14 Mayıs 2013 Salı

Konuk Yazar: Hayrettin İVGİN


KONUK YAZAR:
AZERİ FİKİR ADAMI FERHAT MİRZA’NIN
ULUSLARARASI BAŞARISI
Hayrettin İVGİN
Türk edebiyatı "Özdeyiş" biçiminde ifade edilen bir kavram bulunuyor. Bu bileşik ve Türkçe olan kelimeyi; bir ahlak ilkesini veya genel bir yargıyı, düşünceyi, duyguyu; kısa ve kesin bir biçimde özetleyen, anlatan, genellikle kim tarafından söylendiği bilinen özlü söz olarak tanımlayabiliriz. Arapça'da bunun karşılığı "vecize" olarak verilir. "Kelâmlar" olarak da bilinir. Ama Batıda özdeyişin karşılığı Fransızca ad olan "Aphorisme (Aforizma)" olarak söylenir. Aforizma kelimesi bir süre Osmanlıca'da ve Türkçe'de (19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başında) kullanılmıştır.
Dilimize "Özdeyişler" olarak çevrilen Hipokrates'in "Apharismoi" adlı (İÖ V. yy.) eseri, her satırı bir olayı açık ve özlü bir biçimde aktaran öğütlerden oluşmuştur. Kos Okulunun tıp kavramını özetleyen bu eser; XVIII. yüzyıla kadar Batı tıp okullarında ders kitabı olarak okutuluyordu.
La Rochefoueauld'nun 1664'te "Reflexions ou Sentences et Maximes Morales" başlığı altında ve kendi adını vermeden yayımladığı bir metin bulunuyor. Bu metin "Düşünceler veya Hükümler ile Ahlaki Özdeyişler" adıyla Türkçeye de çevrilmiştir. Çünkü La Rochefoueauld; hemen karşılık gören iyilikleri, insanı anında ünlü yapan erdemleri (faziletleri) acımasızca kınıyordu. “Maksimes” ve “aforizma” kavramları Batıdan dilimize ve sosyal bilimlerimize girerek, bizleri de “özdeyiş” kavramına çekmiştir.
Ben bunları anlatırken; “Türk düşünce sisteminde hiç Özdeyiş kavramı yoktu” diye bir kanaata varılmasın. Eski Türklerde "Sav" olarak adlandırılan bir kök kelime vardı. Sav; öne sürülen ve savunulan bir düşünce için söylenirdi. Eş anlamlısı (dava), (tez) olarak sözlüklerimizde yerini almıştır. Mantık ilminde buna "müddea" denirdi. Tanıtılması gereken önerme ve tezdir savlar. Bir şeyi kendisine dayanarak, kendini delil olarak gösteren tanıtmalara sav denir. Nasıl oldu bilemiyorum ama; sav kelimesi, giderek “söz, atasözü, darbımesel, atalarsözü, vecize” kelimelerinin karşılığı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Oysa; “vecize” Arapça bir sıfattır, "kısa ve anlamı etkili" demektir. Bu sıfat "söz" kelimesinin önüne gelerek bir tamlama oluşturur. Arapça olan, "vecazet" kökünden gelen bu vecize sıfatı, Türkçede "özdeyiş" olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Ama "atasözü" ve "atalarsözü"nün anlattığı kavram farklıdır. Atasözü; uzun deneme ve gözlemler sonucu söylenmiş ve halkın malı olmuş, öğüt verici nitelikteki anonim sözlerdir. Arapça karşılığı "darbımesel"dir. Özdeyiş veya Kelâm'ın ise söyleyeni bellidir. Gerçi söyleyen şahsın uzun deneme ve gözlemlerinin sonucudur ama bireyseldir.
Özdeyişlerin bireysel olması, o sözlerin değerini düşürmez. Hatta sözlerin sağlamlığı ve doğruluğu, söyleyen şahsın yücelmesine sebep olur.
Türk Dünyası Araştırmaları Uluslararası İlimler Akademisinin (TDAUİA) akademik üyesi, fahri profesör Ferhat Mirzayev; günümüz özdeyiş ekolünün kurucusu niteliğinde olan bir Azeri fikir adamıdır. Çünkü ilk Kelâmlar (Özdeyişler) kitabını 1997 yılında yayımlamıştır. Bu kitabı aynı yıl içinde Rusçaya da çevrilmiştir. Özdeyişleri, Kelâmlar adıyla 1998 ve 2000 yıllarında da kitap halinde yayımlanmıştır. "40 Kelâm 40 Kıt'a" adlı yayımı da özdeyiş ekolü çerçevesinde ortaya koyduğu çalışmadır.
Kelâmlar kitabı; 2009 yılında, yeniden genişletilmiş biçimde 2010 yılında Rusça’ya, 2011 yılında İngilizce yayımlanmıştır. Hannover şehrinde faaliyet gösteren Avrupa Doğa Bilimleri Akademisince geçtiğimiz yıl İngilizce ve Almanca olarak yeniden yayımlanmıştır.
Çağdaş özdeyiş ekolünün kurucusu, kelâm ve fikir adamı Ferhat Ahmed Ali oğlu Mirzayev 11 Şubat 1950 tarihinde Bakü şehrinde doğdu. İnşaat mühendisidir. Devlet Halk Kontrolü Şube Başkanı görevinde bulundu. 1995 yılından itibaren kurucusu olduğu “Azerbiznes” Hayriye-Üretim-Ticaret Şirketinin Başkanıdır.
Toplumun yazar, filozof ve ilim adamı olarak tanıdığı Ferhat Mirza eserlerinden dolayı Azerbaycan Milli İlimler Akademisinin Felsefe ve Hukuk Enstitüsünün Genel Kurulunun kararıyla din ve felsefe ilimleri doktoru fahri payesiyle ödüllendirilmiştir. Uluslararası Ekoenergetik Akademisinin ve aynı zamanda Azerbaycan Tarih Kurumunun akademik üyesidir.
Azerbaycan Yazarlar Birliğinin, Rusya Yazarlar Birliğinin ve Azerbaycan Gazeteciler Birliğinin üyesidir.
Türk Dünyası Araştırmaları Uluslararası İlimler Akademisinin Akademik üyesi ve Fahri Profesörüdür.
2008 yılında “Uluslararası Altın Yıldız Madalyası’yla ödüllendirilmiş ve yılın kültür adamı seçilmiştir.
Avrupa Doğa Bilimleri Akademisi onun kitabını iki dilde (İngilizce, Almanca) yayımlamış, bu kitab “Yılın Kitabı” seçilmiştir. Ayrıca Ferhat Mirza “Taçlı Büyük Yıldız Madalyası” ile de ödüllendirilmiştir.
Türk dünyasının önemli bir şahsiyeti olan Prof. Dr. Ferhat Mirza, Dünya Söz Akademisinin de kurucularındandır.
Kendisini kutluyor, Türk fikir dünyasına sağladığı hizmetlerinin devamını diliyoruz.

Hiç yorum yok: