29 Nisan 2011 Cuma

konuk yazar

Prof. Dr. İsa Kayacan; Ülkemiz genç şair ve yazarlarını ortaya çıkarıp, tanınmalarını sağlıyor.
Dr. İrfan AKAY 
“Dünyanın neresinde Türk varsa ellerimizi uzatmalı ve kucaklamalıyız. Herkes beni Ankara’larda sanır. Burdur’da bir dam çökse içim parçalanır.”
Yukarıdaki satırlar köşe yazarı Anadolu Basını’nın duayeni Prof. Dr İsa Kayacan’ı çok güzel anlatıyor. Ulusal  Basının ve bilhassa  Anadolu Basını’nın çok yakından tanıdığı Türklük, Türkiye ve Burdur sevdalısı hemşerimiz  yerel ve ulusal gazetelerde  yurdun her yerinde yazar ve başyazar olarak makalelerinde yerel kültürel değerleri konu ediyor, aynı zamanda  yazmaya hevesli  kabiliyetlerden ve yazdıklarından bahsederek, onları  teşvik ediyor böylece edebiyat alanında  kültürümüze hizmet ediyor.. Kendisi ile ömürlerimizin ilk on yılını aynı ilçenin (Tefenni)  kütüğüne kayıtlı olarak paylaşmış,(Ben Tefenni’nin Armutlu nahiyesine kayıtlıyım, İsa bey de Ece Köyü nüfusuna kayıtlı, aramızda tamı tamına bir yıl var.
Ancak babam ikinci askerliğini yaptığından altı mayıs doğumlu olduğum halde 20 Eylül 1944 olarak yazılmış) birbirine benzer ortamlarda aynı havayı teneffüs etmiş, aynı türküleri dinlemiş, aynı oyunları oynamış, benzer tarlalarda çalışmış, benzer kırlarda çobanlık yapmış, benzer tozlu yollarda koşturmuş bir hemşerisi olarak yazılarını ilgi ile takip ediyorum. Aynı lisede okumadığımız için ben kendilerini daha önce yazılarını takip ettiğim halde ancak 1990’larda tanıdım.
Burdur Türk Ocağı Başkanı olarak Burdur Gazetesinde 1989 yıllarında Bulgaristan’da Türklere karşı uygulanan zulmü konu etmiştim. Bu yazımı İsa Kayacan Başbakanlık Basın – Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünde görevli iken bir basın bülteninde neşretti. Yazımın beğenilmesi beni ziyadesi ile sevindirmiş ve daha fazla yazmaya teşvik etmişti. Ayrıca şiirlerimi de çeşitli Anadolu gazetelerinde ve Burdur’u konu alan kitaplarında yayımlayarak Burdur yazarlar ve şairler listesine alarak beni gururlandırmaya devam etmektedir. Yeri gelmişken ben de naçizane olarak ilköğretim müfettişi Osman Erenalp kardeşimi yazmaya teşvik etmiştim. Şimdi Burdur Yeni Gün Gazetesinde çok güzel yorumlar yapıyor ve isterse çok iyi bir yazar olabilir. Demek ki kabiliyetli insanların elinden tutmak ve desteklemek gerek İsa Kayacan da bunu yapıyor. Burdur yazarlar ve şairler Derneğinin fahri başkanı olan Kayacan tüm ülkenin olduğu gibi yöremizin genç şair ve yazarlarını ortaya çıkarıp, onların yazılarına çeşitli gazetelerindeki makalelerinde yer vererek tanınmalarına vesile olmaktadır.1956 -60 lı yıllarda kendisinin de yazarlık ve şairlik konusunda elinden tutanların görevini o da günümüzde yapmaktadır.
Okumayı ve yazmayı sevmeyen bir millet olduk. Osmanlı çağlarında okuyanlar bir birlerine imrenerek konuları ve ölçüleri aynı olsa da şiirler yazıyor, divanlar meydana getiriyorlarmış. Günümüz insanı çokça konuşuyor, fakat okumayı ve yazmayı sevmiyor. İşte bu noktada İsa Kayacan yazıyor, yazdırıyor, üretiyor. Kendisi hakkıyla basın alanında profesörlüğü hak etmiştir. Ayrıca Türk Dünyasında ve bilhassa Azerbaycan’da da tanın bir şahsiyettir.
Prof. Dr. İsa Kayacan kırk binin üstünde makalesiyle bütün ömrünü Türk Basınına hizmet etmekle geçirmiş takdire şayan bir şahsiyettir. Kendisine uzun sağlıklı bir ömür ve başarıların devamını Cenab-ı Allah’tan dilerim.

Hiç yorum yok: