
Ala şafaklarda söyleniyor senli türküler.
***
Yeter Bektaş’tan: Damla Damla Aşk
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şiir kitapları..Yayınlandıkları zaman içerisinde,tanınıyor,biliniyor. Şair ve şaireleriyle birlikte gündeme gelip, gündemde kalıp, sonra ya hatırlanmaya devam ediyorlar, ya da unutulup gidiyorlar.
Yeter Bektaş, Ankara’dan seslenen şairelerimizden biri. Yeni yayınlanan “Damla Damla Aşk” adlı 120 sayfalık şiir kitabıyla epey heyecan yaşadı, sevinç ve mutluluğunu yakın çevresiyle paylaştı.
Hayrettin İvgin imzalı önsöz, İsa Kayacan imzalı sunuş var. Hayrettin İvgin hoca, önsözünün bir yerinde: ”Yeter Hanım; şiire olan saygısıyla, şiire önem verişiyle güzelliği yakalamış durumda. Anlattığına göre,şiir yazmaya küçük yaşlarda başlamış” diyor.
Damla Damla Aşk, için Yeter Bektaş şöyle sesleniyor:
-Yârime haber saldım, beklerim gelsin,
Bülbülün figanıyla bağrımı delsin,
Damla dağı titreten esen bir yelsin,
Ölür gülün aşkından şu garip bülbül.
Hecevezni türündeki şiirleriyle dikkat çeken, zaman zaman serbest tarzdada şiirler yazıp yayınlayan Yeter Bektaş feyz aldığı rahmetli Hüseyin Yurdabak’ın 09 Ocak 2008 tarihinde vefatla aramızdan ayrılışının ardından yazdığı beş ayrı dörtlükten meydana gelen şiirinin bir dörtlüğünde duygularını şöyle ortaya koyuyor:
-Seksen yaşını geçmiş, gönül yaşı genç idi,
Halâ aşıktı kalbi, halâ sevmekte idi,
O yaşta miskin değil, yine çalışır idi,
Şiirlerle yaşardı, Ankara Beypazarlı.
Yalan dünyadaki vefasızlıklardan da sık sık dert yanan, yakınan Yeter Bektaş,”Gideceksen git”deme noktasına gelince,”Damla” rumuzu-mahlasıyla sözlerini şöyle tamamlar(S.74):
-Ne ressamım, ne mimar, ben bir eserim,
Kanımdan ırmak aksa, korkma keserim,
Damla yanar kül olur, Mevlâmdır kerim,
Çöllerde kavrulmaya gideceksen git.
Yeter Bektaş: Çorum’un Alaca ilçesinin Çomar (şimdi Yeşilyurt) köyünde doğdu.1977 yılında ailesiyle birlikte Ankara’ya geldi,Ticaret lisesinden mezun oldu. Serbest tarzdaki şiirleriyle, sanat ve edebiyat dünyasına adım attı. İlk kitabı “Damla Damla Aşk”la kitap yayıncılığı dünyasına merhaba dedi. ***
Öznur Keçici Demirel’den: Hasretim Sana
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kitaplar.. Yayınlandıkları yerlerden, bize ulaşanlar, ulaştırılanlar.
Öznur Keçici Demirel, önce Bursa’dan seslendi, şimdi de Çanakkale’den sesleniyor.
“Hasretim Sana”adlı şiir kitabı geleli epey oldu. Sayfalarında gezme fırsatını yenilerde bulabildim.
160 sayfalık bir şiir kitabı. Kitabın kapağında yer alan bir dörtlük var kitabının adının da çıkış noktası yapıldığı, hareket noktası yapıldığı. Bu dörtlük şöyle:
-Zeytin gibi sanki, buruk gözlerin,
İçli şiir gibi, yanık sözlerin,
İnan, yüreğimi yakar közlerin,
Tutkunum, aşığım; hasretim sana.
“Kavuşmalar, hasretliğin mükâfatıdır” diyerek söze başlayan Öznur Keçici Demirel,6 ncı sayfadaki biyografisiyle okurlarının karşısına çıkıyor. Sonra bir merhaba… Arkasından, Mustafa Gür, İsa Kayacan, Tuncay Yalın, Ahmet Othan, İsmail Hakkı Demirel imzalı,Öznur Keçici Demirel hakkındaki görüşler sayfalara aktarılmış.
Kitap içinde yer alan şiirlerin alt kısımlarında, açıklamalar yer alıyor. Yayınlandığı gazeteler, besteleniş biçimi gibi.
Sayfa 21’de yeralan “Unutamam” adlı şiirden bir dörtlük alarak devam edelim efendim. Buyrun:
-Ben sana aşığım, ben sana vurgunum,
Gözlerim dalıyor, kirpiğim suskun,
Ben seni severken, seni özlerken,
Unutur muyum sevgilim,
Seni bu kadar severken...
Çanakkale’de oturup da, Çanakkale şiiri yazılmaz mı? Öznur hanım yazmaz mı? Yazmış ve kitabın arka kapağındaki “Çanakkale’m” adlı, başlıklı şiirinde şöyle sesleniyor:
-Seninle ne kadar gurur duysam, azdır,
Sana olan tutkular en büyük hazdır,
Bu haykırış, içten gelen bir niyazdır,
Sen, milletimin gururusun Çanakkale’m...
Öznur Keçici Demirel:31.12.1956 doğumlu. Çanakkale Ticaret Meslek Lisesinden mezun oldu. Değişik dizilerde yardımcı oyuncu olarak görev aldı.1976 yılında gittiği Bursa’dan,2007 yılında Çanakkale’ye geri döndü. İlk kitabı olan “Hasretim Sana” Ocak 2010’da günyüzü gördü.
***
Neşet Tınaztepe’den: Bizim Sokak
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yayıncılık alanında emin adımlarla yürüyenlerin varlığını, kitaplarından hissetme, anlama, görme kolaylığı olduğunu ifade etmeliyiz,kabul etmeliyiz.
Neşet Tınaztepe Eskişehir ilimiz merkezinden sesleniyor. Öğretmenin Sesi Yayınlarının sahibi olan Neşet Tınaztepe Eskişehir ilimiz merkezinden sesleniyor, köy romanları dizisindeki yayınlarıyla dikkat çekiyor. Elimizdeki, masamızdaki “Bizim Sokak” romanı bunlardan biri efendim.
218 sayfayla şekillenmiş, hazırlanıp-yazılıp, yayınlanmış. “Çağdaş toplum, okuyan toplumdur” sloganından, görüşünden yola çıkılmış, hareket edilmiş.
“Işığa doğru ve Köye doğru”kitaplarıyla yayın alanına girip merhaba diyen ve “Bizim Sokak”adlı romanıyla 13 ncü kitabını yayınlayan Neşet Tınaztepe’nin “Bizim Sokak”romanı;
-“Tanyeri yeni ağarıyordu. Köyde horoz sesleri çoktan kesilmişti. Arasıra köpek havlamaları duyuluyordu. Ala Ahmet erken kalktı ve doğruca ahıra yürüdü. Atı bağlı olduğu yerden çözdü, yularından çekip avluya çkardı”şeklineki cümlelerle başlıyor.
Köy romanlarının altına imza koyabilmek için, köyde yaşamak gerekiyor, köylülerle çörek paylaşmak, dertlenip, sevinmek gerek. Bu uyguların yaşayıcısı olmak gerek. Neşet Tınaztepe bu gerçeklerin içinde yeralmış, yazdıklarıyla bunun ispatlanışını gerçekleştirmiştir. Tebriklerimizi sunuyoruz.
Romanın sonunda; “Muhtar Şaban Ağa, sığırtmaç Ümit’e döndü ve:
-Bu adam senin baban dedi.
Ümit olduğu yerde sağa sola sallandı ve yere düştü. Bir iki çırpındı, soluğu kesildi. Sonra durdu. Yüreği dayanamamıştı bu acıya...”cümleleriyle nokta konuluyor.
Neşet Tınaztepe:1926 yılında Çardak köyünde doğdu. Çifteler köy Ensitüsünde okuyan Neşet Tınaztepe, 1948 yılında köy öğretmeni oldu. 1969 yılında Bursa Eğitim Enstitsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çocuk kitapları üzerine çalışmalar yaptı.
ELİRZA HASRET(Ekber Goşalı)
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den seslenen Ekber Goşalı’nın üç dörtlükten meydana gelen “Alirza Hasret”başlıklı şiirinden:
Ay Ekber Goşalı, bak bu cihana,
Ruhumuz ilmedi, göy üzü hana,
Alirza hasreti çek imtahana,
Gıymeti sevgiden gör neçe olur!... ***
Mektupların içinden bir şiir
Prof. Dr. İSA KAYACAN

Mektuplar, getirdikleri. Bunların genel değerlendirme içinde sütunumuza, sütunlarımıza aktarılışları. Önce iki mektup:
1-Değerli dost sayın İsa Kayacan; Başlangıçtan beri değişmeyen, değişmeyecek olan mükemmel insanlığınıza ayırdığım ve sır gibi gözümde sıkı sıkı tuttuğum insanlık sevgisine sunduğnuz o sıcak yakınlığı bana da tattırdığınız için bütün teşekkürlerin az geleceğini duyurmuştum. Sağolun.
Ruhunuzun nuru içinizden, dış görünüşünüze, belli bir şekil almış, yansıyor. Kar gibi bembeyaz iyilik dolu bir yüreğe sahipsiniz. Takdire layık bu sözleri size herkes tarafından sevildiğinizin bir kanıtı olarak lütfen kabul ediniz. Selamlar, sevgiler, saygılar ve çoğuluyla teşekkürler (Kemal Petricli,12 Mart 2010-Köln-Almanya)
2-Sonsuz teşekkürler, hürmetler hocam sayın İsa Kayacan; Ben de hep sizin mail adresinizi düşünmüştüm. Şöyle ki; rahmetli Muammer Susuzlu bey için yazdığım şiiri iletmek için. Bu fırsatı bulduğum için çok mutluyum. Muammer Susuzlu bey yaşama veda ederken başucundaydım. Haliyle daha da derinden etkilenmemem mümkün değildi. Rahmetliyle ilgili yazdığım bir şiiri sunuyorum. Yeniden size özverili çalışmalarınıza teşekkür ediyorum. Saygılarımla (Gülşen Şenderin,İstanbul,18 Mart 2010)
BİR ŞAİR GÖÇTÜ(Gülşen Şenderin)
*Sayın Muammer Susuzlu anısına ithafen
Dalları savururcasına bir rüzgâr esti
Solgun bir gül veda etti yaprağa
Acıları, kırgınlıkları susturdu zaman
Kapkara bir bulut öfkesini bıraktı toprağa
Söz sukutu giyindi, yaşam özde manayı kesti
İki ucu bileli hançer dinlemedi aman
Çarmıha gerilircesine sabahlar, uyanışlar
Dar vakitlerin zulmünden bir şair göçtü...
*
Bir kalem o ilâhi takdire boyun eğdi
Dizelere ses veren ahenk yiterek uçtu
Bir kalp durdu yanlızlığını emanet ederek
Sonrasızlığı haykırdı acı acı duvarlar
Ardında kitaplaşan, kitaplaşmayan
Sayfalarca bir yığın mısra kaldı geriye
Umut sandıklarına sığmayan şiirleriyle
Dar vakitlerin zulmünden bir şair göçtü...
*
Evlatlarının yürekleri paramparça, yaslı
İyilik meleği Gülay hanım, suskun telaşlı
Kedisi Eda şaşkın, olanları hissetmiş gibi
Kıbrıs fesleğeni ağladı saksısında
Menekşesi Afrika’dan su istedi
Atatürk çiçeği edebi bir yüreğe sığındı
Sardunyaları komşuların emanetinde
Kitapları şiir sevenlerin denetiminde
Sevenlerinin, dostlarının gözleri önünde
Dar vakitlerin zulmünden bir şair göçtü...
Gülşen ŞENDERİN(Bakırköy,Pazartesi,20.07.2009) ***
Güzide Taranoğlu’nun kütüphanesinden,
Ses Sanatçılar Ansiklopedisi

Prof. Dr. İSA KAYACAN
Edebiyatımızın önde gelen isim ve imzalarından, Gülpınar Sanat Dergisinin yıllarca yayımlayıcısı, yüzlerce şair ve yazarın yetişmesinde emeği bulunan, katkısıbulunan Güzide Gülpınar Taranoğlu’nun kütüphanesinden “bana verilen” ses,sanatçılar ansiklopedisi,sararmış yapraklarıyla,yer yer yıpranmış görüntüsüyle bir tarih hazinesi olarak kitaplığımdaki yerini aldı. Bu ansiklopedinin bazı sayfaları, ön ve iç kapakları olmadığı için basım yılıyla (1960 lı yıllar olabilir)ilgili bilgi aktaramıyorum. Ziyaretim sırasında 17.03.2010 tarihinde bana verilen söz konusu ansiklopedi büyük boy ve üç sütun baskılı. Ünlü insanlar, simalar var. İsimleri, doğum ve ölüm yılları(vefat etmişse)fotoğraflarıyla birlikte verilmiş. O günün baskı tekniği sınırlı olmasına rağmen,pırıl pırıl bir baskı ve net fotoğraflar görüntülenmiş. Şimdi Ses Sanatçılar Ansiklopedisinden soy isim sıralaması içinde düzenlenen sayfalardan bazı bilgiler aktaralım efendim:
1.Ahmet Haşim (1864,1932):Büyük Türk gazetecisi ve Türk müziği bestecisidir. İstanbul’da doğdu, Heybeliada’da vefat etti.
2.Bedia Akartürk (1941-):Ankara Radyosu folklör sanatçılarındandır. İzmir’de doğdu. Kız sanat enstitüsü mezunudur. İstanbul, Ankara ve İzmir’in büyük gazinolarında çalışmakta, turnelere çıkmaktadır.
3.Muzaffer Akgün (1930-):Radyo ve sahnelerimizin ünlü halk türküleri sanatçısıdır. İstanbul’da doğdu. İsmet Paşa Kız Enstitüsü mezunudur. Sanat hayatına Ankara radyosunda başlamıştır.(1946)
4.Filiz Akın (1943-): Sinema oyuncusudur. Ankara Demirtepe’de doğdu. DTCF’nin arkeoloji bölümünde üçüncü sınıfa kadar okudu. Rejisör Türker İnanoğlu ile evlendi. Artist dergisinin açtığı yarışmada dereceye girerek, sinemaya geçti.
5.Kâmuran Akkor (1947-):Hafif batı müziği alanında ün yaptı. İstanbul’da doğdu. Pek çok plak doldurarak ünlendi.
6.Gönül Akkor (1942-): İstanbul’da doğdu. Sanat Hayatına Ankara Radyosunda başladı. Sonra İstanbul Radyosuna geçti. Yerli filmlerde başrol oynadı.
7.Tekin Akmansoy (1924-): Denizli’de doğdu. Devlet tiyatrosu sanatçılarındandır. Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünden mezun oldu. Sahnede ve radyofonik temsillerde roller aldı.
8.Behiye Aksoy (1933): Asıl adı Behiye Tetiker’dir. İstanbul Çamlıca’da doğdu. Radyo ve sahnelerimizin ünlü Türk müziği şarkıcısıdır. Ortaokul mezunudur. Sanat hayatına Ankara Radyosunda başlamıştır.
9.Emin Aldemir (1925-Vefat etti):Bolu’da doğdu. Ortaokul mezunudur. Ankara Radyosu bağlama sanatçılarındandır.
10.Sadri Alışık (1925-Vefat etti):İstanbul Paşabahçe’de doğdu. Sinema ve tiyatro oyuncusudur. Bir süre Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümüne devam etti.
11.Rüştü Eriç (1911-): İstanbul Radyosu saz sanatçısıdır. Ut çalan, besteleri vardır. İskeçe’de doğdu. Konservatuvar mezunudur.
12.Orhan Günşiray (1928-):Sinema artisti, yapımcı ve şarkıcıdır. İstanbul’da doğdu. Ortaokul mezunu olup, beş defa evlenip ayrılmıştır.
13.Sadettin Erbil (1925-vefat etti): İstanbul’da doğdu. Tiyatro ve sinema sanatçısıdır. Kabataş liesini bitirdi. Onlarca filmde rol aldı.

18 Haziran 2010 Cuma

HABER… HABER…
Türkiye’de bir ilk, bir rekor:
İsa Kayacan’a yazılan şiirler kitaplaştırıldı
*Kitap içinde 130 şair ve ozanın 242 “İsa Kayacan şiiri” bulunuyor.
ANKARA- (Ece Ajans)- 130 şair ve ozanın yazıp, gazeteci- yazar Prof. Dr. İsa Kayacan’a ithaf ettiği, 242 şiir “Bana Yazılan Şiirler” adı ve 288 sayfayla, İsa Kayacan tarafından kitaplaştırıldı.
İsa Kayacan’ın 128.kitabı olan, 3 bölümden oluşan “Bana Yazılan Şiirler”in baş yazıları; Yekta Güngör Özden, Doç. Dr. Tamilla Abbashanlı, Mehmet Nacar’a ait. Önsözler, Prof. Dr. İbrahim Agâh Çubukçu, Mansur Ekmekçi, Sunuş Vedat Fidanboy imzalarını taşıyor.
Kitabın 6.sayfasında; “değerlendirme, sıralama ve ödüllendirme haberi” başlığı altında verilenler şöyle:
Birinci : 13 şiirle, Antalya’dan Mustafa Ceylan,
İkinci : 12 şiirle, Aydın’dan Fuat Gürsoy,
Üçüncü: 8 şiirle, Eskişehir’den Durşen Mert (Aşık Nurşah),
Dördüncü: 7 şiirle, Burdur’dan Sebahat Gümüş,
Beşinci : 6’şar şiirle, Avanos’dan Hüseyin Çiftçi, Adana’dan Mansur Ekmekçi, Burdur’dan Durmuş Öcal, Isparta’dan Melahat Ecevit, Ankara’dan Ali Bozkurt,
Altıncı: 5’er şiirle Ankara’dan Ziya Yüce, Burdur’dan Müzeyyen Düdük.
Tek şiir anlatım uzunluğu sıralamasında:
Birinci: 51 dörtlükle, Eskişehir’den Mahmut Akay,
İkinci: 29 dörtlükle, Adana’dan Mansur Ekmekçi,
Üçüncü: 53 beyitle, Ankara’dan Hüseyin Yurdabak.
İlköğretim okulu öğrencileri sıralamasında:
Birinci: Burdur merkezden; Seza Tutku Azaklı, Burdur Tefenni’den; Duygu Esra Ersoy, Ankara’dan; Nazlı Aykut.
Prof. Dr. İsa Kayacan’ın “Bana Yazılan Şiirler” adlı 128.kitabının 2.bölümünde; İsa Kayacan’ın rahmetli eşi Sabahat Kayacan’la ilgili yazılanlar, 3.bölümünde de; İsa Kayacan’ın bazı kitaplarının ön kapak görüntüleri, bestelenen şiirlerinin söz ve notaları, İngilizceye çevrilen şiirlerinin Türkçe ve İngilizce metinleri yeralırken, bazı sayfalarda, “Yazarların gözü ve kalemiyle İsa Kayacan” anlatılıyor.
“Bana Yazılan Şiirler” adlı kitapta yer alan 10 ayrı şiirden 10 dörtlük:
- İsa bey’in adı bellekte yaşar/ Güçlüğe göğsüne germiş Kayacan/ Hizmetini saysak, insanlar şaşar/Kendini kültüre, vermiş Kayacan (Prof. Dr. İbrahim Agâh Çubukçu- Ankara)
- Bir bilgedir Doktor İsa Kayacan/ Sınırsız bir çaba tekmil heyecan/ Gönülden başarı, sonsuz tebrikler/ Nasıl dayanıyor bu hizmete can? (Feyzi Halıcı- İstanbul)
- Güneş vurmuş yüzüne/ Derman vermiş dizine/ Sorar birde: “Yazı ne?”/ Köy çocuğu Kayacan (Mustafa Ceylan- Antalya)
- Sanat dünyasının kültür elçisi/ Halk biliminin can emekçisi/ Güzel Türkçemizin yılmaz bekçisi/ Bilimde harmandır, İsa Kayacan (Abdülkadir Güler- Söke)
- Her kim ki, bir kitap yazmışsa eğer/ Şevk ve güç vermiştir ona Kayacan/ Bir kere öğünmez yaptıklarıyla/ Koyar hep kendini sona Kayacan (Vedat Fidanboy- Ankara)
- Yazarlar içinde bir benzeri yok/ Kovandaki arı İsa Kayacan/ Yokluğu yürekte saplanmış bir ok/ Gönüllerin yarı İsa Kayacan (Mansur Ekmekçi- Adana)
- Basının Yunus Emre’si/ Üstadım İsa Kayacan/ Canların sevgi cemresi/ Üstadım İsa Kayacan (Mahmut Akay-Eskişehir)
- Yazma icazetini aldım elinden/ Şiirin ustası, anlar dilinden/ Göller Yöresi Burdur ilinden/ Dumansız bir közdür İsa Kayacan (Ali Gözütok- Antalya)
- İlim çeşmesinin suyu ondadır/ Gürül gürül akar İsa Kayacan/ Dünyanın en güzel huyu ondadır/ Örnektir bizlere, İsa Kayacan (Birdal Can Tüfekçi- Dalaman)
- İsa Kayacan dost, sanat güneşi/ Ankara’dan yurda ışık saçıyor/ Her yere ulaşır bulunmaz eşi/ Sayısız kalplere girip yaşıyor (İsmail Kara- Ankara)

15 Haziran 2010 Salı

Geçmişten geleceğe
Burdur halk kültürü ve
turizm sempozyumu
başarılıydı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur için atılan her adım, getirilen her hizmet, yankılanan her ses önemlidir, anlamlıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Burdur Valiliği, Burdur İl Özel İdaresi, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü işbirliğiyle, 3,4 ve 5 Haziran 2010 tarihlerinde gerçekleştirilen "Geçmişten geleceğe Burdur halk kültürü ve turizm sempozyumu’nun başarılı geçtiğini ifade etmeliyiz.
Sempozyumun düzenlemesinde görev alanlardan, İl Özel İdare Genel Sekreteri İbrahim Şimşek, İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır, Yrd. Doç. Dr. Şevkiye Kazan ve öteki görevlilerin çalışmalarını, organizasyonun başarılı geçmesi yönündeki performanslarını uzun süre ayakta alkışladığımı kaydetmeliyim.
Sekiz ayrı oturum, ayrı mekânlarda yapıldı. Oturum Başkanları; Mahmut Evkuran, Doç. Dr. Ali Yakıcı, Osman Özbuldu, Prof. Dr. İsa Kayacan, Prof. Dr. Sabri Çakır, Prof. Dr. Tuncay Neyisci, Doç. Dr. Salih Ceylan, Yrd. Doç. Dr. Şevkiye Kazan, şeklinde sıralandı. Bildirileriyle katılan panelistler, Burdur kültürü ve turizm potansiyeli hakkında detaylı bilgiler sundular, ortaya koydular.
Bildirileriyle, panele katılanlarının sıralanışı: Doç. Dr. Yıldırım Atayeter, Ayşe Akman, Tamer Yılmaz, Şerif Yenen, Hamit Çine, Doç. Dr. Ali Yakıcı, Prof. Dr. İsa Kayacan, Prof. Dr. Sabri Çakır, Abdurrahman Ekinci, Nizamettin Şen, Yrd.Doç. Dr. Şevkiye Kazan, A. Ceren Göğüş, İbrahim Şimşek, Şengül Kazan Kırçık, Osman Özbuldu, Mahmut Davulcu, Halil Erdem, Tanju Ozanoğlu, Asuman Şenel, Nilgün Atar, Volkan Şimşek, Yrd.Doç.Dr. Murat Çuhadar, Doç.Dr.Salih Ceylan, Seçim Aydın, Yrd.Doç.Dr.Şükrü Özüdoğru, Mehmet Tanır, Ayça Çiftçibaşı, Meltem Cingöz Santur, Öznur Tanal, İzzet Kocadağ, Solmaz Karabaşa, Aşiret Boranşen , Bircan Kalaycı Durdu.
Geçmişten Geleceğe Burdur halk kültürü ve turizmi sempozyumuna sunulan bildiri başlıklarından bazıları: Burdur'un coğrafyası ve tarihi kentleri, Burdur halk kültüründen örnekler, Burdur türkülerinin sosyo-kültürel yapısı, Kültürümüz içindeki Burdur doğumlulardan bir genelleme, Kültürel değerlerin turizmde kullanılması, Geçmişten günümüze Burdur'da kültür yozlaşması,Değişen-gelişen Burdur, Burdur halk müziği, Burdur kadın baş giysilerinde mitolojik izler, Bölgeyi ve Burdur İlini tanıtmada bilgi sistemlerinin rolü, Kibyra kazıları ve turizm potansiyeli vd.
DEĞERLENDİRME
3,4,5 Haziran 2010 tarihlerinde Burdur'da gerçekleştirilen “Geçmişten geleceğe Burdur halk kültürü ve turizmi sempozyumu” organizasyonun mükemmelliği, bildirilerin konular itibariyle dağılımı, bildiri sunanların, öz, anlaşılır ve geleceğe yönelik mesajlarla dolu olması, geleceğe taşınabilirliklerinin yüksek oluşu gibi özelliklerin fazlalığının gözle görülmesi gibi satırbaşları, sempozyumun başarıya ulaştığını gösterdi.
Sempozyuma sunulan bildiriler, sunum sırasındaki zaman darlığı nedeniyle, bütünlüklerinden ayrılıp, kesitler halinde sunulduğu için tam ve net anlaşılamamış olabilirler. Bildirilerin tamamının bir kitapta toplanacak olması, ifade etmeye çalıştığımız eksikliği giderecektir.
2005 yılında, Burdur merkezde düzenlenen sempozyumda olduğu gibi; Bu sempozyumda da Burdur'un Anayasası farklı bölümleriyle yeniden gözden geçirilerek, şekillendirme, tamalama ve geleceğe taşıma görevi yerine getirilmiştir. Tebriklerimi, sevgi ve saygılarımızı sunuyorum efendim.
Ayrıca, Burdur Belediyesi Türk Halk Müziği Topluluğuyla, yöre oyuncularının birlikte sergilediği, ortaya koyduğu, Burdur yöresindeki düğünlerden verdikleri örnek canlandırma, ayrı bir zenginliğimizide ortaya koydu. ***
İletişimliler Vakfı”nın:
“Meslekte 50 Yıl Onur Ödülü”
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kısa adı İLEV olan, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Mezunları Vakfı’nın 2003 yılında başlattığı, geleneksel hale getirdiği, gazete, radyo, sinema ve reklâm dallarında verilen “Meslekte 50 Yıl Onur Ödülü” düzenlenen törenle “Onur Günü”nde sahiplerine veriliyor.
İletişimciler Vakfı Başkanı Haldun Cezayirlioğlu bu konuda; “Meslekte 50 Yıl Onur Günü, temelde ustaları onurlandırmak, iletişim alanına giren mesleklerin kökleşmesine, yaygınlaşmasına katkıda bulunanlara yıllar sonra da olsa vefa borcunu ödemek amacıyla düzenlenen bir kutlama günüdür” diyor.
2006 yılında, Meslekte 50 Yıl Onur Ödülünü alan gazetecilerden biri olarak, bu ödüller çerçevesinde hazırlanan broşür ve beratlarda, “İletişim alanındaki ustalara saygı/Bir mesleğin varoluşunun birinci koşulu, ustaların varlığıdır” cümleleri beni çok etkiliyor, mutluluk veriyor. İLEV yöneticilerini kutluyorum.
Meslekte 50 Yılını doldurmuş ustalara verilen ödüller yanında, İletişim Fakültesi Öğrenci Emek Ödüllerinin de verilmesi, öğrencilerimizin teşviki bakımından, önem taşıyor, anlam taşıyor. Şimdi, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Mezunları Vakfının 2003 yılından itibaren verdiği “Meslekte 50 Yıl Onur Ödülü” alanlarla ilgili sıralaması üzerine bir göz atalım (Radyocu, Sinemacı, Gazeteci, Reklâmcı olarak verilen ödüller):
2003 yılı: 74 kişiye ödül veriliyor. Bunlardan bazıları; Abdullah Uraz, Ali Abalı, Atilla Bartınlıoğlu, Atilla Onuk, Eşref Kolçak, Feyzi Halıcı, Güngör Yerdeş, Hıfzı Topuz, Nurhan Nur, Orhan Koloğlu, Orhan Taşan, Özer Öztep, Rıdvan Bülbül, Salih Erden, Turgay Üçöz.
2004 yılı: 17 kişiye ödül veriliyor. Bunlardan bazıları; Ahmet Karaca, Ayçetin Tulgar, Gökhan Evliyaoğlu, İsmali Sadık, Mete Akyol, Necmi Tanyolaç, Bülent Ecevit, Rıdvan Uysal,
2005 yılı: 26 kişiye ödül veriliyor. Bunlardan bazıları; Cüneyt Gökçer, Doğan Koloğlu, Erdoğan Gürgen, Erdoğan Olcayto, Feyzullah Aktan, Fikret Otyam, Fuat Tuğrul, Halit Akçatepe, Şinasi Ünal, Vafai Tek’er, Yılmaz Tunçkol, İstiklal Yaradılış, Nail Güreli.
2006 yılı: 22 kişiye ödül veriliyor. Bunlardan bazıları; Agâh Özgüç, Ali Utku, Doğan Katırcıoğlu, Emel Aktuğ, İsa Kayacan, Naci Yener, Nuri Sarıışık, Orhan Günşiray, Sezai Balcı.
2007 yılı: 47 kişiye ödül veriliyor. Bunlardan bazıları; A.Hazım Sezgin, İlhan Çevik, Asaf Uçar, Cahit Çelebi, Hıncal Uluç, Jülide Gülizar, Leyla Umar, Orhan Ayhan, Orhan Erinç, Ö.Naci Uğural, Reşat Yazıcı, Selma Tükel, Tanju Cılızoğlu, Yaşar Güngör, Yücel Ertugay.
2008 yılı: 29 kişiye ödül veriliyor. Bunlardan bazıları; A.Zeki Sözer, Ercan San, Hüdai Bayık, Mehpare Çelik, Nijat Özon, Orhan Gürdil, Refik Erduran, Remzi Erkürem, Sökmen Baykara, Suat Yalaz, Tuncel Özbaykal, Yılmaz Tok.
2009 yılı: 30 kişiye ödül veriliyor. Bunlardan bazıları; Ali Gümüş, Engin Köklüçınar, Erdoğan Er, Kenan Akın, Mehmet Mühsinoğlu, Selçuk Sümer, Prof. Dr. Şadan Gökovalı, Tahir Zengingönül, Turgut Er, Yavuz Karakaş, Yusuf Ziya Gedikli.
2010 yılı: 31 kişiye ödül veriliyor. Bunlardan bazıları; Çetin İnanç, F.Zafer Atay, Faruk Erbil, Güneş Tecelli, Hakkı Kıvanç, Mustafa Salihoğlu, Savaş Kıratlı, Vecdi Uygun, Yalçın Kamacıoğlu, Yaşar Aysev, Yusuf Tümen, Zeki Kurban, Ziya Özanlar.
İletişimliler Vakfı: 1996 yılında kurulan, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Mezunları Vakfı (İletişimliler Vakfı) mezunlarla fakülte arasındaki ilişkileri güçlendirmek için, sosyal etkinliklere öncülük ediyor. A.Üniversitesi İletişim Fakültesinde okuyan öğrencilerden maddi desteğe ihtiyaç duyanlara burs vermekte, özellikle medya dünyasını ilgilendiren konularda toplantılar düzenlemekte, kültürel etkinliklere destek olmak amacıyla “Kültür ve İletişim” adlı akademik bir dergi yayınlamaktadır.
Vakıf, kaynaklarını ağırlıklı olarak Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunlarından ve fakültenin öğretim elemanlarından sağladığı bağışlar ile gerçekleştirdiği araştırma ve eğitim projelerinden sağlamaktadır.
07 Şubat 2010 tarihinde kurucular kurulu tarafından seçilen ve iki yıl süreyle görev yapacak olan Vakıf yönetim kurulunun görev dağılımı: Haldun Cezayirlioğlu (Başkan), Canan Avşaroğlu Özgür (İkinci Başkan), Sibel Nart (Sayman), Üyeler: Prof. Dr. Eser Köker, Ahmet Abakay, Deniz Sezgin, Zeynep Gül Özşen, Yedek Üyeler: Esra Özgönül Işıklı, Tayyar Çelebi, Cenap Kayasü.
***
Osman Karaarslan’ın
başlatıp geliştirdiği
“Simav Şairler Şöleni”
emin ellerde
Prof. Dr. İSA KAYACAN

Ülkemiz genelinde sıklıkla gerçekleştirilen ve sayılarının artmasına rağmen, sanat ve edebiyatımıza verilen katkı oranı bakımından gelişme, arkasından artış gözlenmeyen etkinliklere sıklıkla katılmama kararımı 2006 yalında verdim. Bu kararımı uygulama kararlılığımı sürdürüyorum.
Şairlerin, şiir severlerin biraraya getirildiği sanat ve edebiyat etkinliklerinin olmazsa olmazlarının bulunduğunu benim gibi onlarca, yüzlerce insan-yönetici biliyor. Ama kalite artırımı, dinleme ve dinlettirme yönündeki görüntülerin halâ sıfırın altında olduğunu kaydetmeliyim.
Simav ilçemiz, Kütahya ilimize bağlı yerleşim birimlerimizden. Farklı özellik ve güzellikleri var. “Yerden fışkıran sağlık” sloganıyla hizmet veren, sağlık dağıtan Simav Belediyesi’nin işletmesindeki Eynal Kaplıcaları, Evliya Çelebi’nin 1671 yılında dikkatini çekmiş ve ; “Dünyada ve Anadolu’da bir çok kaplıca gezdim, gördüm amma Simav Eynal Kaplıcaları gibisini görmedim, böylesi yeryüzünde yoktur” cümlesiyle anlatılma şerefini taşıyan Simav daha pek çok güzellikleriyle biliniyor, Simav hizmet edenlerle gururlanıyor, şerefleniyor.
ALİ ABDÜLKERİMOĞLU VE OSMAN KARAARSLAN
Simav ilçemizde yetişen pek çok isim ve imza vardır. Ama bunların başında yer alan, rahmetli Ali Abdülkerimoğlu abimizle, Anadolu’nun gürsesi Osman Karaarslan’ın, sanat ve edebiyatımız içindeki yerleri ve hizmetleri, Simav için önemlilik taşımakta, Simav’ın yayın yoluyla ve görsel açıdan gündemde tutulması bakımından, göz ve gönüllerdeki “Simav Fotoğrafı”nın netliği gün geçtikçe artmaktadır.
Burada mini bir parantez açmak istiyorum: 2007 yılında, Simav Belediye Başkanlığı’na, Ali Abdülkerimoğlu abimizin adının, bir cadde, sokak veya parka verilmesi yönündeki teklifimi değerlendirerek 04 Haziran 2007 tarihli Belediye Meclisinin kararı haline getirilmesinden sonra, Abdullah Taşköprü Cad. 2. Sokağının adının “Ali Abdülkerimoğlu Sokağı” olarak değiştirilmesinin ardından tabelanın asılmasını sağlayan, o günün Belediye Başkanı Dr. Sayın Rıza Özdemir’e teşekkür etmek vefa anlayışının örnek alınmasını kaydetmek istiyorum.
SİMAV 15. ŞAİRLER ŞÖLENİ
Simav ilçemizde yapılan şairler şöleninin temeli, Osman Karaarslan tarafından atıldı. Yıllarca, değişik fedakârlıkla bu şölen sürdürüldü. Zamangeldi, birileri bir takım yetkiler kullanarak, başka organizasyonlar yapmak istediler, yaptılar. Ama Osman Karaarslan o günlerde, o yıllarda bile Simav Şairler Şöleninin şurasında, burasında mutlaka vardı. Çünkü şairler, sanatseverler O’nu o da şairleri tanıyordu.
2010 yılının 14, 15, 16 Mayıs tarihlerinde Simav 15. Şairler Şöleni gerçekleştirildi. Davet öncesi ve sırasında, Belediyenin katkılarının olduğu hissedilmeye başlandı. Simav’a gittiğimizde gördük ve duyku ki; Simav’ın genç, dinamik sanat ve edebiyata önem veren, Simav sevdalısı Belediye Başkanı Kasım Karahan, yardımcıları, belediye çalışanları, Belediye Meclis Üyelerinin tamamıyla Şairler Şöleni organizasyonunun içinde. Evsahipliği yapmanın yarışının içinde. En çok sevindiğim, gurur duyduğum; “Bundan böyle Simav Şairler Şölenlerinin Belediyenin organize ve sorumluluğunda yapılması” yönünde Belediye Meclisinden karar alınması. Osman Karaarslan’ın da önceki yıllara ait tecrübelerinden yararlanılması. Yazımın noktasını koymadan, Belediye Başkanı Kasım Karahan, Orman Bakanlığındaki Basın Danışmanlığım günlerinden itibaren dostum örnek alınan bürokrat Belediye Başkan Yardımcısı H.Doğan Eren (Simavlıların Doğan amcaları) Belediyenin Sosyal İşler Müdürü (yakışıklı delikanlı) Mustafa Teneke, Belediye Meclis Üyeleri benden kocaman alkışlar yanında, tebrik ve teşekkürlerimide fazlasıyla hakettikleri için, ayaktayım ve alkışlamaktayım efendim.
Simav Belediye Meclisinde 4 ayrı siyasi partiden 4 ayrı bayanın bulunuşu bir başka güzelliğin, hizmete dönüşünü sağlamış. Bir tebrik ve alkışda onlara.
Plaket: Prof. Dr. Sayın İsa Kayacan; 2010 Şairler Şölenimize gösterdiğiniz hassasiyet ve katıklarınız için sonsuz şükranlarımı sunarım. (Kasım Karahan, Simav Belediye Başkanı, Simav, 15 Mayıs 2010) ***
Kardaşlık Dergisinin yeni sayısı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Merkezi İstanbul’da bulunan Kerkük Vakfı’nın yayınorganı, üç ayda bir yayınlanan Dr. Şemsettin Küzeci’den aldığım, “Kardaşlık” Dergisi’nin 45’nci sayısı, Ocak-Mart 2010 aylarına ait olarak yayınlandı, günyüzü gördü.
Kerkük Vakfı adına imtiyazı sahibi ve yazı işleri müdürü: İzzettin Kerkük. Editör ve Genel Koordinatör: Suphi Saatçi, Yazışma: P.K. 20 Cerrahpaşa-İstanbul.
Türkçe bölümüyle, Arapça bölümü toplam 64 sayfayla okurlarının karşısına çıkıyor çıkarılıyor. Prof. Dr. İhsan Doğramacı kapakta yeralıyor ve fotoğrafı altında (Erbil: 03 Nisan 1915 - İstanbul: 25 Şubat 2010) tarihlerinin yazıldığı görülüyor.
Dergi içinde imzaları yeralanlardan bazılarının sıralanışı: Suphi Saatçı, İsmail Yakıt, Ata Terzibaşı, Mahir Nakip, Nesrin Erbil, Rıza Çolakoğlu, Adnan Sarıkahya, Mehmet Gökkay, Veysel Ergin, Cengiz Bayraktar, Özdemir Hürmüzlü, Önder Saatçi vd.
İsmet Hürmüzlü’nün “Ve şeytanlar yeryüzüne indiler” adlı eserinin Kerkük Vakfı yayınları arasında günyüzü gördüğüne ilişkin haber-duyuru iç kapakta yeralıyor. Tebriklerimizi sunuyoruz efendim. Rahmetli Doğramacı’yla ilgili yazı-haber başlıklarından:
-Vefat ve başsağlığı, Doğramacı hakka yürüdü/Büyük kaybımız İhsan Doğramacı,/Irak’lı Türkmen çocuklar Prof. Dr. İhsan Doğramacı’ya ağladı/Ömrünün sonuna kadar çalışan adam: İhsan Doğramacı..
Nesrin Erbil imzalı ve “Bir daha uyan hocam” başlıklı bir şiir. Rahmetli İhsan Doğramacı için yazılmış. Dört ayrı bölümden meydana geliyor bu şiir. İki bölümü:
BİR DAHA UYAN HOCAM (Nesrin Erbil)
Kalbimize dokudun sevgiyi gerçekleri,
Seninle bütünlendi, gençlerin dilekleri,
Öyle sessiz gittin ki dağladın yürekleri,
Sen kalplerde büyük aşk sen sesimizi duyan,
Bir daha uyan hocam, bir daha tekrar uyan.
*
Türkmenelliler gelmiş seni uğurlamaya,
Hacettepe ağlıyor, Bilkent kalkmış ayağa,
O kadar büyüksün ki, sığmazsın bu toprağa,
Eller seni taşırken yanan kalplere dayan,
Bir daha uyan hocam, bir daha tekrar uyan.
*Doğramacı asıl büyük hizmetini yüksek eğitim alanında gösterdi. Önce Hacettepe Üniversitesini kurdu. Burada en zor olan Tıp Fakültesini kurdu ve Başkent Ankara’ya en büyük hastanelerden birini kazandırdı. Diğer eğitim dalları ile birlikte bu Hacettepe’yi geliştirdi. Çalışmalarını sürdürerek, hayatını tamamen Yüksek öğretime adadı. Yüksek Bilim ve kültür kurumu yeni bir vakıf üniversitesi hayata geçirdi: Bilkent. (Suphi Saatçi)
218.Plaket: Prof. Dr. Sayın İsa Kayacan; 46.Tekirdağ Kiraz Festivaline katılımınızdan dolayı teşekkür eder, saygılar sunarız. (Opr. Dr. Adem Dalgıç, Belediye Başkanı- Tekirdağ. 11.06.2010) ***
Ekrem Kabay: İsa Kayacan “Üretkencan”dır
Prof. Dr. İSA KAYACAN
14 Ekim 1973 tarihinde yapılan genel seçimlerde, Cumhuriyet Senatosu Burdur üyesi olarak seçilen Ekrem Kabay, İsa Kayacan'ın "Burdur Destanı" kitabının yayınlanmasından sonra kaleme aldığı yazısında şunları söyledi:
ÜRETKENCAN-İSA KAYACAN
İsa Kayacan'ın son gelen " Burdur Destanı" adlı eseriyle birlikte, kütüphanemde ve gönlümde iyi bir yeri oldu. Teşekkür ederim. 53 yıldır; Burdur'u ve Dünya'ya yönelik anlatım, araştırma, derleme, çok büyük bir emek ve dirayet gerektiriyordu. İsa Kayacan bunu başardı. Bu ne demek?:
31.12.2008 tarihine kadar 40 bin 350 makale.2009 durağına kadar 127 ayrı kitap. İnsan odaklanmasının bu kadar süre ve bu kadar ürünle elde edilen görüntü, muhteşemdir.
Aferin sevgili Kayacan!.
O'na aslında: (Kayacan ismide kulağa hoş geliyor ama!); Üretkencan, demek daha mı, yakışırdı?..
Sakin, hoşgörülü, yorulmayan dostelli kimliğiyle İsa Kayacan'ın Burdurumuzda güzel bir yeri var. Bundan büyük servet, bundan büyük ödül olamaz. Bu sevgi ve dirayetle yaşaması dileklerimi sunuyorum. (14.05.2010-Ankara).
DOĞRUYA VE GÜZELE YOLCULUK(Cahide Ulaş)
Eğitimci,şair ve yazar Cahide Ulaş hocanım,18.05.2010 tarihinde, Prof.Dr. İsa Kayacan'a ithaf ettiği beş ayrı bölümlük şiirinde şöyle dedi:
Ulaşmak için gönüllere,
Çağlıyor her an,
Yüreğindeki dere.
Bilgi, birikim ve tecrübesiyle,
Yolculuğu hep,
Doğruya ve güzele!..
*
Bir sevda sanki,
Yazmak onda.
Paylaşıyor sınırsızca,
Hep o verimli tonda.
Saygısı büyük,
Yazana,üretene;
Tanıyor, tanıtıyor,
Kocaman bir yürek onda!..
*
Beyefendi tavrı ve tarzıyla,
Taht kuruyor gönüllere.
Bilgilerini arzıyla,
Hizmet ediyor,
Sanata ve bilime!..
*
Tanımak,dost olmak,
Büyük bir onur!..
Yurdun her köşesinde,
İmzası tanınır.
Rekorlara imza atıyor,
Yaşadıkları haklı bir gurur!..
*
Bitmiyor yüreğindeki heyecan,
Yazana, üretene veriyor,
Yeniden can.
Yeri doldurulamayacak,
Saygı ve sevgi abidesi;
Ömrümüz uzun,
Yolunuz açık olsun,
Sayın Prof. Dr. İsa Kayacan!..
Cahide ULAŞ (Eğitimci-Şair-Yazar
Tekirdağ - 18.05.2010)

8 Haziran 2010 Salı

Dr. Ayfer Yılmaz’dan:
Selçuk Baran ve eserleri
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Merkezi Ankara’da bulunan “Her Dilde, Tercüme ve Yayıncılık Merkezi” nin genel koordinatörü Yusuf Hüseyin Babekoğlu, ciddi, titiz çalışmalarıyla dikkat çekerken, ortaya yeni yeni kitap yayını koyuyor, bunların günyüzü görmelerini sağlıyor. Önce tebrik ve alkışlarımızı belirterek, hissettirerek söze başlayalım efendim:
Elimde yeni bir kitap var. Akademik incelemeler dizisi olarak, Her Dilde Tercüme ve Yayıncılık Merkezi yayınları arasında günyüzü gördü.
Adı: Hüzün Mevsiminde Bir Yazar Selçuk Baran ve Eserleri. İmza sahibi: Dr. Ayfer Yılmaz. Genel Yayın Yönetmeni: Yusuf Hüseyin Babekoğlu. 272 büyük sayfayla bizimle, okurlarıyla, merhabalaştı, selamlaştı.
Edebiyatımızdan bir Selçuk Baran geçti, denilerek, hayatı, mizacı fikirleri, eserleri ara başlıkları veriliyor. Sonra Selçuk Baran’ın öykülerinden, bu öykülerde yeralan, kadınlar, erkekler ayrı ayrı detaylandırılıyor. Ve öteki ara başlıklar, bölümler arasında yeralanlar:
-Selçuk Baran’ın öykülerinde zaman, Mekan, umuma ait mekânlar, özel mekânlar, arkasından, Selçuk Baran’ın romanlarında şahıslar, vb. ayrımlar, detaylar veriliyor. Kitap beş ayrı bölümle şekillendirilmiş.
1999 yılında aramızdan ayrılan Selçuk Baran’ın yaşam öyküsü, edebi kişiliği ve eserleri masaya yatırılmış, incelenmiş. Sayfa 92’den:
-Selçuk Baran’ın öykülerinde, en dikkat çeken öykü karakterleri arasında yaşlı erkek tiplerinden bahsetmek gerekir. Genellikle sağlık sorunları yaşadıklarından dolayı evde bakımlarıyla ilgilenen kadınlara da yük olmaktadırlar. Bu durum ise her iki taraf için de hüzünlü bir yaşam şeklidir.
Bu tür incelemeler zordur. Dr. Ayfer Yılmaz, bu zor işin altından başarıyla kalkmış, Herdilde Yayıncılık’ta bu yayının edebiyat dünyamıza kazandırılışını sağlamıştır. Tebriklerimi sunuyorum efendim.
Ayfer Yılmaz: 1966 yılında Ağrı’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Doktorasını 1997 yılında Gazi Üniversitesinde tamamladı. Halen Gazi Üniversitesinin Fen – Edebiyat Fatültesi’nde öğretim üyeliğini sürdürüyor.
-Bugüne kadar; Türk Kültüründe Kadın ve Kadın Ağzı Türküler (2003),
-Hisler ve Fikirler Işığında Ra’if Necdet Kestelli (2006),
-Nahit Sırrı Örik, hayatı, sanatı ve eserleri (2006),
-Türk Sagan’ı Suzan Sözen ve Romancılığı (2008) adlı kitaplarıyla dikkat çekti. ***
Eleşref Niftiyev'den:
Ömür yolu-Nur yolu
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Azerbaycan çıkışlı yayınların bana ulaşanlarının sayıları arttıkça, bu yayınların sayfalarındaki gezintimde de artış, artışlar gözleniyor.
Azerbaycan'ın ünlü şair, yazar ve araştırmacılarından, değerli dostum Gardaş Elişoğlu tarafından bana ulaştırılan kitaplardan biri, daha doğrusu son olarak ulaştırılanı: Eleşref Niftiyev imzalı, Ömür yolu-Nur yolu, adının taşıyıcısı. Ciltli 272 sayfalı kitap. Yaradıcılıg, Hatıralar ve düşünceler ortaya konulmuş, sayfalara aktarılmış.
Redaktor: Vagif Yusifli. Reyçi:Musa Guluzade. Müfellifden 4 sayfalık bir sunuş var. Redaktordan 3 sayfalık bir önsöz veya ikinci sunuş dikkat çekiyor.
Birinci bölüm: Unutulmaz telefon zengi, İkinci bölüm: Görüşler, hatıralar, Üçüncü bölüm: Hikmetin behresi, Dördüncü bölüm: Yahşı ki sen varsın (iyi ki sen varsın).
Kitabın sayfalarında yer yer, Eleşref Niftiyev fotoğrafları, çıkışlarındaki genel görüntüleri-fotoğrafları yeralıyor.
Sayfa 85'deki "Veten, bu menem" başlığı altındaki anlatımda, Gardaş Elişoğ (İsmayılov) lu'ndan sözediliyor. Bir yerinde:
- "Hassas kalbli, yüksek intizamlı ve gayğıkeş insan Gardaş Elişoğlu'nun (İsmayılovun) ilk şiirler kitabı-Sevgiden başlanan yol- adlanır" deniyor.
Bu yazıdan, Gardaş müellimin 1986'ncı yılda SSRİ Maliyye ve Maarif hazırlıklarının "En yahşi mühasıb-malliyeçi" fahri adına layıg görüldüğünü öğreniyoruz.
Eleşref Niftiyev, kaleme aldığı konuların işlenişinde, usta bir kalem olduğunu gösteriyor. Düşünceleri derin, bilgi dolu bir görünüm içinde karşımıza çıkıyor. Bugünle yarın, bundan öncede dünle bugün arasındaki düşünce köprülerinin sağlamlığını görmekteyiz. Bu ve buna benzer gerçeklerin, anlatım zenginliği ve hakimiyetinin netliği karşısında sevinmek, alkışlamak ve gurur duymak bize düşüyor.
Şair, yazar ve araştırmacılarımız, yazdıklarını gazete ve dergilerde yayınlayarak, arkasından kitaplaştırmalarıyla çok önemli bir görevin yerine getiricisi oluyorlar.
Eleşref Niftiyev'de bu çok önemli, anlamlı ve kalıcı görevlerin yerine getiricisi olmuştur. Kutluyor, tebriklerimizle, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz efendim.
Eleşref Niftiyev: 1945 yılında Azerbaycan'ın Respublikasının Masallı şehrinde doğdu. Ali tahsilli olan Niftiyev, 1968 yılında Masallı Rayon Komsomol komitesinde çalışmaya başladı.
1974 yılında Rayon Partiya Komitasının teşkilat şubesinde görev aldı. Şube müdürü olarak görev yaptı. Bazı şehirlerdeki mekteplerde müellim olarak görevini sürdürdü.
Azerbaycan Resbuplikası Prezidenti tarafından ödüllendirildi. ***
Burdur, Geleneksel giysileri ve
giysi aksesuarları
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur çıkışlı her haber, her çalışma, beni yakından ilgilendiriyor. Yayınların önemi bir başka açıdan dikkat çekiyor.
Edebiyatçı, araştırmacı, yayınları ve ebru alanındaki çalışmalarıyla da dikkat çeken, Burdur’da yaşayan Asuman Şenel’in “Burdur Geleneksel giysileri ve giysi aksesuarları” adlı 216 sayfalık araştırması-kitabı, yenilerde bana ulaştı. (Önceleri de kısa bir yazıyla sözetmiştim).
Kitap, renkli fotoğrafları-görüntüleriyle ayrı bir zenginlik içinde karşımıza çıkıyor. Burdur Valiliği İl Özel İdaresi’nin katkılarıyla, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce bastırılmış, yayınlanmış.
Burdur Valisi İbrahim Özçimen’in bir sunuşu var. Bir yerinde: “Türk milletinin ortak değeri olan bu giysilerin ortaya çıkarılarak unutulmamasını sağlamak için yapılan bu çalışmaları her zaman Valilik olarak maddi ve manevi yönden desteklemek gerektiği inancındayım” deniyor.
Önsöz Asuman Şenel’in. Burdur İli Geleneksel Kadın-Erkek giysilerinin tarihçesi ve teknik sanatsal özellikleri konulu yüksek lisans tezinden hareketle böyle bir yayının ortaya konuluşunun sağlandığını anlatıyor Asuman Şenel.
Kaynak bir yayın olarak ortaya konulan kitapla, önemli bir hizmetin gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz. Kutluyoruz efendim.
Bazı örnekler verelim: S.40. Şekil 3.1.3.2.26 Kadife üçetek entari (ön) Kaynak: Burdur Müzesi Envanter seksiyonu Nu:5891,
Şekil 3.1.3.2.28 Bindallı üçetek entari (arka), Kaynak: Burdur Müzesi Envanter seksiyonu Nu.5891,
Sayfa 128. Şekil 3.1.18.3.5 Gümüş kemer, Kaynak: Burdur Müzesi Envanter seksiyonu Nu: Et.20.20.81
Şekil 3.1.18.3.6 Gümüş kemer tokası
Ağırlığı: 300 gr
Boyu: 91 cm,
Eni: 4,5 cm (Envanter defteri, C-81-1:20) şeklinde verilen bilgiler.
Sayfa 177 ve 178’deki bilgilerden:
Göynek: Pamuklu dokumadan yapılmış, yaka kenarı iğne oyası ile işlenmiştir.
Şalvar: Mor setenden hazırlanmış, bel ve paça kenarları lastikle büzülmüştür.
Üçetek: Belden aşağısı üç dilimlidir. Mor alaca dokumadan ve desenli çizgili kumaştan yapılmıştır. Renginin dona uygun olmasına özen gösterilmiştir.
Asuman Şenel: 1958 yılında Sivas’ta doğdu. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Yüksek Lisans eğitimini 2009 yılında tamamladı. Doktora eğitimini sürdürüyor. Ebru çalışmalarıyla bilinen Asuman Şenel, açtığı ebru sergileri ve aldığı ödülleriyle de dikkat çekiyor. ***
Yeni bir dergi: Kültür Çağlayanı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Sanat edebiyat alanında yayınlanan dergilerin uzun ömürlü olmaları ve getirdikleriyle takdir görmeleri, alkışlanmaları, beklenmeleri gerekiyor.
Mart 2010’un başında, iki ayda bir yayınlanma yayın periyoduyla, merkezi Ankara’da bulunan “Kültür Ajans”ın yayın organlarından biri olarak, yayın hayatına merhaba diyen “Kültür Çağlayanı” dergisi, gelecek için ümit veren bir görünümle karşımıza çıktı.
Sahibi: Hayrettin İvgin, Genel Yayın yönetmeni ve sorumlu yazı işleri müdürü: Erhan İvgin, Genel Koordinatör: İbrahim İmer, Genel Redaktör: Ömer Ünal.
Kültür Çağlayanı Dergisinin yayın kurulu, yayın danışmanları ve yurtdışında temsilcilikleri var.
Hayrettin İvgin; “Kültür Çağlayanı’ndan size” başlığı altındaki sunuşunun, merhabasının girişinde; “Ve merhaba siz okuyuculara!..Bir merhaba da dergimizin hayata geçmesine katkıları olan bütün yazarlara, şairlere, araştırmacılara, bilim insanlarımıza, dostlara, arkadaşlara ve kardeşlerimize” diyor.
Sayfalarda imzaları bulunan, yazar ve şairler, içindekiler sütununda ayrılmış. Yazarlardan bazıları Hayrettin İvgin, Erhan İvgin, Nail Tan, Zeki Ergül, Ali Kayıkçı, Ahmet Canbaba, İbrahim İmer, Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, Ahmet Şahinoğlu, Süleyman Karacabey, Necla Karataş, Hediye Akbaba, Merve Ergün vd.
Şairlerden: Aysel Çoban, Bülent Arı, Coşkun Mutlu, Elçin İskenderzade, Gülaye Şınıxlı, İsa Kayacan, Murat Duman, Pakize Altan, Gardaş Elişoğlu, Vedat Fidanboy, Yeter Bektaş vd.
3,4 ve 5 nci sayfalarda Erhan İvgin’in, Elçin İskenderzade hocayla yaptığı bir röportaj dikkat çekiyor. Dergi içindeki şiirlerden:
BARUT KOKUSU (Gardaş Elişoğlu)
O seher tutuldu göyün benizi,
Her ana gelbinde savaş korkusu,
O gece çekildi körpe yuhusu,
Ulduzlu semada barıt kokusu.
MARTILI SEVDALAR (Elçin İskerderzade)
Güneşin gülümsemesinde,
Annesine naz yapan,
Afacan çocuk gibi
Dalga dalga yayılan
Altın renkli sular
BAĞIŞLA MENİ (Gülaye Şınıxlı)
Bir an da andımı unutmamışam,
Bir kere ne yara ganatmamışam,
Ne de yamanlığa can atmamışam,
Gelbine diymişem bağışla meni. ***
Şiirler; yazıldıkça, yayınlandıkça değer kazanıyor
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Bilinen bir ifade biçimi var: Şiirler, yazıldıkça, yayınlandıkça değer kazanıyor.
Isparta ilimiz merkezinden seslenen Melâhat Ecevit hocanımın yeni şiirleri var bize ulaşan. Bunlar, “Ha bugün, ha yarın” ve “Güne merhaba derken” adlarının taşıyıcısı. İkinci şiir, bendenize, bu satırların yazarı İsa Kayacan’a ithaf edilmiş. Önce birinci şiir:
HA BUGÜN HA YARIN
Beş ayrı dörtlükten meydana geliyor ve şöyle başlıyor Melâhat hocanımın anlatımı:
Çiçekler yeşerdi gülsüz bahçemde
Günola kapımı çalarsın diye
Vuslatı bağladım gönül bohçamda
Ha bugün, ha yarın gelirsin diye.
(Sonraki iki dörtlük bu şiirden:)
*
Hasret acısıyla tükendim bittim,
Bir diyebilsem unuttum gittim,
Kendimi elimle ateşe ittim,
Ha bugün, ha yarın gelirsin diye.
*
Her akşam aşkınla sarhoşa döndüm,
Attığın ateşte kor küle döndüm,
Her köşebaşında bekleyip döndüm,
Ha bugün, ha yarın gelirsin diye.
Dördüncü dörtlükte Melahat Ecevit, şöyle devam ediyor: Kirpiklerim ıslak odama girdim/Tozlu aynalarda kendimi gördüm/Siyahı kalmayan saçımı ördüm/Ha bugün, ha yarın gelirsin diye.. Bitim dörtlüğü, beşinci dörtlük Melahat Ecevit’ten:
Her şey kırık dökük, perdeler solmuş,
Üşüyen duvarlar, kör-sağır olmuş,
Daha var sandığım o vakit dolmuş,
Ha bugün, ha yarın gelirsin diye (29 Nisan 2010)
GÜNE MERHABA DERKEN
Melahat Ecevit hocanımdan ikinci şiir “Güne merhaba derken” adıyla bendenize ithaf edilmiş efendim. Bu şiir beş ayrı bölümden meydana geliyor. İlk bölüm: Güne merhaba derken/Aynada gördüm çakır diken yalnızlığını/Birde limitsiz acıların/Kesilmiş faturasını.
Sonra; “Artık eski tadı yoktu/Kahvaltı masasının/Bir dilim kızarmış ekmek/Canı çeker ya insanın/Ne günler gelip geçmişti/Seni çok gerilere götüren/Anılardaki yılgınlığın”.. Devam ediyor Melahat Ecevit hocanım yazmaya:
Kapıyı vurup giderken,
Elinde kocaman siyah bir çanta,
Çıktın yazı denen yarış pistine,
Hani yok ki,
Senden başka senin üstüne..
Ankara’nın en telaşlı yerinde,
Burduru düşünürsün zaman ötesi,
Ayaklarını yerden kesen,
Sanki memleket meselesi..
Sondan bir önceki bölüm: Ağladığın günlerde oldu/Yüreğin doploluyken/Kimseler görmedi/Kirpiklerin kupkuruyken. (Son bölüm):
Aslında çok şey istemedin hayattan,
Sadece hayatın ta kendisi,
İstediğin tek bir şey vardı,
Vergiden muaf,
Sevgilerin en efendisi (29.04.2010) ***
Ercan Gündüz’den: Melânkolik Tiryaki
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Bir kitap adı: Göklere çivi çakan adam, mürekkep yalamış diplomalı ameleden-Melankolik Tiryaki. İmza sahibi: Ercan Gündüz.
Bu uzunca kelimeler yumağı, kitap ismi, kitabın iç kapağında yaralıyor. Dış kapaktaki isim: Melankolik Tiryaki, olarak geçiyor efendim.
Eskişehir çıkışlı bir isim, bir kitap. Şiir kitabı efendim. 80 sayfadan meydana gelmiş.
İki bölümde verilen şiirler. Başlarken söylenen birkaç söz. 15 nci sayfada yer alan “Anlamazsın sen bizi” adlı, başlıklı şiirden:
Biz şairiz arkadaş, birçok şiir yazarız,
Biz dosta bir eğlence, kafirlere nazarız.
Hakkı inkâr eden söz varsa onu yıkarız,
Biz şairiz arkadaş, anlamazsın sen bizi.
Şairler, elbette şiir yazarlar. Öykü, roman yazamazlar değil mi efendim?.
Ercan Gündüz konu seçiminde zorluk çekmeyen bir anlatımla yola çıkmış, sayfalardaki şiirleriyle bizimle selamlaşıyor. Şiirleri kısa ve uzun soluklu görünümleriyle dikkat çekmekte.
İkinci bölümde sevdanın yükünün ağır olduğu görülüyor. Bu ağır yükün getirdiği yorgunluk içine girmeyen Ercan Gündüz, demlenmiş sevdalardan söz ediyor uzun uzun.
Ve “demlenmiş sevdalar” adlı şiirindeki anlatımıyla, değişik mesajların getiricisi olduğunu gösteriyor. Şöyle:
Suyu berrak,
Demliyi toprak,
Aşk şarabının katrelerinden çay,
Demleyen insan denen şerefli varlık,
Demleten kudret veren Allah,
İhlâs Kur’an’dan Sadakati,
Ebubekir misali,
Pişiren aşk ateşi,
Olgunlaştıran zaman,
Ve sevdalarım demlendiler zamanla.
Ercan Gündüz: 01 Haziran 1977 tarihinde, Artvin, Şavşat Dalkırmaz Köyü Aşağı Şindoban Mahallesinde doğdu. Harran Üniversitesi Birecik MYO Pazarlama programından mezun oldu. İlk şiir kitabı “Gönül Sarayı”nı Şubat 2004’de yayınladı.
BERABER (Ercan Gündüz)
Hayatın yolları çok dar mı geldi,
Benim aleyhimde kimler ne dedi?,
Ferhat Şirin için bir dağı deldi,
Bu yolu senin ile bitirelim beraber. ***
Nihat Taydaş'tan: Yılmaz Güney sineması
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Merkezi Ankara'da bulunan "Payda Yayıncılık"ın bürosunda bana ulaştırılan kitaplardan biri:
Nihat Taydaş'ın "Yılmaz Güney Sineması" adlı 144 sayfalık kitabı efendim. Sayın Taydaş 16 Aralık 2009 tarihinde; „Saygıdeğer büyüğüm İsa Kayacan'a, merhaba.. Edebiyatımıza ve gazeteciliğimize verdiği emek için..Dostluk ve dayanışma duygularımla, saygıyla sunuyorum“ cümleleriyle imzalamış. Teşekkürlerimi, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Kitap, merkezi Ankara'da bulunan "Kalan yayınları" arasında günyüzü görmüş. İçindekiler bölümüne bakıyoruz, gördüklerimizden:
Sunuş (Tarık Akan), önsöz, Yılmaz Güney'in siyasal yapısı, sinemaya girişi, yıllar-dönemler itibariyle sanatçılığı. Yılmaz Güney yorumları vd.
Yılmaz Güney'in sinemaya girişiyle ilgili yazılanlar, 16 ncı sayfada başlıyor. Giriş bölümü:
-"Yılmaz Güney'in gerçek adı Yılmaz Pütün.. Pütün (bir dağ meyvesinin kırılmaz çekirdeği)demektir. Agâh Özgüç'ün kitabına bakılırsa, doğumundan yıllar sonra alınan nüfus kağıdına göre 01 Nisan 1937, kendi açıklamasına göre, 1931 doğumlu. Adana'nın Yenice köyünde dünyaya gelir"diye devam ediyor.
Yılmaz Güney, Atıf Yılmaz'ın "Bu vatanın çocukları" ve "Alageyik" filmlerinin senaryolarının yazımına katılarak, yönetmen yardımcılığı yaparak ve oynayarak, 1958 yılında sinemaya girer.
1961 yılına kadar;Tütün zamanı, Ölüm perdesi, Dolandırıcılar şahı, Seni kaybedersem ve Tatlı bela filmlerinde değişik görevler alır. Bu filmlerin çekiminde, kameranın arkasında deneyimler edinir.
Pek çok ödülün sahibi olan Yılmaz Güney sonraki yıllarda kendi çizgisinde önemli bir sinema oyuncusu olarak ünlenir. Cezaevi yılları vardır uzunca. ''Sürü'' filmi Yılmaz Güney'in oyunculuğunun dönüm noktası olarak kabul edilir.
Kendisiyle yapılan bir röportajın, ''Pekiyi cezaevinde Düşman ve Sürüyü yazma gücünü nasıl buldunuz?'' şeklindeki sorusu karşılığında Yılmaz Güney'in cevap cümleleri şöyledir:
-"Öncelikle şunu belirteyim, yazmak zor değil, hapishanede vakit bulmak önemli. Bir örnek vereyim; Sürü'yü İzmit cezaevinde sekiz kişinin kaldığı bir odada yazdım. Öyle bir durumda kafanızı toparlayıp konu üzerinde yoğunlaşmanın nasıl zor olacağını herhalde anlamışsınızdır. Ara vermeden üç saatten fazla çalışabildiğimi anımasamıyorum"..
Yılmaz Güney'in oynadığı filmlerden: Tütün zamanı, Prangasız Mahkumlar, Kanlı Buğday, Ve silâhlara veda, Bomba Kemâl, Şeytanın oğlu, Azrail benim, Aç kurtlar, Güney ölüm saçıyor, Bir çirkin adam, Onu Allah affetsin, Piyade Osman, İmzam kanla yazılır, Çifte yürekli, Şeytan Kayaları, Kaçaklar, Çirkin ve cesur, Yarın son gündür, Acı, Ağıt, Vurguncular, Umutsuzlar, Baba, Sahtekâr, Zavallılar, Arkadaş vd.
***
217. Plaket: Prof. Dr. Sayın İsa Kayacan; Gazeteci- şair, yazar ve BAYŞA- DER Onursal Başkanı; kültür ve sanat adına ilimize yaptığınız hizmetler nedeniyle kutuyor, tebriklerimizi sunuyoruz. 02.06.2010 (Sebahat Gümüş, BAYŞA-DER Başkanı. Burdur/ Gülser Bülbül TEMA Vakfı Temsilcisi, Burdur / Melâhat Ecevit, Göller Bölgesi, Yazarlar ve Şairler Derneği Başkanı- Isparta)

5 Haziran 2010 Cumartesi

KÜLTÜRÜMÜZ İÇİNDEKİ
BURDUR DOĞUMLULARDAN BİR GENELLEME
Prof. Dr. İSA KAYACAN
T.C.
BURDUR VALİLİĞİ
ÖZEL İDARESİ
Geçmişten Geleceğe Burdur Halk Kültürü Ve Turizm Sempozyumu
Tarih: 03 – 04 - 05 Haziran 2010
Yer: MAKÜ Konferans Salonu -Öğretmenevi (Burdur)
A- BURDUR

GİRİŞ
Edebiyatımız, kültürümüz içinde, Burdur çıkışlı isim ve imzalar olarak bilinen ve edebiyatımız ve kültürümüze katkılarıyla onur ve gurur duyduklarımızdan bazıları, bir genelleme içinde şöyle sıralanmakta: (Önce kısa bir Burdur anlatımı);
Burdur; Bir sevdadır,
Burdurlu; Sevgi yumağıdır,
Burdur; İnsandır, vatandır, topraktır,
Burdur; Hasrettir, özlemdir,
Burdur; Huzur kentidir,
Burdur; Curadır, bağlamadır, kabak kemanedir sipsidir.
Burdur; Beyköylü Ali beydir, Tefenni’li Ali beydir.
Kemerli Gaz Amad’dır.
Burdur; Düğün havalarından, eşkıya havalarına,
Avşar beylerinden, oyun havalarına, gurbet
havalarına uzanıp giden, uzunca bir yoldur.
Burdur; Güllük dağından- Genç Ali’ye, Aksulu’lu Osman
Ağa’ya, Arvallı’lı Hatça’ya, duyulan sevdalarda,
mertlikte, kahramanlıkta, türkü türkü, dilden
dile dolaşıp gelen sımsıcak bir el’dir, bölgesel
dildir, güçlü - kuvvetli koldur.
Burdur; Teke havalarında, teke zorlatmalarında,
Teke zeybeğinde, ağır serenler, Tefenni ve
Bucak zeybeklerinde;
- Çalımdır, edadır,
- Kol ve ayak hareketlerinin uyumudur,
- Zeybeklerin duruşudur,
- Yere çift vuruştur,
Bir kahraman, bir efe edasıyla,
Gönül gönüle duruştur.
Burdur; Testi kebabı, şiş köfte (Burdur şiş), kabak tatlısı,
Burdur muhallebisidir.
Burdur; Damak tadı, ceviz ezmesidir.
Ben Burdur’um,
Ben Burdur’um,
Ben Anadoluyum,
Hasret, hasret,
Duygu, duygu,
Özlem, özlem,
Bayrak, bayrak,
Türkiye, Türkiye,
Burdur benim, benim,
Burdur benim… Bensiz olmaz.
B- ŞAİR – YAZAR VE SÖZ USTALARI
1-Şeyh Sinani Rumi Burduri: Burdur’un yetiştirdiği büyük bilginlerdendir. Bursa’da Ahmet Paşa Medresesinde müderris olarak görev yaptı. 1505 yılında vefat etti. Tepe mezarlığında toprağa verildi. Elyazması dört eseriyle biliniyor.
2-Fedayi Mehmet Dede: 16. yüzyıl tasavvuf şairi olarak biliniyor. Divan-ı Fedayi adıyla yazdığı divan, Milli kütüphanede bulunmaktadır. Ölümü 1577 olarak kaydediliyor.
3-Molla Sinan Burduri: Hamit ilinin Burdur beldesinden olan Molla Sinan efendi, Bursa’da Beyazıtpaşa, Edirne’de Taşlık Medreselerinde müderrislik yaptı. 1627’de Medine-i Münevvere’de mollalığı ihsan olundu. Mısır’dan gemi ile Yembu iskelesine çıkarak yola devam ederken, yolda vefat etti. Cenazesi Medine’ye getirilerek, Cennetül-Bekada toprağa verildi.
4-Servi yada Derviş Servi: Divan şairi olarak 16. yüzyılda yaşadığı biliniyor. Servi adı takma addır.1597 yılında vefat etti.
5-Halil Hamid Paşa: 1736 yılında doğdu. 1785 yılında vefat etti. Tezkerecilik, Reisül- küttaplık ve Sadaret Kethüdalığı (İçişleri Bakanlığı) yaptı. 1782’de Sadrazam oldu. Daha sonra Cidde ve Habeşistan Valiliği’ne atanması üzerine, görevine giderken Bozcaada’da başı kesilerek öldürüldü.
6-Halil Efendi Burduri (Muhaddis): Sayılı bilginlerden olan Muhaddis Halil Efendi, Burdur ili Gölhisar ilçesi Kızıllar köyündendir. Müderris olarak pek çok talebe yetiştirdi. 1852 yılında Burdur’da vefat etti, Demircioğlu mezarlığında toprağa verildi.
7-Küçük Şeyh Mustafa Efendi: Burdur Müftülüğü yapan Mustafa Efendi 1824 yılında medrese içinde yeniden yaptırdığı Kütüphaneye 500 ciltlik kitap koyarak vakfetti. 1827 yılında vefatla aramızdan ayrıldı. Yaptırdığı kütüphane binasının güneyinde toprağa verildi.
8-Hattat Osman: 18. yüzyılda yaşadı. Kendisiyle ilgili fazla bilgi bulunamamıştır.
9-Hattat Kayışzade Hafız Osman Efendi: Burdur medreselerinde yetişti. Hayatını, Kur’an-ı Kerim yazmakla geçirdi. 106 Kur’an-ı Kerim yazdı. İstanbul Merkez Efendi mezarlığındaki kabir taşına (M.1984) yılı kaydedilmiştir.
10-Mehmet Öğütçü (Hatip Hoca): Açık fikirli, yenilik taraftarı değerli bir din adamı olan Mehmet Ögütçü, “İslam Dini” adında bir kitap yayınladı. 20 Ekim 1945 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
11-Ömer Rıza Doğrul: 1893 yılında doğdu. Mehmet Akif Ersoy’un damadı olan Ömer Rıza Doğrul, kuvvetli kalemiyle, Türk kütüphanesine önemli hizmetlerde bulundu. “Asrı Saadet” adındaki büyük İslâm tarihi “Tanrı Buyruğu” adındaki Kur’an-ı Kerim tercümesi başta olmak üzere telif ve tercüme 70’den fazla eser yazdı. 13 Mart 1952 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
12-Mehmet Hatiboğlu: 1877 yılında Burdur’da, vaizlik ve müftülük yaptı. “Ana Kaynaklarına Göre İslâm Dini”, “Usul ve Tatbikat” adlı kitapları yayınlandı. 23 Ekim 1945 tarihinde vefat etti.
13- A. Hamdi Kasapoğlu: 1907 yılında Burdur’da doğdu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda, Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliği ve başkanlığı görevlerinde bulundu. “Halka Din Rehberi” adlı kitap başta olmak üzere değişik kitaplar yayınladı.19.05.1986 tarihinde vefat etti.
14-İbrahim Zeki Burdurlu: 1922 yılında Burdur’da doğdu. Gazi Terbiye Enstitüsü’nden mezun oldu. Lise ve Eğitim Enstitülerinde, Türkçe, Edebiyat öğretmenliği yaptı. Burdur Ortaokulu’yla, Burdur Lisesi’nde Türkçe öğretmeni olarak çalıştı. İlk kitabı “Toprak İnsanları”nı 1945 yılında yayınladı. Şiir ve araştırmalarının yanısıra, masallar ve oyunlar da yazdı. İbahim Zeki Burdurlu’nun “Burdur” adlı şiiri, burayı ince desenli halıları, zeybeği, türküleri, üzümleriyle anlatmaktadır. 1984 yılında İzmir’de vefat etti.
15-Fakir Baykurt: 1929 yılında Yeşilova’ya bağlı Akçaköy’de doğdu. 1948 yılında Gönen Köy Enstitüsü’nü bitirdi. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nde ve bir yıl ABD Indiana Üniversitesi’nde okudu. Köy öğretmenliği başta olmak üzere değişik görevlerde bulundu.
Sanata şiirle başlayan Fakir Bayburt, köy gerçeklerini işleyen romanlar, öyküler, makaleler, film metinleri, romanlar, yazdı. Yılanların öcü, Tırpan, Irazcanın Dirliği kitaplarından bazıları olarak sayılıyor. Değişik gazetelerde yazıları da yayınlanan Fakir Baykurt, 12 Ekim 1999 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
16-Hüseyin Akbaş: 1927 yılında Burdur’da doğdu. Gönen Köy Enstitüsü’nde okudu. Anılarını “Gerçek Düşünce ve Eğitim” adlı kitapta topladı.
17-Halit Asım Demirsoy: 1918 yılında doğdu. 1941 yılında vefatla aramızdan ayrıldı. Ölüm temini işleyen şiirlerini “Ölüm” adlı kitapta topladı.
18-Azime (Karabulut) Korkmazgil: 1933 yılında Burdur Ağlasun’da doğdu. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Değişik eğitim kurumlarında, son olarak da Ankara Eğitim Enstitüsünde öğretmen ve yönetici olarak görev yaptı. Öykü yazarı ve ozan Hasan Hüseyin Kokmazgil’in eşi olan Azime (Karabulut) Korkmazgil 1986 yılından bu yana Ağlasun’da yaşadı.
19-Özgül Özgüven: 1935 yılında Burdur’da doğdu. Ankara Tıp Fakültesi’ni bitirdi. “Yağmur Tutan Güzellik” adlı dördüncü şiir kitabını yayınladı.
20-Muammer Susuzlu: 04 Temmuz 1935 tarihinde Burdur’da doğdu. Orta ve lise eğitimini Burdur Lisesi’nde tamamladı. Değişik alanlarda çalıştı. “Yaşam” isimli şiir kitabıyla “Gülşen” adlı bir sanat dergisi yayınladı. Son şiir kitabı “Gözlerin” le dikkat çekti. 20.07.2009 tarihinde vefat etti.
21-Mustafa Asoğlu: 1943 yılında Yeşilova ilçesinin Kayadibi köyünde doğdu. Bursa Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümünden mezun oldu. Van, Burdur ve Bingöl Sanat Enstitülerinde öğretmenlik yaptı. İlk kitabı, “Et, Ekmek-Karanfil” adıyla yayınlandı. “Ulusu” adlı kitabı milliyet yayınları arasında günyüzü gördü.
22-İsa Kayacan: 20 Eylül 1943 tarihinde Burdur ili Tefenni ilçesi’ne bağlı Ece Köyü’nde doğdu. Ortaokulu Tefenni’de, Liseyi Ankara’da, Lisans eğitimini de A.Ü. AÖF Halkla İlişkiler bölümünde tamamladı. Gazetecilik yaptı. Değişik alanlarda 127 ayrı kitap, Ece adlı bir sanat dergisini 28 sayı yayınladı. 3 bin 540 ayrı gazete ve dergide 31.12.2009 tarihi itibariyle 41 bin 125 makalesi yayınlandı. Azerbaycan’dan iki fahri doktora, bir fahri profesörlük payesi alan Kayacan, 11 ayrı Bakanın basın danışmanlığını yaptı. Doğum yeri Ece Köyünde, 8 bin dolayında kitap ve derginin yer aldığı “İsa Kayacan Kütüphanesi”nin kuruluşunu gerçekleştirdi. Özellikle, Burdur’a yönelik “Burdur Hatırlamaları” ve “Burdur’un Saz ve Söz Ustaları” adlı kitaplarıyla, ilgili çevrelerin dikkatini çekti. İsa Kayacan 21 Mayıs 2009 tarihi itibariyle buraya bir not koymak istiyor:
-Mayıs 2004’te yayınladığım 20 bölümden oluşan 720 sayfalık “İşte Hayatım” adlı kitabımda belirttiğim, resmi görevlerimin yanında, gazete, dergi ve kitaplarla fazla uğraştığım için, çevreme, aileme fazla vakit ayıramadığımı bu nedenle sıklıkla eleştirildiğimi, bir gün rahmetli eşimin, Bakanlarla çalıştığım dönemlerden birinde sıklıkla geç geldiğim günlerden birinde, evdeki çalışma masama; “Karın olarak, bazı konuları görüşmek üzere, senden randevu istiyorum” kelimelerinin bulunduğu not bıraktığını üzüntüyle ama bir gerçek olarak hatırlarken; 21 Mayıs 2009 tarihinde, ilköğretim 4 üncü sınıfa giden torunum Nazlı Aykut’un buz pateni çalışması sonunda oradan çıkarken; “Dede, sen kitap yazmayı, gazetelerde yazmayı bırak artık. Emekli oldun. Herkesin dedesinin o kadar vakti var ki, onlar sevdikleriyle ilgileniyorlar..Sen, sevdiklerinle ilgilenemiyorsun.Ben seni daha fazla görmek istiyorum.” deyişini, ciddi bir ikaz olarak kabul ettim. Ama, neyi, nasıl yapabilecektim, Nazlı’nın eleştiri ve ikazının temelindeki gerekçeleri, beklentileri nasıl cevap verebilecektim!..
23- Osman Oktay: 1951 yılında Bucak ilçesinde doğdu. 1974 yılında AÜ DTCF’den mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’yla TRT’nin değişik kademelerinde görev yaptı. Değişik ödüller alan Osman Oktay, çocuk edebiyatıyla ilgili yazı ve yayınlarıyla dikkat çekti.Pek çok senaryonun altına imza koyan Oktay’ın Bilge Kağan, Manas Destanı, Göç Destanı adlı kitapları başta olmak üzere pek çok kitabı yayınlandı.
24-Arslan Özbey:1956 yılında Tefenni’de doğdu. AÜ- Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Ankara Radyosunda, eğitim ve kültür programları hazırladı, metin yazarlığı yanında, değişik ilçelerde Kaymakamlık görevinde bulundu.
25-Abdullah Aşçı: 06 Haziran 1921 tarihinde Burdur’da doğdu. İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nden mezun oldu. Hikaye, düz yazı ve şiirleriyle dikkat çeken Aşçı, 1960 yılında ilk kitabı “Bekar Adam”ı yayınladı. Abdullah Aşçı; “Yazar oldum. Gün gelir satar da olurum.” görüşüyle dikkat çekti.
26-Binnur Şener: 14 Aralık 1947 tarihinde Burdur’da doğdu. Annesinin istememesi üzerine ortaokuldan ayrıldı. Koyu bir Fakir Baykurt hayranı olan Binnur Şener ilk kitabını “Fakirin Kıyısında” adıyla yayınladı.
27-Atila Özer: 1949 yılında Burdur’da doğdu. Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinin İnşaat bölümünden mezun oldu. Anadolu Üniversitesi Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda Yrd. Doç. ve Açıköğretim Fakültesi Televizyonunda Grafik Bölümü Başkanlığı görevlerinde çalıştı. 1973 yılında karikatür çizmeye başladı.
Yurtiçi ve yurtdışında pek çok sergi açtı. Yarışmalarda birincilik, ikincilik, üçüncülük olanları başta olmak üzere değişik ödüller aldı.
28- Dr. İrfan Akay: 1944 yılında Gölhisar ilçesinin Armutlu köyünde doğdu. 1961 yılında İ.Ü.Tıp Fakültesine girdi. Askeri Tıbbiye’ye başvurarak, öğrenimini askeri Tıbbiye’li olarak yaptı. Değişik kuruluşlarda çalıştı. Burdur Devlet Hastanesinde görev yaptı, emekli oldu. Burdur Türk Ocağı Başkanlığı görevini yürüttü. Değişik gazetelerde sosyo-kültürel ağırlıklı yazılarıyla dikkat çekti.
29-Gülbahar Ünlü: 1963 yılında, Tefenni ilçesinin Yuvalak köyünde doğdu. İktisat fakültesinden mezun olduktan sonra değişik alanlarda çalıştı. Şiire olan aşkı yüzünden sekreterlik, hizmetçilik, seyyar satıcılık yaptı. Uzun süre İstanbul’da yaşayan Gülbahar Ünlü ilk kitabı olan “Tutkunun Gönüllü Sürgünleri”ni 1996 yılında yayınladı.
30-Sebahat Gümüş:14 Mart 1954 tarihinde Yeşilova ilçesinin Akçaköy’ünde doğdu. Liseyi öğretmen okulunda, yüksekolulu AÖF’de tamamladı. Değişik okullarda öğretmenlik yaptı. Merkezi Burdur’da bulunan Araştırmacı, Yazar ve Şairler Derneğinin Başkanlığı görevini yürüten Sebahat Gümüş, ilk şiir kitabı “Gizemli Duygular”ı yayınladı.
31-Müzeyyen Düdük: 1929 yılında İzmir’de doğdu. 12 yaşında şiir yazmaya başlayan Müzeyyen Düdük 2004 yılında “Gönüllerden Gönüllere” adlı ilk şiir kitabını yayınladı.
32-Ahmet Ali Bilgen: 1946 yılının son günlerinde Ağlasun ilçesinin Mamak köyünde doğdu. Muğla İlk Öğretmen Okulu’nu, arkasından Ankara Gazi Orta Öğretmen ve Eğitim Enstitüsü’nü bitirdi. Gümüşhane’den Uşak’a, Ankara’dan Burdur’a değişik yörelerdeki okullarda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak 28 yıl çalıştıktan sonra emekli oldu. Ahmet Ali Bilgen değişik gazetelerde köşe yazarlığı yaptı.
33-Hanım Akçay: Burdur ilimizin Kemer ilçesinde dünyaya geldi. “Erkek çocuğu bekleyen aileme 1 Nisan şakası gibi, kız çocuğu olarak dünyaya gelmişim” diyen Hanım Akçay, Burdur Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde masa tenisi antrenörü olarak çalıştı. Müzik öğretmenliği yapan Hanım Akçay’ın gazete ve dergilerde şiirleri ve köy çıkışlı roman denemeleri yayınladı.
34-Dr. Yusuf Ekinci:1943 yılında Burdur’da doğdu. Necati Bey Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. Değişik görevlerde çalıştı. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı ve Burdur Milletvekilliği yaptı.
35-Ziya Yüce: Bucak doğumlu. Bağ-Kur Genel Müdürlüğünde, Başbakanlıkta, Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. Şiir kitapları yayınlandı.
36-Güner Özkan: 1944 yılında Burdur’un Gölhisar ilçesinde doğdu. İstanbul, Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim-iş Bölümünden mezun oldu. Liselerde öğretmenlik, İl kültür Müdürlüğü yapan, Türkiye’de pek tanınmayan çalgılarla ilgili araştırmalar yapıp, uygulamaya koyan, İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürü olarak çalışan, Güner Özkan’ın “geleneksel Türk Çalgıları” koleksiyonu bulunuyor.
37-Sadık Deda: 1947 yılında İzmir’de doğdu. Burdur nüfusuna kayıtlı olan, Sağlık ve Sosyal yardım Müdürlüğünde Personel Şube Müdürü olarak çalışan,1962-1969 yıllarında futbol oynayan, 1969 yılında futbol hakemliğine başlayan Sadık Deda, FİFA listesinde yer aldı. Türkiye liglerinde maç yönetti. Yurtdışında 25 müsabakada hakem olarak görev yaptı.
38-Mustafa Karaca: 1949 yılında Burdur’da doğdu. Ankara Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Avukatlığının Yanında ressamlığıyla da ünlenen, değişik ödüller alan, Burdur Müzik ve Folklor Derneğinin kurucuları arasında yeralan, bu derneğin TSM koro çalışmalarına ud ve ney çalarak katılan Mustafa Karaca, bu koronun şefi olarak da hizmet verdi.
39-Leyla Buhara: 1950 yılında Burdur ili Yeşilova ilçesinde doğdu. Öğretmenlik yaptığı yıllarda güzel sanatların her dalıyla ilgilenen, şiirleri bestelenen, yağlı boya çalışmalarını sergileyen Leyla Buhara’nın bazı tabloları Kültür Bakanlığı koleksiyonununda bulunuyor.
40-Esengül Boyacıoğlu İnalpulat:1958 yılında Burdur’da doğdu. Değişik kuruluşlarda çalıştı. Ebru işçiliğinde sanatın inceliklerini öğrencilerine aktardı.
41-Asuman Şenel:1958 yılında Sivas’ta doğdu. Atatürk Ünv. Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Hikayeleriyle ödüller aldı. “Burdur Geleneksel Giysileri ve Giysi Aksesuarları” adlı kitabı Valilikçe yayınlandı.
42-Kadir Ertaş: 1961 yılında Burdur’un Kemer beldesinde doğdu. PTT’de memur olarak çalıştı. AÜAÖ Fakültesi Ev İdaresi Bölümünden mezun oldu. Değişik konularda yayınlanan pek çok şiiri bulunuyor.
43-Halil Erdem: 1961 yılında Burdur’un (Dirmil) Altınyayla ilçesine bağlı Çörten köyünde doğdu. Gazi Ünversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünden mezun olan Halil Erdem, ilk şiir kitabını 1990 yılında yayınlandı. Sonraki yıllarda,değişik konulardaki kitapları günyüzü gördü.
44-Yusuf Erkan:05.08.1970 tarihinde Gölhisar’a bağlı Evciler köyünde doğdu. Gazi Ünversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi “Konaklama İşletmeciliği” bölümünden mezun oldu. Burdur’un folklor ve turizmiyle ilgili değişik kitapları yayınlandı.
45-Nadir Aşçı: 24.09.1976 tarihinde, Burdur’un Tefenni ilçesine bağlı, Beyköy beldesinde doğdu. Karadeniz Teknik Ünv. Sınıf öğretmenliği bölümünden mezun olan Nadir Aşçı, değişik okullarda öğretmenlik yaptı ve şiirlerini bazı kitaplarda topladı.
46-Osman Gülmen: 1926 yılında Bulgaristan’da doğdu. Tahsilini eski usul ve eski yazı üzerinden yaptı. Bulgaristan’da “Türkiye lehine casusluk” yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. 1956 yılında hapisten salıverildi. Taşocaklarında çalıştı, öğretmenlik yaptı. Lise mezunu olan, 20.11.1969 tarihinde Türkiye’ye göç eden, Tefenni’ye gelen, Tefenni Belediyesinde muhasiplik yapan Osman Gülmen, “Tefenni” kitabının yazarları arasında, Fatih Şimşek’le birlikte yeraldı.
47-Fatih Şimşek: 1976 yılında Burdur’un Tefenni ilçesinde dünyaya geldi. Lisansını Gazi Ünv. Kamu Yönetimi bölümünde tamamlayan, Yapı Kredi Bankası ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünde çalışan Fatih Şimşek, “Tefenni” kitabının yazarları arasında, Osman Gülmen’le birlikte yeraldı.
48-Murat Özmen: 1932 yılında, Burdur’un Karamanlı ilçesinde doğdu. İstanbul Ünv.Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Lise ve Yüksek Okullarda edebiyat öğretmenliği yaptı. Değişik dergilerde yazdı, pek çok kitabı yayınlandı.
49-Rıza Bulut: Burdur’da doğdu. Öğretmenlik yaptı. Burdur Gazetesinde makaleler yazdı. 31 Aralık 2008 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
50-Süleyman Sırrı Taraşlı: 1931 yılında Denizli-Tavas’ta doğdu. Orta öğrenimini Burdur’da , yüksek öğrenimini Zonguldak’ta tamamladı. Genel Müdürlük yapan, siyasetin içinde yeralan, pek çok önemli projenin hayata geçirilmesini sağlayan, “Dumanoğulları’ndan Koca Taraşlı Soyağacı” adlı kitabı yayınlayan Süleyman Sırrı Taraşlı, 26 Mayıs 2007 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
51-Çetin Bozcu : 15 Temmuz 1937 tarihinde Burdur merkezde doğdu. Ankara, Meslek Yüksek Okulundan mezun oldu. Değişik kuruluşlarda çalıştı, Burdur Belediye Başkanlığı yaptı. Burdur ağzıyla yazdığı, yayınladığı şiirleriyle dikkat çekti.
52-Sami Bülbül : 01.04.1965 tarihinde Burdur’un Bucak ilçesinin Karacaören köyünde doğdu. Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği ve Lise Müdürlüğü yaptı. Yayınlanmış şiir kitaplarıyla dikkat çekti.
53-Mehmet Cadıl : 1947 yılında, Antalya’nın Korkuteli ilçesinde doğdu. Burdur’un Bucak ilçesinde çalışmaya başladı. Mermercilik alanında başarılı çalışmalar yaptı. Yurtdışına mermer ihracatıyla bölgeye önemli katkılar sağladı. Medya kuruluşlarıyla da Burdur için önemli hizmetler getirdi.TBMM üstün hizmet ödülü aldı. Kırkpınar Güreş Ağalığı yaptı.
54-Dündar Ersan: 1962 yılında, Burdur’un Yakalar köyünde doğdu. Eskişehir İTİA İşletme Fakültesinden mezun oldu. Mermer sektöründe ocak ve fabrika işletmeciliği yaptı. Serbest Muhasebeci olarak çalıştı. Gazetelerde yazıları ve şiirleri yayınlandı.
55-Ali Gözütok : 1937 yılında, Burdu’un Eğneş (Çallıcı) köyünde doğdu. İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. Değişik liselerde öğretmenlik ve müdürlük yaptı. Lise yıllarında şiir yazmaya başlayan Gözütok’un, yayınlanmış şiir kitapları bulunuyor.
56-Hasan Konu : 1957 yılında, Burdur’un Bucak ilçesinde doğdu. Çanakkale Gökçeada Öğretmen Okulundan mezun oldu. Hikaye kitapları yayınlanan, pek çok ödülün sahibi olan, değişik ilköğretim okullarında öğretmenlik yapan Hasan Konu’nun adı, Bucakta bir parka verildi.
57-Durmuş Öcal : 1934 yılında, Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı Bademli köyünde doğdu. Değişik fabrikalarda ve yurtdışında çalıştı. Habercilik yaptı. Kültürel ağırlıklı bülten yayınladı.
58-Nazmi Önder : 1946 yılında, Burdur’un Bucak ilçesine bağlı Seydi köyünde doğdu. Isparta Gönen İlköğretmen okulundan mezun oldu. Farklı bölgelerde öğretmenlik yaptı. Değişik şiir kitapları yayınlandı.
59-Gonca Özmen :1982 yılında, Burdur’un Tefenni ilçesinde doğdu. İstanbul Ünv. İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Şiirleri, Varlık Dergisinde yayınlandı. Ödüller aldı. Şiir kitapları günyüzü gördü.
60-Osman Tekerci : 1956 yılında, Burdur’un Bucak ilçesinde doğdu. Konya Selçuk Ünv. Eğitim Enstitüsü ve Eskişehir, AÜAÖF ‘den lisansını tamamlayarak mezun oldu. Değişik İlköğretim okullarıyla, Liselerde Türkçe öğretmenliği yaptı. Şiir ve tiyatroya ilgisi büyük olan Osman Tekerci’nin yayınlanmış şiir kitapları bulunuyor.
61-Kâmile Yılmaz : 01.12.1948 tarihinde Burdur’un Çavdır ilçesine bağlı Karaköy’de doğdu. Muğla İlköğretmen Okulu’nu bitirdi. Değişik bölgelerde öğretmenlik yaptı. Amatör olarak tiyatroda oynadı. Radyolarda programlar hazırlayıp sunan Kâmile Yılmaz’ın yayınlanmış pek çok kitabı bulunuyor.
62-Hüseyin Zeybek : 1953 yılında, Burdur’un Gölhisar ilçesine bağlı Kargalı köyünde doğdu. Değişik kuruluşlarda çalıştı. Almanya’ya gitti. Bu ülkede Sendika Başkanı olarak görev yaptı. Türkiye’ye döndü. Yayınlanmış şiir kitapları bulunuyor.
63-Kemâl Türkay : 1936 yılında, Tefenni’de doğdu. Ziraat Bankasında çalıştı. Cura,bağlama, kaval ustası olarak onlarca programda yeraldı. Güreş organizasyonlarında görev aldı. 1992 yılında vefatla aramızdan ayrıldı.
64-Osman Apaydın : 1951 yılında, Burdur’un Kozluca beldesinde doğdu. Değişik kuruluşlarda çalıştı. Yayınlanmış onlarca şiiri bulunan Osman Apaydın, 23.10.2006 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
65-Nezihe Çetiner : Burdur Merkez Yarıköy’de yaşıyor. Değişik konularda yazıp yayınladığı şiirleri bulunuyor.
66-Ramazan Şencan : 1966 yılında Burdur’da doğdu. Valilikte çalıştı. Futbol oynayan Ramazan Şencan’ın yayınlanmış şiirleri bulunuyor.
67-Vesile Alyanak: 28 Şubat 1950 tarihinde Burdur’un Suludere köyünde doğdu. 12.10.1994 tarihinde şehit olan oğlu Ümit için yazdığı şiirleri, Burdur Valiliğince kitaplaştırıldı.
68-Ali Yücel: 20 Nisan 1947 tarihinde Burdur’un Aziziye köyünde doğdu. Tarım Bakanlığı bünyesinde Ziraat Teknisyeni olarak görev yaptı. Daha sonra İktisat Fakültesini bitirdi. Şube Müdürü olarak çalıştı. “Bana Göre İslâm Dini” adlı araştırma kitabını yayınladı. Aziziye Folklor Ekibinin yaşamasında önemli katkılarda bulundu.
C-BİLİM ADAMLARI
1-Prof. Dr. Halil İbrahim Kafesoğlu: 1914 yılında Tefenni ilçesinde doğdu. 1940 yılında Ankara DTCF’den mezun oldu. Değişik üniversitelerde Türk Tarihi profesörlüğü yaptı. İ.Ü Edebiyat Fakültesi Umumi Türk Tarihi kürsüsü başta olmak üzere bu alanda değişik yerlerde hizmet verdi. 1965 yılında Kültür Ocağı Başkanı, İstanbul Milliyetçi Öğretmenler Birliği Başkanı oldu. 1976 yılında Altan Deliorman ile birlikte Lise 1 ve 2 tarih ders kitaplarını yazdı. Bazı kaynaklara göre 17 Ağustos 1984 bazı kaynaklara göre de 1987 yılında vefat etti. Tefenni Lisesinin adı 1990 yılında “İbrahim Kafesoğlu Lisesi” olarak değiştirildi.
2-Prof. Dr.Ethem Ruhi Fığlalı: 08.12.1937 tarihinde Burdur’da doğdu. AÜ İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Muğla Üniversitesi’nde rektörlük yapan Fığla’lı çeşitli ansiklopedilere, ihtisas alanında 50 dolayında madde yazdı.
3-Prof. Dr. Metin Özata : 1958 yılında, Burdur’da doğdu. GATA Askeri Tıp Fakültesinden birincilikle mezun oldu. Değişik kuruluşlarda çalıştı. Mesleğiyle ilgili yayınlanmış pek çok makalesi ve kitabı yanında “Burdur Tarihi” adlı kitabıylada dikkat çekti. Farklı ödüller aldı.
4-Prof. Dr. Muharrem Gökçen : Burdur, Tefenni Sazak köyü nüfusuna kayıtlı. Eğitimini tamamlamak üzere gittiği ABD’ye yerleşti. Tıp, özellikle de kanser araştırmaları alanında ihtisas yapan, Prof. Dr. Muharrem Gökçen’in ismi Tefenni’de bir caddeye verildi.
5-Prof. Dr. Mustafa Gülmen : 1942’de doğdu. 1966 yılında Tıp Fakültesinden birincilikle mezun oldu. Tefenni nüfusuna kayıtlı Prof. Dr. Mustafa Gülmen, tahsilini TSK adına tamamladı. Onlarca bilimsel yayını bulunan Gülmen, cerrahi çalışmalarını sürdürüyor.
6-Prof. Dr. Mehmet Kara : 1945 yılında Tefenni’de doğdu. Ankara Ünv. Ziraat Fakültesinden mezun olan, değişik Üniversite ve Bakanlıklarda çalışan, Prof. Dr. Mehmet Kara’nın yayınlanmış kitapları bulunuyor.
7-Prof. Dr. Emine Cebe : 04.03.953 tarihinde, Burdur’un Tefenni ilçesinde doğdu. İzmir Yüksek Öğretmen Okulu ve Ege Ünv. Fen Fakültesi Fizik-Matematik Bölümünden mezun oldu. Değişik üniversitelerde çalıştı.
8-Prof. Dr. Azmi Özcan : 1960 yılında, Burdur’da doğdu. Değişik üniversitelerde dersler veren Prof. Dr. Azmi Özcan, Bilecik Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptı.
9-Prof. Dr. Görsev (Gülmen) Yener : 1965 yılında, Tefenni’de doğdu. 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1988 yılında mezun oldu. Değişik Tıp Fakültelerinde görev yaptı.
10-Prof. Dr. Levent Yoleri : Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekontrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanlığı yaptı.
11-Doç. Dr. Süleyman Gülmen : 1945 yılında doğdu. İlkokulu Tefenni’de bitirdi. Hacettepe Ünv. Diş Hekimliği Fakültesinden 1968 yılında mezun oldu. Tefenni nüfusuna kayıtlı Gülmen’in, Tıp literatüründe yayınlanmış pek çok makalesi bulunuyor.
12-Doç. Dr. Salih Aydemir : 1968 yılında, Burdur’un Tefenni ilçesinde doğdu. Ankara Ünv. Ziraat Fakültesinden 1992 yılında mezun oldu. Değişik Fakültelerle, Harran Ünv. Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü öğretim üyeliği yaptı.
13-Yrd. Doç. Dr. Veli Öztürk : 1960 yılında, Burdur’da doğdu. 9 Eylül Ünv. İlahiyat Fakültesinden 1985 yılında mezun oldu. DEÜ, İlahiyat Fakültesinde öğretim üyeliği yaptı.
14-Yrd. Doç. Dr. Ali Naci Arıkan : 1964 yılında, Tefenni’de doğdu. Marmara Ünv. Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümünden 1990 yılında mezun oldu. Değişik okullarda beden eğitimi öğretmenliği, Süleyman Demirel Ünv. Burdur Eğitim Fakültesinde Beden Eğitimi ve Spor Bölümünde Araştırma görevlisi olarak çalıştı.
15-Yrd. Doç. Dr. Ahmet Bilgin : 1971 yılında Isparta-Yalvaç’ta doğdu. Tefenni nüfusuna kayıtlı olan, Karadeniz Teknik Ünv. Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümünden mezun olan, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Bilgin aynı Üniversitede 1993 yılında araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. Bilgin’in, Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan pek çok bilimsel makalesi bulunuyor.
16-Yrd. Doç. Dr. Kadir Aşkın Peker: 02 Nisan 1972 tarihinde Tefenni’de doğdu. Bilkent Ünv. Elek. Elektronik Mühendisliği Bölümünden 1996 yılında mezun oldu.
17-Yrd. Doç. Dr. Şevkiye Kazan: Burdur’da doğdu. Ankara Ünv. DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Değişik bölgelerde Türk Dili ve Edebiyatı ve Türkçe Öğretmenliği yaptı. MAKÜ, Eğitim Fakültesinde Türkçe Eğitimi Bölümünde Öğretim Üyeliği ve Teke Yöresi Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü olarak görev yaptı. Şengül Kazan Kırçık’la birlikte “Dedemle Ninem de Çocuktu” adlı kitabı yayınlandı.
18-Şengül Kazan Kırçık: Burdur’da doğdu. Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümünden mezun oldu. Değişik liselerde beden eğitimi öğretmenliği yaptı. MAKÜ, Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümünde öğretim elemanı – Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. Yrd. Doç. Dr. Şevkiye Kazan’la birlikte “Dedemle Ninem de Çocuktu” adlı kitabı yayınlandı.
D-HALK ŞAİRLERİ VE OZANLARI
1-Vecai (Aşık Vecai): 1794 yılında Burdur’da doğdu. Lirik ve halk şairi olarak tanındı. Yaşadığı dönemde eserlerini bağlama eşliğinde seslendirdiği biliniyor.
2-Haki: Hakkında fazla bilgi yoktur. “İnsanoğlu” adlı koşmasının sonunda, kendini tanıtma imzasından, “Haki hal olduğu andır-Haki yeksan olunca” sözünden bu mısraların Haki’ye ait olduğu anlaşılıyor.
3-Şemsi Baba: Burdur’un Konak mahallesinden bir halk şairidir. Torunu Mustafa Şemsi de dedesi gibi halk şairi olup saz ve ud çalmıştır. Şemsi Baba, saz çalan ve muamma açan irticalen şiir söyleyen bir halk şairidir.
4-Kemâli Baba: Burdurlu olduğu sanılmaktadır. Burdur’da yaşamış bir halk şairi olan Kemali Baba’nın üstüne fazla bilgi yoktur. Burdur’da yaşamış evliyalar hakkında bir “methiye”si bulunmaktadır.
5-Hayri Sine (Aşık Enis): 1931 yılında Burdur’da doğdu. Uzun süre “Aşık Enis” mahlasını kullandı. Değişik kuruluşlarda çalıştı, reji ve operatör asistanlıklarında bulundu. Kendi matbaasında el pedalıyla “Gurbet Öyle Acı ki” adlı kitabını yayınladı.
6-Osman Akkoç: 1944 yılında Gölhisar ilçesinde doğdu. Değişik kuruluşlarda çalıştı. Orman Genel Müdürlüğü kuruluşlarında Orman Muhafaza Memuru olarak görev yaptı. Bilinmeyen yöre türkülerinin hikaye ve sözlerini toparladı. Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitimi Müdürlüğü, Burdur İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce şiirlerinin yer aldığı “Gölhisarlı Halk Şairi Osman Akkoç” adlı şiir kitabı günyüzü gördü.
7-Memiş Acar (Feryadi): 1945 yılında Yeşilova, Armutlu köyünde doğdu. (Feryadi) mahlasını kullandı. Değişik yerlerde polis olarak görev yaptı. “Yedikapılı” adlı ilk şiir kitabını 2004 yılında yayınladı.
8-Ali İrşi(Ozan İrşadi): 1951 yılında Burdur’da doğdu. Düzce Orman Tekniker Okulunu 1970 yılında bitirdi. Ankara Meslek Yüksekokulundan mezuniyetiyle Yüksek Tekniker olan Ali İrşi’nin yayınlanmış kitapları var.
9-İbrahim Can (Aşık Sarı): 05 Ekim 1953 tarihinde Yeşilova ilçesinin Büyükyaka köyünde doğdu.13 yaşında bağlama çalmaya başladı. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde çalışan İbrahim Can, 1979 yılında I. İnsuyu Festivalinde seslendirdiği “Tezgâhında Dokur Halı” türküsüyle tanındı.
10-Aşık Ömer Erkan: 1957 yılında Dirmil’de (Altınyayla’da) doğdu. Kadir Turan, Mahmut Kılınç, Aziz Karakaya, Mehmet Yıldıran, Ali Tekin gibi ustalarla çalıştı. Bağlama, Sipsi, zurna ve davul çalan Aşık Ömer Erkan’ın kendisine ait türküleri bulunmaktadır.
11-Çörtenli Aşık Hüseyin (Karakaya): Altınyayla (Dirmil) ilçesinin Çörten köyünde 1323 yılında doğdu.Curayı ustaca seslendiren Çörtenli Aşık Hüseyin (Karakaya) 15.08.1973 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
12-Asmalı’lı Aşık Osmanali Aslan: 1328 yılında Gölhisar’ın Asmalı köyünde doğdu. Kendi tarzında çaldığı bağlamayı başkalarına öğreterek, zamanımıza taşınmasında büyük emeği geçen, Asmalı’lı Aşık Osmanali Aslan 1990 yılında vefatla aramızdan ayrıldı.
13-Ramazan Kantürk (Aşık Revani):1941 yılında Gölhisar’da doğdu. Şiire oniki yaşında başladı. Taşlamalar, türküler ve ağıtlar yazdı. Kendi parçalarını çalıp söyleyen Ramazan Kantürk, sazını omzuna alıp köy köy dolaştı.
14-Saim Tanrıver (Aşık Saim): 1947 yılında Burdur’un Yenice Mahallesindeki 17 nolu evde dünyaya geldi. Eşinin görme, oğlunun zeka özürlü oluşu nedeniyle hayatı acılarla geçti.45 yıldır yazdığı ve yayınladığı şiirlerinde yoksulluk konusunu değişik yönleriyle işledi.
E-TÜRK HALK ve SANAT MÜZİĞİ ALANINDAKİLER
1-Ahmet Yamacı:1926 yılında Tefenni ilçesinde doğdu. Gönen İlköğretmen okulunda okudu.1944 yılında Ankara Radyosunda açılan imtihanda bağlama dalında birinci oldu. 1954 yılında İstanbul Radyosu Yurttan Sesler Korosu şefliğine atandı. TRT’de Bilimsel Araştırma ve repertuar kurulu üyeliği yaptı. Binden fazla türkü ve oyun havası derledi.
Tefenni Teke Zortlatması’nı, Tefenni yöresinin deyimiyle “Şelpeyi” radyoda ilk lanse eden Ahmet Yamacı 21.03.1987 tarihinde İstanbul’da vefat etti ve Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi.
2-Hamit Çine: 04 Nisan 1926 tarihinde Burdur’da doğdu. Lise tahsilini İstanbul Haydarpaşa Lisesinde yatılı olarak tamamladı.14 yaşında bağlama çalmaya başladı. Liseyi bitirdikten sonra Hukuk Fakültesinde bir yıl okudu. Sonra, İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Sanayi İşletmeciliği bölümünden mezun oldu. Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarında öğretim görevlisi olarak çalıştı. Burdur Valiliği yayınları arasında günyüzü gören “Burdur’dan Damlalar” adlı kitabı, teke yöresi folklorunun ansiklopedisi niteliğindedir.
3-Salih Urhan: 1926 yılında Yeşilova ilçesinde doğdu. Babası Ali Urhan yöresinin en iyi bağlama çalanlarından olduğu için, küçük yaşta bağlamayı tanıdı. 1939-1945 yılları arasında Isparta Gönen Köy Enstitüsünde okudu. 1969 yılında TRT’nin açmış olduğu yetişmiş sanatçı sınavına kabak kemane ile katılan Salih Urhan, başarılı bulundu ve yıllarca TRT’de kabak kemanesiyle görev yaptı.2004 yılında yayınladığı “Öyküleri ve Notalarıyla Gurbet Havaları” adlı kitabıyla dikkat çekti.
4-Sümer Ezgü: Annesi Burdurlu, babası Trabzonlu bir öğretmendir. Sümer Ezgü 1960 yılında dünyaya geldi. Çocukluğu, Burdur ilimizin Bucak kasabasında geçti. Ortaokulu Bucak’ta liseyi Burdur’da okudu. Sümer Ezgü 1977 yılında başladığı 19 Mayıs Gençlik ve Spor Akademisinin Hentbol bölümünden mezun oldu. Halk oyunları ve Türk Halk Müziği koro çalışmalarında bulundu. TRT Ankara radyosunun açtığı ses sanatçısı sınavını kazanarak göreve başladı. “Bağlamada tavır” dersleri aldı. 1981 yılında TRT’ye profesyonel ses sanatçısı olarak girdi. TRT başta olmak üzere değişik TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu. Ankara Ü. DTCF Fakültesinde halk müziği dersleri verdi.
5-Rahmi Uğur:1907 yılında Burdur’da doğdu. Devletin değişik kademelerinde çalıştı. Müzik, folklor ve tarih alanlarındaki araştırmalarıyla dikkat çekti. Burdur tarihini yazdı. Burdur folkloru içinde yer alan halk kültürü ve oyun havalarını, gelenek ve göreneklerini yansıtan önemlilerini, notaya almak suretiyle derleyerek bir eserde topladı.
6-Kemal Caner: 31.12.1951 tarihinde Yeşilova’da doğdu. 1976 yılında Elektrik Mühendisi oldu. TRT’nin açtığı TSM sınavını kazanarak Ankaralı oldu. Sonraki yıllarda TRT’nin İstanbul Radyosunda çalışmaya başlayan Kemal Caner, pek çok bestesiyle TRT repertuarının zenginleşmesini sağlayanlar arasında yer aldı.
7-Şahin Akay: 01.05.1960 tarihinde Gölhisar’ın Hisarardı köyünde doğdu. Lise eğitimini Gölhisar’da tamamladı. 1981 yılında TRT’nin açtığı ses ve saz sanatçısı sınavına sipsi dalında katıldı ve başarılı oldu.1987 yılında kaval dalında gösterdiği başarısıyla TRT İzmir Radyosu sanatçıları arasında yer aldı.
8-Ferhat Erdem: 1963 yılında Gölhisar Çatak köyünde doğdu. Liseyi Gölhisar’da bitirdi. Konya Kültür ve Turizm Müdürlüğünde Folklor Araştırmacısı olarak çalıştı. TRT Ankara Radyosunda açılan yetişmiş ses sanatçısı sınavlarındaki başarısından sonra, “Sipsi ve kaval sanatçısı” olarak çalışmaya başladı.
9-Kadir Turan: 1335 yılında Dirmil’de (Altınyayla) doğdu. Geçimini yaren geceleri ve düğünlerde çaldığı curayla sağladı. Eserleri arasında; Kezban yenge, Çek deveci, Bizim yaylalarımız, yayla yolları, Erik dalı gevrek olur, Şu Dirmil’in çalgısı gibi pek çok ünlü türkünün yeraldığı “deli Kadir” lakabıyla anılan Kadir Turan 28.06.1988 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
10-Mehmet Turgut (Paskal Mehmet); 1896 yılında, Burdur’un Tefenni ilçesine bağlı Hüyük köyünde doğdu, 1977 yılında TRT, Antalya Radyosu’nda mahalli sanatçı sınavına katılarak başarılı oldu. Bant yayını ve canlı yayınlara katılarak dikkat çekti.
11-Mustafa Kara (Hüyüklü Arap): 1926 yılında, Tefenni’ye bağlı Hüyük köyünde doğdu. Üç yıllık ilkokulu bitirdi. 1958 yılında TRT Antalya Radyosunda açılan sınava katıldı, başarılı oldu.
12-Ahmet Turgut: 1946 yılında Burdur’un Tefenni ilçesine bağlı Hüyük köyünde doğdu. Ortaokul yıllarında Arap Sait’den etkilenen Ahmet Turgut, 25 lira karşılığında Arap Sait’den aldığı cura ile çalıp söylemeye başladı. Dedesi Paskal Ahmet Çavuş’dan çok şey öğrenen, Gönen İlköğretmen okulundan mezun olan Ahmet Turgut, belirli bir süre öğretmenlik yaptı. Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. Bağlama çalan Ahmet Turgut bir müzik evinin yöneticiliğini yaptı.
13-Erdoğan Çetiner: 1927 yılında Tefenni ilçesi-Ferizli çiftliğinde doğdu. Tefenni yöresinin türkülerini ve oyun havalarını icra ederek, yöre halk müziğini yaşatmaya çalıştı.
14-Osman Eryılmaz: 1935 yılında, Burdur’un Tefenni ilçesine bağlı Çaylı köyünde doğdu. Yöresel sanatçılığı 1949-1950 yıllarına dayanan Osman Eryılmaz, 1963 yılında TRT, Antalya Radyosu’nda açılan sınava katıldı, başarılı oldu.
15-Hafız Rıza Yağız: 1941 doğumlu olan, Burdur’lu Hafız Rıza Yağız, İmam Hatip Okulundan mezun oldu.1958 yılında İmamlığa tayin edildi. TRT Antalya Radyosunda iki yıl çalıp söyledi. TRT Repertuarında pek çok eseri bulunan Rıza Yağız, 1995 yılında emekli oldu. “Memleketin aydın imamlarından, cemaati oynatan imam” gibi ünvanlar aldı.
16-Ahmet Ali Selçuk: 1944 yılında, Burdur ili Tefenni ilçesine bağlı Hasanpaşa köyünde doğdu. Ahmet Yamacılar sülalesinden olan Selçuk, Hüyüklü Mustafa Kara’dan çok şey öğrendi.1980 yılında TRT Antalya Radyosun’ndaki sınava girerek başarılı oldu.
17-Mahmut Özcan: 1947 yılında, Burdur’un Çeltikçi ilçesinde doğdu. Bağlama çalan Mahmut Özcan, 1977 yılında TRT Antalya Radyosu’ndaki sınava girerek başarılı oldu.
18-Alaeddin Atasoy: 1949 yılında Burdur merkez Aziziye köyünde doğdu. Aziziye folklor ekibi içerisinde yeralan Atasoy, 1967 yılında Turizm ve Tanıtma Bakanlığınca, Türkiye genelinde düzenlenen yarışmada “Türkiye birinciliğini” aldı.
19-Mehmet Ali Kayabaş: 1950 yılında, Burdur-Altınyayla (Dirmil) ilçesinin Kızılyaka köyünde doğdu. Sipsi, davul, zurna ve saz çalan Kayabaş, 1980 yılında İzmir Gençlik Kültür Merkezinin ekibiyle, 07.09.1980 tarihinde katıldıkları Fransa’nın Dijon kentinde 52 ülkenin katıldığı yarışmada birinci olan ekip içinde yer aldı.
20-Süleyman Özen: 1952 yılında, Burdur merkez Kozluca köyünde doğdu. Gazi Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. Teke yöresi kültürüyle ilgili araştırmaları bulunan Süleyman Özen, “Yarenler Grubu” içinde yeraldı.
21-Süleyman Yakan: 1955 yılında, Burdur’un Kozluca beldesinde doğdu. Saz çalan Süleyman Yakan, TRT’nin değişik programlarına katılarak çalıp söyledi.
22-Eşref Yurdasiper: 03.04.1955 tarihinde, Burdur’un Karamanlı ilçesine bağlı, Mürseller köyünde doğdu. Burdur Eğitim Enstitüsünden mezun olan Yurdasiper,Halk Oyunları Federasyonu il temsilciliği yaptı.
23-Hacı Ali Yılmaz: 1956 yılında, Burdur merkez Karaçal köyünde doğdu. Küçük yaşta bağlamayla tanışan, kendine ait derlemeleri bulunan Hacı Ali Yılmaz, yedi kaset doldurdu.
24-Mehmet Bedel:1964 yılında Burdur’un Aziziye köyünde doğdu. Anadolu Ünv. İşletme Fakültesinden mezun oldu. Babası Ali Bedel’den etkilenerek küçük yaşlarında, kabak, kemane ve sipsi çalmaya başladı. Halk müziği oyunları korolarında ve Grup Yarenleri kuranlar arasında yeraldı. Halk Oyunları Federasyonu İl Temsilciliği yaptı. Nefesli sazlar üzerindeki araştırmalarıyla dikkat çekti.
25-Cahit Anık: 1940 yılında Burdur’da doğdu. Ortaokul üçüncü sınıfta bağlama çalmaya başladı. Burdur Lisesinde resim öğretmeni olarak görev yapan, Nejat Günal’ın Atölyesinden mezun olan Cahit Anık, Burdur’un tanıtımında önemli katkılarda bulundu.
26-Mehmet Çelikdemir: 1958 yılında, Burdur’un Bucak ilçesine bağlı Çamlık köyünde doğdu. Düdük “Sipsi” çalmaya keçi güderken küçük yaşlarda başladı. Durmuş Yazıcıoğlu’ndan nota ve solfej dersleri aldı. Kabak kemane çalmayı da bu sıralarda başladı.
27-Emin Demirayak: 1934 yılında Dirmil’de (Altınyayla) doğdu. Saz çalan, türkü söyleyen 1964-1980 yılları arasında plakları yayınlanan Emin Demirayak, 11 Eylül 1980 gecesi öldürüldü.
28-Tahsin Yarar: 1957 yılında Burdur merkez Kartalpınarı köyünde doğdu. Gönen Ögretmen Okulundan mezun olarak öğretmenliğe başladı. Değişik illerde öğretmen olarak çalıştı. Kabak kemaneyi çok seven, bölge halk oyunları yarışmalarında başarılar elde eden Tahsin Yarar, halk oyunlarında otantikliği ön planda tuttu.
29-Peyami Yengin: 04.04.1960 tarihinde Burdur’un Ağlasun ilçesinde doğdu. Nazilli Öğretmen Okulundan mezun oldu. İstanbul Ünv. Edebiyat Fakültesi, Yabancı Diller Eğitim İngilizce Ana Bilim Dalından mezun olan, liselerde İngilizce öğretmenliği yapan, Türk Halk Müziği ve bağlama çalışmalarını bırakmayan, değişik sanatçılardan bağlama ve nota dersleri alan, Grup Yarenler’in kurucuları arasında yeralan Peyami Yengin, Burdur Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren THM korosunu yönetti.
30-Habib Özyurt: 1941 yılında Kozağaç’da doğdu. Kendisinin bestelediği, çalıp söylediği pek çok türkü bulunan Habib Özyurt, cura çaldı.
31-Halil Er: 26.10.1957 tarihinde Burdur ili Yeşilova ilçesinde doğdu. Gönen İlköğretmen okulundan mezun olan, değişik yerlerdeki okullarda öğretmenlik yapan, bağlamayla başlayan müzik sevgisini yıllarca sürdüren Halil Er,Grup Yarenlerin kurucuları arasında yeraldı.
32-Sebile Canyıldıran: 1977 yılında Burdur’un Dirmil (Altınyayla) ilçesinde doğdu. THM ile beş yaşında tanıştı. İzmir’de Hale Gür’den eğitim alan, Ankara, Kültür Bakanlığı Gençlik Korosunda çalışan Sebile Canyıldıran’ın derlemeleri bulunuyor.
33-Nurgül Mıhladız:14.08.1980 tarihinde İzmir’de doğdu. Ege Ünv. Devlet Türk Müziği Konservetuarı Türk Halk Oyunları Bölümünden mezun olan, değişik halk oyunları topluluğunda yeralan, müzik ve halk oyunları kostümü derlemeleri yapan, yurtiçi ve yurtdışında halk oyunları gösterilerinde yeralan Nurgül Mıhladız, 2001 yılında Fransa’nın Dijon kentinde düzenlenen, 23 ülkenin katıldığı uluslararası yarışmada stilize dalda dünya birincisi olan ekibin içinde yeraldı. Grup Serenler Gösteri Ekebi’yle, Türk Halk Oyunları Merkezini kurdu.
34-Sevinç Akkaya:1982 Burdur- Söğüt doğumlu. Dokuz Eylül Ünv. Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Halk müziği programlarında sesiyle dikkat çekti.
35-Niyazi Birşen : 1324 yılında Van’da dünyaya geldi. 1914 yılında ailesiyle birlikte Ermeni-Rus mezaliminden kaçarak 6-7 yaşlarında Tefenni’ye geldi. İlkokulu bitirip, ortaokula devam ederken bir çeşit göz hastalığından dolayı 14 yaşında gözlerini kaybetti. Bu nedenle öğrenimini sürdüremedi. Tambur, Ud, Bağlama, Keman, Cümbüş gibi müzik aletlerini çalmayı öğrendi. Sanatını, yeğeni Erdoğan Çetiner’e ve bazı gençlere öğreten, Tefenni’ye sanatçılar kazandıran Niyazi Birşen 17.10.1985 tarihinde vefat etti.
36-Şükrü Acar: 1941 yılında, Burdur merkeze bağlı Aziziye köyünde doğdu. Babasının saz yapmasından dolayı, saza karşı ilgi duydu. Davul, zurna, saz çalan, kabak kemane yapımında usta olan Şükrü Acar, aynı zamanda şiirleriyle de dikkat çekti.
37-İsmail Yağız : 1969 yılında Burdur’a bağlı Kozluca kasabasında doğdu. Hafız Rıza Yağız’ın oğlu olan, okuduğu okullarda bağlamasıyla tüm sosyal faaliyetlere katılan, liseyi bitirdikten sonra çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan İsmail Yağız, Akdeniz Üniversitesinin ilgili bölümlerinden ses eğitim kursu aldı.
38-İsmail Türkkan : 20 Mart 1968 tarihinde Burdur’un Altınyayla ilçesine bağlı Çatak köyünde doğdu. 1979 ve 1980’li yıllarda darbuka ve sipsi çalmaya başladı. Düğünlerde “kadın çalgıcısı” olarak görev yaptı. Pek çok ünlü THM sanatçısıyla sahne alan, İsmail Türkkan, yurtiçinde ve dışında değişik turnelere katıldı.
39-Hüseyin Demir: 16.07.1960 tarihinde Asmabağ’da (Dirmil) doğdu. Önlisansla eğitimini tamamladı. Sağlık Teknikeri olarak emekli oldu. Sipsinin geliştirilmesi için çaba gösterdi. Sipsiyi seslendirdiği kadar, sipsi yapımında da başarılı oldu. Yöresini ülkesinde, ülkesini de dünyada 7 kez temsil etti. Başarı belgeleri aldı.
40-Abdurrahman Ekinci: 15.03.1944 tarihinde Burdur iline bağlı Çavdır ilçesinin Ambarcık köyünde doğdu. Önlisansla eğitimini tamamladı. Ülkemizin değişik bölgelerinde öğretmenlik yaptı. Araştırmacı,derlemeci, sazbilimci olarak, Burdur folklorunun günyüzüne çıkarılmasıyla ilgili derlemeleriyle dikkat çekti.
41-Sevinç Eratalay : 15.07.1959 tarihinde Burdur’un Tefenni ilçesinde doğdu. Buca Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümünden mezun oldu. Müzik öğretmenliği yapan Eratalay, halk türkülerinin yanında kendi bestelerini de yorumladı.
42-İsmail Evcil : 1941 yılında Altınyayla’da (Dirmil) doğdu. Sipsi ve zurna çalan İsmail Evcil, Teke yöresinin halk ezgilerini çalarak, Burdur folklorunun ustaları arasında yeraldı. İsmail Evcil “Tüm Türkiye sipsiyi benimle tanıdı” diyor.
43-Arzu Gök(Ay) : 15.12.1978 tarihinde Gölhisar’da doğdu. Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Müzik Bölümünden mezun oldu. Değişik yerlerde müzik öğretmenliği yaptı.
44-Emir(Emrullah)Kanyıldıran : 1926 yılında Burdur’un Kızılyaka köyünde doğdu. İkitelli curayı yetkin bir şekilde çalarken, üç telli bağlama çalmaya başladı. Dirmil ekolünün son örneklerinden olarak kabul ediliyor.
45-Ümran Özdemir: 27.03.1974 tarihinde Gölhisar’da doğdu. Ege Ünv. DT Müziği Konservatuvarı Halk Müziği Ses Eğitimi bölümünden mezun oldu. Liselerde müzik öğretmenliği yaptı.
F-GAZETECİLER
1-Ali Rıza Taraşlı: Burdur’da ilk matbaayı kurdu. Cahilliğin önünde set olup durdu.
2-M. Kemal Taraşlı: 1924 yılında, Acıpayam’ın Taraşlı köyünde doğdu. 1933 yılında A.Rıza Taraşlı, Burdur’da bir matbaa kurunca, M. Kemal Taraşlı’da bu çalışmalar içinde yeraldı. 05.11.1956 tarih ve 442’nci sayısından itibaren, Burdur’un Sesi Gazetesinin sahipleri arasında yeraldı. 22.11.1960 tarih ve 1428 nci sayısında bu gazetenin sahibi olarak gazeteciliğini sürdürdü. 13.01.1978 tarihinden itibaren Burdur’un Sesi Gazetesinin ismi “Burdur” olarak değiştirildi. Burdur Gazeteciliğinin ilk duayenleri arasında yeralan M. Kemal Taraşlı, 28.03.1992 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
3-Osman Şan: 1926 yılında Burdur’da doğdu. Yeni Turan Gazetesi kurucuları arasında yeraldı. Basın Şeref Kartı taşıyan Osman Şan,1985 yılına kadar Yenigün Gazetesindeki ortaklığını sürdürdü.
4- Mustafa Balbay: 08.08.1960 tarihinde Yelişova’nın Güney kasabasında doğdu. Ege Üniversitesi İleşitim Fakültesinden mezun oldu. Değişik gazetelerde yazarlık yaptı. Cumhuriyet Gazetesinin Ankara Temsilcisi olarak çalıştı. “Ülkelere Değil Savaşlara Düşmanım” adlı ilk kitabından sonra, pek çok kitabı yayınlandı.
5-Mehmet Doğan Eriş: 1928 yılında Antalya’da doğdu. 27.08.1960 tarihinde Burdur’a gelerek, “Andımız” isimli gazeteyi yayınlamaya başladı. Ulusal gazetelerin ve ajansların muhabirliğini yaptı. “Ergenekon” adlı gazeteyi de yayınlayan Eriş, 15.12.2000 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
6-Muharrem Tuncel: 1945 yılında Burdur’un Başmakçı köyünde doğdu. Yenigün Gazetesinin ortakları arasında yeralan Muharrem Tuncel, sonra bu gazeteyi devraldı. Sürekli basın kartı taşıdı.
7-M. Ercan Taraşlı: 1951 yılında Burdur’da doğdu. Burdur Gazetesinin değişik kademelerinde çalıştı. Sürekli Basın kartı sahibi olan M. Ercan Taraşlı, uzun yıllar Burdur Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını yürüttü.
8-Adnan Taraşlı: 1959 yılında Burdur’da doğdu. Kısa bir süre öğretmenlik yaptı. Burdur gazetesinin değişik kademelerinde çalıştı. Bu gazetenin sahibi olarak gazeteciliğini sürdürdü.
9-Melih Lütfi Taraşlı: 20.11.1948 tarihinde Burdur’da doğdu. Yüksek öğrenimini Almanya’da tamamladı.25 yıl Almanya’da kalan Taraşlı, Burdur Gazetesinin değişik kademelerinde görev yaptı.
10-Kürşat Tuncel: Burdur’da doğdu. Ankara’da gazetecilik yapan Kürşat Tuncel, baba kuruluşu olan Yenigün Gazetesinin değişik kademelerinde çalıştı.
11-Hüseyin Kayacan: Burdur, Tefenni Ece köyünde doğdu. “Kayacan Elektronik” kuruluşuyla, bilgisayar sistemleri alanında önemli hizmetler yaptı. Kurduğu Radyo ve TV. yayınlarıyla kalıcı hizmetler gerçekleştirdi. Burdur Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı görevinide yürüten, makale ve şiirleriyle dikkat çeken Hüseyin Kayacan, “Burdurlu’nun Sesi” ve “Burdur Güneşi” gazetelerinin yayınlarını yıllarca sürdürdü.
12-Ahmet Can: 1949 yılında Burdur Merkez Yassıgüme köyünde doğdu. Ege Ünv. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulundan mezun olan, değişik köy okullarında öğretmenlik yapan, ulusal gazetelerin temsilciliğiyle, gazetecilik alanında araştırmaları bulunan Ahmet Can, köşe yazarlığı yaptı. Burdur Ticaret ve Sanayi Odasının Basın Danışmanlığı görevini yürüttü.
13-Hasan Türkel:1959 yılında, Burdur’da doğdu. Sağlık Kolejinden mezun olduktan sonra, değişik hastanelerde çalıştı.. Şiir kitapları yayınlanan Hasan Türkel, Burdur Gazetesinin değişik kademelerinde görev yaptı.
14-Gülçin İlci Bozkurt:1959 yılında Afyonkarahisar’da doğdu. Cumhuriyet Gazetesi Muhabirliği,Burdur Belediyesi Basın Danışmanlığı, Anadolu Ajansı muhabirliği yaptı.39 yaşında geçirdiği trafik kazası sonucu 13.11.1998 tarihinde aramızdan ayrıldı.
15-Mehmet Manış: Burdurlu’nun Sesi Gazetesinin sahipliğini yaptı.
16-Mustafa Arslan: Değişik haber ajansları ve gazetelerin Burdur muhabirliğini yaptı.
17-Niyazi Manış: Burdurlu’nun Sesi Gazetesinin Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptı.
18-Fethi Şimşek: Ulusal basın organlarının Burdur muhabirliğini yaptı. Radyoculukta yayıncılığını sürdürdü.
19-Ali Girişim: Burdur merkezdeki değişik gazetelerde çalıştı. TRT ve Anadolu Ajansının Burdur temsilciliğini yaptı.
20-Mustafa Tulum: Bucak merkezde Oğuzeli Gazetesinin sahipliğini yaptı.
21-Nuri Yıldırım:Antalya Gazipaşa’da doğdu. Burdur’da Et Balık Kurumunda görev yaptı. Merkezi Bucak’ta bulunan Kanal-15 TV’sinin Burdur merkezindeki bürosunda Büro Müdürü olarak çalıştı. Amatör Spor Kulüpleri Federasyon Başkanlığını yürüttü.
22-Hüseyin Dilek: Ses-15 Gazetesinde muhabirlik, Kanal-15 TV’de müdürlük yaptı.
23-Mesut Madan: Değişik kuruluşlarda çalıştı. Yıllarca muhabirlik, yaygın basının temsilciliğini yaptı. Köşe yazılarıylada tanınan Mesut Madan, Burdur Belediyesi Basın Danışmanlığı görevini yürüttü.
24-Tacettin Akbaş: 1950 yılında Burdur’un Düğer köyünde doğdu. Milli Gazete ve Zaman Gazetesinin Burdur muhabirliği ve temsilciliğini yaptı. Burdur gazetelerinde köşe yazarlığıyla da dikkat çekti.
25-Sergül Canıgür: Haber peşinde koştu. Cumhuriyet Gazetesinin Burdur Muhabirliğini yaptı. Kanal-15 TV’de programlar hazırlayıp sundu.
26-Yusuf Tortop: Ulusal Basındaki gazetelerin Burdur muhabirliğini yaptı. Sonra bir kamu kuruluşunda çalıştı. Çağdaş Burdur Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı.
27-İbrahim Nanecioğlu: Bucak ilçesinde Gündem Gazetesinin sahipliğini, Naneci Grubu’nun başkanlığını yaptı.
28-Yunus Serttaş: 1951 yılında Burdur’un Tefenni ilçesinin Karamanlı beldesinde doğdu. Burdur merkezde Kardeşler Matbaasında çırak olarak çalışmaya başladı. Antalya’da çalışan,sonra Tefenni’ye dönen, 31 Ekim 1975 tarihinde Tefenni’nin Sesi Gazetesini yayınlamaya başlayan, TRT Muhabirliği de yapan Yunus Serttaş, 17.06.2003 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
29-Esma Serttaş Ayaz: Babadan miras kalan Tefenni’nin Sesi Gazetesinde mesul müdürlük yaptı.
30-Şahin Ali Şen: 1966 yılında Burdur’un Küçükalan köyünde doğdu. Ankara Ünv. Hukuk Fakültesi, Adalet Meslek Yüksek Okulundan mezun oldu. Zaman Gazetesinde muhabirlik, yazarlık, Memur-Sen Konfederasyonu Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Danışmanı olarak görev yaptı.
31-Hakkı Kurban: 14.01.1977 tarihinde Burdur’un Yeşilova ilçesinin Doğanbaba köyünde doğdu. Gazi Ünv. İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünü bitirdi. Flaş TV. Işık TV. de muhabirlik ve program yapımcısı olarak çalıştı. Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesinde muhabir olarak görev yaptı.
32-Faruk Dumlupınar: Gölhisar’da haftalık “Dumlupınar” Gazetesini yayınladı.
GÜNÜN SÖZÜ: Herkes beni Ankaralarda sanır / Burdur’da dam çökse içim parçalanır. (İsa Kayacan)
KAYNAKÇA :
1- Burdur 1967 il yıllığı-Burdur (Önder ve Güven Matbaaları, Ankara, 1968)
2- Kayacan, İsa : ( Ocak 1991)-Burdur Hatırlamaları, Ankara, Ece Yayınları,
Y.No.99-380 sayfa.
3- Kayacan, Dr. İsa : (Ağustos 2005) – Burdur’un Saz ve Söz Ustaları, Ankara,
Ece Yayınları, Y.No. 118-168 sayfa.
4- Gülmen, Osman-Şimşek, Fatih : (2009) – Tefenni, Ankara, Sistem Ofset,
Tefenni Belediyesi yayını, 180 sayfa.
5- Kayacan, Prof. Dr. İsa : Burdur Destanı ‘Bensiz olmaz’- (Aralık 2009)
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası yayını, kitap serisi: 3-354 sayfa.