2012 yılındaki yayın
rakamlarım: 471 yazı, 2 bin 205 yayınla,
38 milyon 516 bin 230 okuyucuya ulaşma
Prof. Dr. İSA KAYACAN
01 Ocak 31 Aralık 2012 tarihleri
arasında yazıp yayınladığım yazılarımla ilgili genel değerlendirme: Basın-İlan
Kurumu Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre; Belde Gazetesinin günlük fiili satışı:
11.500, Anayurt Gazetesinin günlük fiili satışı: 3.327 olarak görünürken, 24
Saat Gazetesinin günlük fiili satışı: 1.000.-dir.
Buna göre bu gazeteler üzerinden
İsa Kayacan değerlendirmeleri:
Belde Gazetesinde 246 makalem
yayınlanıyor. Bu gazetenin bir sayısı ortalama 10 kişi tarafından okunduğu
varsayılırsa;
246x11.500=2.829.000
2.829.000x10=28.290.000 ulaşılan
okuyucu sayısı.
Anayurt Gazetesinde 149 makalem
yayınlanıyor. Bu gazetenin bir sayısı ortalama 10 kişi tarafından okunduğu
varsayılırsa;
149x3.327= 495.723
495.723x10=4.957.230 ulaşılan
okuyucu sayısı.
24 Saat Gazetesinde 289 makalem
yayınlanıyor. Bu Gazetenin bir sayısı ortalama 10 kişi tarafından okunduğu
varsayılırsa;
289x1000=289.000
289.000x10=2.890.000 ulaşılan
okuyucu sayısı.
Van Postası Gazetesinden, Sorgun
Postası Gazetesine toplam 26 ayrı gazetede 1.484 yazı/makalem yayınlanıyor. Bu
gazetelerin bir sayısının ortalama okuyucu sayısı 5 olarak varsayılsa, ortalama
tirajlarının 200 olduğu kabul edilse;
1.484x200=296.800,
296.800x5= 1.484.000 ulaşılan
okuyucusu sayısı.
Ayrıca Dergi ve bültenler olarak,
Yeni Size Dergisinden Dünyada Kilis Bültenine kadar toplam 12 dergi ve bültende
toplam 37 yazı/makalem yayınlanıyor. Bu dergi ve bültenlerin ortalama tirajları
500 olan bir sayının ortalama 50 kişi tarafından okunduğu varsayılsa;
37x500=18.500
18.500x50=925.000 ulaşılan
okuyucu sayısı olarak görülüyor.
Gazete ve dergilerle ilgili detay
(yayınlanan) makale sayıları:
1-Belde Gazetesi (Ankara, 246
yazı), 2- Belde Gazetesinde yayına girmeden doğrudan Anadolu Basınına
gönderilen toplam yazı sayısı: 225, 3- 24 Saat Gazetesi (Ankara, 289 yazı), 4- Anayurt
Gazetesi (Ankara, 149 yazı), 5- Van Postası Gazetesi (288 yazı), 6- Gaziantep’te
Zafer Gazetesi (269 yazı), 7- Kent Gazetesi (Kilim, 193 yazı), 8- Yenigün
Gazetesi (Burdur, 261 yazı), 9- Burdur Gazetesi (150 yazı), 10- Ses–15 Gazetesi
(Burdur-Bucak, 55 yazı), 11- Pınar Gazetesi (Gölhisar-Burdur, 44 yazı), 12- Tefenni’nin
Sesi Gazetesi (Burdur, 36 yazı), 13- Çağdaş Burdur Gazetesi (60 yazı), 14- Babaeski
Söz Gazetesi (45 yazı), 15- Zümrüt Rize Gazetesi (25 yazı), 16- 7 Mart Gazetesi
(Artvin-Borçka, 23 yazı), 17- Tekirdağ Yeni İnan, Şafak (Aydın, Yeni Söke, Söke
Ekspres, Mücadele (Siirt),Aydın Güzelhisar, Barış (Aydın), Özden (İstanbul),
Aydın Haber (Ankara), Osmancık, Bayburt Postası, Yozgat, Akşehir Postası,
Sorgun Postası Gazetelerinde toplam 35 yazı yayınlanırken;
Yeni Size (Bandırma) Aydın Efesi,
Erciyes (Kayseri), Karınca (Ankara), Yenises (Osmaniye), Ortanca (Ankara) Kumru
(Gaziantep), Kümbet Altında (Tokat), Kültür Çağlayanı (Ankara), Sarızeybek
(Söke), Dergileriyle, İLESAM (Ankara), Dünyada Kilis (İstanbul) bültenlerinde
toplam 37 yazımın yayınlandığı görüldü.
1919 yılının gazete manşet ve haberleri (1)
Yılların gerilerinde kalan, 1919
yılının gazetelerinin bir araya getirilip, arşivlenip raflara kaldırılanları.
Eski dönemlere ait bu gazetelerin ilk sayfa arşivleri.. Vatanın hangi şartlarda
kurtarılıp, Cumhuriyetin nasıl kurulduğuna ilişkin bilgilerin yer aldığı
birikimlerin yeni nesle aktarılmasının öneminin hatırlatılarak çocuklarımızın,
torunlarımızın bilinmeleri gerekenler olarak gördüklerimiz. Bu düşüncelerle bir
araya getirilenler. Dr. Gürhan Yücel’in e-posta adresime aktardıkları üzerinde
yaptığım değerlendirmeler:
Yeni İstanbul Yayını: İstiklal
Harbi Gazetesi. Hazırlayan: Ömer Sami Çoşar (Tarihlerden sonra sıra no var. İlk
cümleler manşet, sonraki cümleler spot olarak veriliyor. Ayrıca haber
başlıkları da farklı biçimde veriliyor)
1-Halk sessiz ve üzgün seyretti.
İzmir dün işgal edildi/Hükümet inanmıyor. Harbiye Nazırı Şakir Paşa “Bu gibi
şayialara ehemmiyet vermeyin” dedi.
İngiliz, Fransız, Yunan Bahriye Silahendaları öğleden sonra,
mevkii müstahkemleri kaleleri işgal ettiler. Mustafa Kemal Damat Ferit ile
konuştu. Bunun da padişaha veda edecek olan Çanakkale kahramanı Samsun’a
harekete hazırlanıyor (15 Mayıs 1919)
2-Paris’te yüksek konseyin 2
Mayısta yaptığı toplantıda Loyd Corc’un İzmir’in Yunan işgaline terk edilmesi
teklifini Amerikan Başkanı Wilson ile Fransız Başkanı Klemenso itirazda
bulunmadan kabul ettiler. Türkiye Devleti cihan savaşı için katıldığı 4 yıl 3
gün zarfında 385.000 evladını şehit vermiştir (15 Mayıs 1919)
3- İzmir’de katliam. Yunan işgal
kuvvetleri saat 8.40 da karaya çıktı/Metropolit tarafından takdis edildi.
Şehirdeki tecavüz ve yağmanın bir türlü sonu gelmiyor. Çok sayıda şehit verdik.
Dün sabah kordon boyunda Yunan işgal kuvvetlerine ilk kurşunu sıkan Hukuku
Beşer Gazetesi Başyazarı Osman Nevres Beyin vücudu süngülerle paramparça
edilmiş bir vaziyette bulunmuştur (16.5.1919)
4- Mustafa Kemal Samsun’a hareket
ediyor. İstanbul gazetelerinin çoğunun başmakaleleri bu sabah beyaz çıktı.
Şiddetli sansür İzmir katliamına dair haberlerin neşrine mani oldu. Hadisat ve
Sabah Gazetelerinin başmakalelerini sildi (16.5.1919)
5- İzmir’de camilerin halı ve
kilimleri çalınıyor. Zincirlere bağlanarak denize atılan balıkçılarla
Sandalcıların boğuldukları anlaşılıyor. Şehit edilenlerle, yağma edilen
yerlerin listesi tesbit ediliyor. Atina Basını, İzmir Kordan boyunda Gazeteci
Osman Nevres’in tek başına mücadelesini, askerlerle sivillerin büyük bir
silahlı mukavemeti olarak gösteriyor (16 Mayıs 1919)
6- Korkunç itiraf: Yunan işgal
kumandanı “Katliam ve yağmacılık yapıldı” dedi/ Yunan Basınının yalanı: Atina
Gazeteleri, İzmir de ölenlerin kendilerini denize atıp, boğulan Türkler
olduğunu yazıyor. Rum çapulcuların bazısı tevkif edildi.
Atina Ayasaofya’nın Ortodoks Kilisesi olmasını istiyor (18
Mayıs 1919)
7- 20 bin Kadıköylü işgali
protesto etti: Türkler birleşin. Halide Edip Hanım: “Heyecanlarınızı
unutmayınız” dedi. Münevver Samime Hanım “Efendiler, az söylemek, çok iş görmek
zamanı gelmiştir” diye haykırdı.
İstiklal Gazetesi, İngiliz Mandası isteyen Alemdar ve
Sabah’ı yeren bir makale yayınladı. Tam istiklal istedi. Bir İngiliz Generali
Samsun’da Mustafa Kemal Paşa, İngilizlerin Hükümete bilgi vermeden Anadolu’ya
sokulmaları karşısında İstanbul’u ikaz ediyor (23.5.1919).
8- Yunanlılar, Trakya’da işgale
hazırlanıyor. Birinci Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar, yerli Rumlar’a silah ve
üniforma dağıtıldığını açıkladı.
Osmanlı Devletinin mirası etrafında kavgalar büyüyor. Loyd
Corc’un, Fransızların elinden Musulla Suriye’nin de bir kısmını koparmak
istemesi üzerine Klemanse tehdide bulundu (23.5.1919)
1919 yılının gazete manşet ve haberleri
(2)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yeni Yayınlar: Ah İzmir; Bu namla
genç ve kıymetli şairlerimizden Faruk Nafiz ve Yusuf Ziya Beyler tarafından
matem alameti olarak siyah kaplı ufacık ve yanık bir şiir kitabı
yayınlanmıştır. Bağrı yanık Müslüman Türklere tavsiye ederiz (23 Mayıs 1919)
1-Dün bütün İstanbul Sultanahmet
Meydanına aktı. Yüzbin Türk yemin etti/Halide edip hanımın: “700 senenin
tarihini ağlayan minareler altında yemin edeniz, bayrağımıza, ecdadımızın
namusuna ihanet etmeyeceğiz. Bu uğurda can vermekten çekinmeyeceğiz’ vallahi..
vallahi..” sedaları ile cevap verdi. İngilizler, mitingi uçakla takibettiler. Erzurum
ile İzmit’te mitingler. İzmit mitinginde gazeteler üzerindeki sansürün
kaldırılması istendi (24 Mayıs 1919)
2-Ege halkı göç yollarına
döküldü. Yunan ordusu dün Manisa’ya girdi. Selçuk ile Bayındırda düşman işgal
etti. Bir İngiliz Subayının müdahalesi yüzünden 59.uncu Alayın topları
Yunanlıların eline geçti. Manisa Rumları Yunanlıları çiçeklerle karşıladılar.
Patrikhane İstanbul’da istiyor. Paris’te bulunan Patrik Vekili, Türklerin
İstanbul’da bırakılmalarına dair dörtler kararını “derin teessürle”
karşıladığını açıkladı. İngilizlerin isteği üzerine, mitingler yasak edildi.
Padişah, Sultanahmet mitingi heyetine “Bağırın, fakat katiyen elinizi
kaldırmayın” diye nasihatte bulundu.
Dokuzuncu Ordu Müfettişi, Mustafa Kemal Paşa, mahiyetindeki
subaylarla Havza’ya gitti/İleri gazetesi dünkü başmakalesinde “Bize himaye
lazım değil” diye yazdı (26 Mayıs 1919)
3-Ayvalık dün işgal edildi.
Şehrin batı tepelerinde düşmanla çarpışmalar oldu. Mevcudu 500 kişi bile
olmayan Alay Kozak’a çekildi. Halk panik içinde kaçıyor.
Sultanahmet’de bugün miting var. Yasağa rağmen dağıtılan
davetiyelerde “Vatanın imdadına koş” deniliyor. İstanbul’un fetih gününü
kutlayamadık. Mustafa Kemal Paşa “Türk hükümeti yabancıların elinde esirdir”.
Paşa: Anadolu’da gizli teşkilat kurularak İstiklal için mücadele edilmesini
lüzumlu görüyor (30 Mayıs 1919)
4-Mustafa Kemal, hükümeti ikaz
ediyor. “Mitingler men edilemez”. Samsun’dan İstanbul’a silah ve mühimmat
sevkıyatının durdurulduğu öğrenildi.
9 ncu Ordu Müfettişi “Milli
tezahüratı men ve tevkif için nefsimde ve hiç kimsede kudret ve takat
göremiyorum” diyor.
Denizli’de gönüllü müfrezesi kuruldu/İngilizler şimdi de
Kürtleri ayaklandırmaya çalışıyorlar (4 Haziran 1919)
5- Nazilli Yunan işgaline düştü.
Ödemiş çarpışmalarına birliklerin katıldığını ileri süren Atina Gazeteleri:
“Türkiye Yunanistan’la harp haline girmiştir” diyorlar.
7 bin Türk göç yollarına döküldü/Gazeteci Haydar Rüştü
Yunan’ın eline düştü. Bir Yunan Gazetesi, ilhak aleyhinde çalışmış olan
gazetecinin ödemiş civarında ele geçirildiğini bildiriyor (5 Haziran 1919)
6-İngiliz Generali emrediyor: “Mustafa
Kemal’i geri çağırınız. General Milne dün Harbiye Bakanına yolladığı notada
Paşa’nın derhal İstanbul’a getirilmesini istedi.
İstanbul’da dün tevkifler yapıldı. Polis, milli kongre
toplantısını bastı. Esat Paşa ile Talat Bey tevkif edildi. Reuter Ajansı
tevkifleri Ali Kemal’in yaptırdığını bildiriyor. Akhisar işgal edildi (7
Haziran 1919)
7-Mustafa Kemal geri çağrıldı.
Şeyhülislam’ın Başkanlığında toplanan Kabine, İngiliz generalinin notasına
boyun eğdi./ Balıkesir’de Doğru Söz Gazetesi manda aleyhinde yayın yaparak
“Türkler için iki yol var, ya istiklal, yahut ölüm” dedi./Patrik Atina’da
Türklere sövdü.
İstanbul’da Rumlar dün şenlik
yaptı. Taksim bahçesinde sabaha kadar eğlenildi. Yunan Kızılhaçı için para
toplandı (9 Haziran 1919)
1919 yılının gazete manşet ve haberleri (3)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
1-Mustafa Kemal soruyor: “Neden
geri çağrıldım?”. Dokuzuncu Ordu Müfettişi, bu soruya alacağı cevaba göre
hareket tarzını tanzim edeceğini ima ediyor.
Yunan’ın Anadolu’yu Rumlaştırma planları/Bergama korkunç bir
infilakla sarsıldı. İzmir’de yerli Rumlardan polis kuvveti kuruluyor (12
Haziran 1919)
2-Bergama dün işgal edildi.
Sabah10’da şehre giren Yunan kuvvetlerinin kumandanı halkı hemen tehdide
başladı. Ali Fuat Paşa Havza’ya gitti. Mustafa Kemal Paşa ile buluşacak olan
Yirminci Kolordu kumandanının yanında Hamidiye kahramanı Rauf Bey de var. Esat
Paşa, sürgüne Kütahya’ya gönderildi.
“Türkün ilahisi” adlı dört dörtlükten meydana gelen Musa
Süreyya imzalı şiirin son dörtlüğü: Bir gün sabah olur diye/Katlandık her
işkenceye/Bu felaketli geceye/Ver bir nihayet yarabbi!”(13 Haziran 1919)
3-Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a
dönmüyor. Paşa, Kazım Karabekir’e yolladığı telgrafta, milletin sinesine iltica
etmek kararını aldığını ilan etti.
İngiliz mandası isteyen Sadık Bey, kabineye alındı. Hürriyet
İtilaf Partisinin Reisini Padişah Senato üyesi de tayin etti. (14 Haziran 1919
C.tesi, No:28)
4-Bergama dün geri alındı. Ordu
Müfrezeleri ile Kuvayı Milliye tarafından müştereken yapılan baskında 400
kişilik Yunan taburu imha edildi. Tevfik Paşa dün bir İngiliz harp gemisi ile
gitti. Yurdun her köşesinden Dörtler Meclisine protesto mektupları ve
kartpostalları gönderilmesi için kampanyaya başlandı (16.06.1919)
5-Amasya’da tarihi kararlar
alınacak/Mustafa Kemal, Rauf Bey ve Ali Fuad Paşa, İstanbul Hükümeti ile
beraber yürümekten vazgeçtiler. Bergama’nın sevinci az sürdü. Yunan, şehri
tekrar işgal etti. Düşmanın Nazilli’yi boşaltmaya hazırlandığı söyleniyor (20
Haziran 1919)
6-Anadolu’da milli hükümet
kurulacak/Amasya’da yapılan tarihi toplantıda, Sivas’ta milli kongreye
katılacak delegelerin nasıl seçileceği de kararlaştırıldı. Milletin
istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
İstanbul’a karşı isyan
bayrağı/İstanbul Hükümeti azletse bile, Mustafa Kemal mücadeleye devam
edeceğini ilan etti. Yirminci Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa da, ne olursa
olsun, Mustafa Kemal’in emrinde kalacağını bildirdi.
Nazilliye ekmek ve un gönderildi
(23 Haziran 1919)
7-Mustafa Kemal Paşa, hükümeti
tanımıyor/Üçüncü Ordu Müfettişi, İçişleri Bakanı’nın tamamına itaat
etmeyeceğini bildirdi./ Padişah tasdik ediyor mu? / Kastamonu Gazetesi Mustafa
Kemal’in kabine kararı ile azledildiğini yazıyor.
Yunanlılar Ahmet’liyi işgal etti. Düşman, esir aldığı iki
subayımızla 9 erimizi Turgutlu’da idam etti/Türk hukuku Yunanlılar için
mukaddes imiş!/Yeni Yunan Kumandanı İzmir esnafını kandırmaya çalışıyor.
Arnavutköyünde önceki gün vukua
bulan bir olaydan ötürü tevkif edilmesi kararlaştırılmış olan Osmanlı vatandaşı
bir Rum, kendisine gelen Türk polislerine teslim olmayı reddetmiş ve “Yunan
polisi veya jandarması ile birlikte” gelmelerini tavsiye etmiştir! Ne günlere
kaldık!(25 Haziran 1919)
8-Türkiye’nin İçişleri Bakanı Ali
Kemal, milliyetçilere aşağı tabaka diyor/(Entene) Gazetesine beyanat veren İçişleri
Bakanı, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, Yunanlılardan daha “tehlikeli” düşman
olduğunu ileri sürdü.
Mustafa Kemal Erzurum’a hareket
etti/Üçüncü Ordu Müfettişi, Rauf Bey ve arkadaşları dört otomobille Amasya’dan
dün yola çıktılar/Milli kuvvetlerimiz Aydın’ı kuşattılar/Yunan kuvvetleri
kuşatma çemberini dağıtmak için, dün yaptıkları iki taarruzda ölü ve yaralı
verdikten sonra tekrar Aydın’a çekildiler/Trabzon ve Samsun’a Rum muhacirleri
gönderiliyor (26 Haziran 1919)
1919 yılının gazete manşet ve haberleri (4)
Prof.
Dr. İSA KAYACAN
1-Bakan Vilson, İstanbul’la
boğazları istiyor: İstanbul bir Türk şehri değilmiş: Fransız Başbakanı Klemanso
da “İstanbul artık Türklerin elinde kalmamalıdır” diyor.
Yunan Gazetesi (hestia)nın gülünç iddiası: Müttefikler
vazifelerini yapıp, elimizdeki silahları toplamadıklarından, Yunan Ordusu
zayiat vermiş. Bizi Serbest bırakın da Türkün cezasını verelim (27 Haziran
1919)
2-Amerika Başkanı: Türkler
İstanbul’dan atılmalı… Damat Ferit heyeti Paris’ten kovuluyor/Türk Başkanı
tarafından verilen muhtıra okununca Amerika Başkanı: “Ben bu kadar aptalca bir
şey görmedim” dedi.
Yunan Kumandanlığı Menemen
katliamını gizlemeye çalışıyor/Resmi tebliğde, Bergama’dan çekilen Yunan
kuvvetlerine başta Menemen Kaymakamı olmak üzere, halkın ateş ettiği iddia
ediliyor. (28 Haziran 1919)
3-Aydın sokaklarında Yunanla
dövüşülüyor/Düşmanın top ateşi ile yazmaya başlayan şehrin sokaklarında kanlı
çarpışmalar devam ediyor. Yunan kaçmaya hazırlanıyor.
Resim altı: Aydın’ı kurtarmak
için iki günden beri amansız bir savaş yapmakta olan Milli kuvvetlerimizin
hemen yanında Kahraman Anadolu kadını da var (30 Haziran 1919)
4-Aydın dün kurtarıldı/Milli
müfrezelerimiz dün akşam, yanmakta olan şehri ele geçirdi. Yunanlılar panik
halinde kaçtı. Yunan tebliği, Aydın savaşını gizliyor.
Padişahın teklifi: Mustafa Kemal tebdilhava alsın/Yeni
Harbiye Nazırı Üçüncü Ordu müfettişine yolladığı telgrafta “ellerinden öperim”
dedikten sonra” mağlubiyet davasta bir illettir” diyor./Mustafa Kemal Paşa
Erzurum’a hareket etti (1.7.1919)
5-Mustafa Kemal: “İstanbul
Anadolu’ya tabi olacak”/Üçüncü Ordu Müfettişi şehrimizde 10 mühim şahsa mektup
yolladı/Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’daki muhalif cereyanlardan zarar verici siyasi
ve gayri milli propagandalardan şikâyetçi olduğunu bildiriyor.
Nişantaşı’nda dün bütün konaklar
ve saraylar kül oldu/İngilizler Samsun’a kuvvet yollamış/Atina Gazetelerine
göre Samsun’da Türk çeteleri harekete geçmiş/Akşam Gazetesi, şu tehlikeli günlerde
politikacıların birbirlerini yemeleri için” ihtirasın bu derecesi ihanettir”
diyor (2 Temmuz 1919)
6-Mustafa Kemal’le Karabekir Paşa
Erzurum’a geldi./Erzurumlulara hitap eden Mustafa Kemal: “Vatanı tazyiki
altında tutan felaket ve musibetleri behemehal bertaraf edeceğiz” dedi.
Yunan Gazetesi Elefteros Tipos.
Mustafa Kemal için: “En mümtaz Türk subayı” diyor/Yunan Ordusu Aydın’ı yeniden
işgal etti/Düşmanın bir tugayla yaptığı saldırı karşısında milli kuvvetler
Çine’ye çekildi (5 Temmuz 1919)
7-Mustafa Kemal Paşa, Ordu’dan
istifa etti :“Bir millet ferdi olarak, milletten kuvvet ve kudret alarak
vazifeye devam edeceğim ”Hükümetin Mustafa Kemal’i azleden kararını bugün
açıklaması bekleniyor/Damat Ferit örfi idare şiddetlendirilsin, diyor (8 Temmuz
1919)
1919 yılının gazete manşet ve haberleri
(5)
Prof.
Dr. İSA KAYACAN
1-Yunan (Hestia) Gazetesinin
tehdidi: Bütün Türk milletini cezalandıracağız/Gazete: “Ölülerimizin intikamını
alacağız. Suçlular, Enver’ler, Talat’lar, değil bütün Türk milletidir” diyor.
Erzurum’da kongre 23 Temmuzda
başlıyor/İngiliz Gazetesi Times, “Yunanlılar Menemen’de 100 sivil Türkü
katlettiler”/Gazete, Menemen katliamını itiraf ederek, Yunan askerlerinin
Kaymakamı öldürerek, yağma yaptıklarını yazıyor.
Atina: “Mustafa Kemal, Cumhuriyeti ilan etti” diyor (14
Temmuz 1919)
2-Damat Ferit Paşa istifa etti.
Padişah, milletin itimadını yitirmiş olan eniştesini yeniden Başbakan tayin
etti/Hükümetin emri: Kuvayı Milliye yi dağıtınız, Damat Ferid’in istifadan
hemen evvel vilayetlere yolladığı tamimde; “Asker ve para toplamaya cüret
edenlerin” cezalandırılacakları da bildirildi (21 Temmuz 1919)
3-Erzurum’da milli kongre dün
açıldı/Başkanlığa seçilen Mustafa Kemal Paşa, “Vatanın kurtuluşu yolunda,
millet, bütün engelleri kıracak, süpürecek” dedi/Sultanahmet mitingi dün
dağıtıldı. Yabancı polis kuvveti Kumandanı General Fuller, mitingin dağıtılması
işiyle bizzat meşgul oldu.
Damat Ferit, İngilizlere
“Seçimleri önleyin” dide/Yüksek Komiser Amiral Kaltorp’un gizlice ziyaret eden
Osmanlı Başbakanı, Mustafa Kemal Paşa ve Erzurum, Sivas kongreleri hakkında
ihbarlarda bulundu/Mustafa Kemal’in ilk büyük nutku/Türkiye’nin içinde
bulunduğu şartlar ve dünya vaziyeti hakkında geniş izahat veren nutkun tam
metni (24 Temmuz 1919)
4-Mustafa Kemal’in tevkifi
istendi/İçişleri Bakanlığı, Mustafa Kemal’la birlikte Rauf Bey’in, Demirci
efe’nin ve Hacı Şükrü’nün de yakalanarak İstanbul’a gönderilmelerini
emretti/Osmanlı Başbakanı Damat Ferit bir toplantıda İngilizlere, yalnız
Allahla İngiltere’den ümidi olduğunu söyledi.
Balıkesir kongresi seferberlik
ilan etti/Milli düşmanlarımızla sonuna kadar mücadeleye karar verildi/300 çete
Yunan’a baskın yaptı/Yunan tebliği, ağır kayba uğradıklarını itiraf ediyor (31
Temmuz 1919)
5-Erzurum kongrasi dün sona erdi.
Yurdun kurtuluşu için mücadele başlıyor/İstanbul Hükümetinin aczini açıklayan
kongre beyannamesinde icabında doğuda geçici hükümet kurulacağı ilan
edildi/Mustafa Kemal memnun/Paşa kongreyi kapayış nutkunda, vatanın kurtuluşu
için esaslı kararlar alındığını açıkladı (8.08.1919)
6-Sivas kongresi hazırlığı
başladı/Mustafa Kemal Paşa, “Biz siyasi partilere değil, milli birliğe
muhtacız” diyor/Atina Generalleri, Yunan birliklerinin kayıp verdiğini itiraf
ediyor/İngilizlerin idamını istedikleri eski G.Ordu Kumandanı Halil Paşa,
Anadolu’ya kaçtı (9 Ağustos 1919)
7-Erzurum Kongresi kararlarına
karşı Damat Ferit’in ilk tepkisi: Hükümet Kongreleri kanun dışı ilan
etti/İngiliz Generali Milne’nin şiddetli talebi üzerine İçişleri Bakanı tamim
yaparak milliyetçilerin tevkir edilerek İstanbul’a yollanmalarını
istedi./Anadolu’da gazetelere sansür (11 Ağustos 1919)
8-Abdülmecit Efendi, bir İngiliz
diplomatına, “Türkiye’nin Amerikalılara bırakılmasını söyledi ve Kuvayı Milliye
ile hiç bir bağı bulunmadığına dair namus sözü verdi. Karabekir’de Heyeti
Temsiliye üyesi oldu/Damat Ferit, Mustafa Kemal’i ordudan attı (11 Ağustos
1919)
9-Amerikalılar “Mandadan
korkmayınız” diyorlar/Mustafa Kemal: “İstanbul acz içindedir”/Trakya’nın yüzde
seksen beşi Türk’tür (1 Ağustos 1919)
10-İzmir faciasına ait Türk raporu: “Halkı koyun gibi
boğazladılar”. Yarbay Kadri Bey. 120.000’den fazla muhacir olduğunu. Aydın’ın
mahvedildiğini açıklayarak, Kuvayı Milliye’nin desteklenmesini istiyor (11 Ekim
1919)
Yozgat’da 40 yıllık gurur
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Anadolu Basını içinde,
yayınlarıyla dikkat çeken gazetelerimiz vardır.
Benzerleri arasından fark edilip,
seçilenler, süzülüp ortaya çıkanlar, göz dolduranlar vardır.
Yozgat ilimiz merkezinde, Osman
Hakan Kiracı’nın sahip ve önderliğinde, yol göstericiliğinde yayınlanan Yozgat
Gazetesi 05 Mart 2013 tarihli sayısıyla, 40. yayın yılı içerisine girdi. Bu
gurur, mutluluk ve huzur veren duygu zenginliği içerisinde, okurlarının
karşısına çıktı, çıkarıldı.
16 sayfalık zengin içeriğiyle,
40. yılın mutluluğunu yansıtan yorumlayan kalem sahipleriyle, bir başka
zenginlik içinde karşımıza çıktı. Bu gurur tablosu içerisinde 40. yıl
yazılarıyla yer alanların sıralanışı, gazete yönetimince şöyle yapıldı, şöyle
sıralandı; Üst başlık: 40.yılın anlamlı yazıları. İmza sahipleri:
Ali Demirdağ, Abdulkadir
Çapanoğlu, Akif Ozan, Celal Kapusuzoğlu, Doğan Bulgun, Doğan Özmen, Dursun
Erkılıç, Fevzi Öztürk, Habip Coşkunsoy, Haluk Şahin, İsa Kayacan, Kadim Doğan,
Kenan Yılmaz, Mehmet Sanal, Muammer Karadeli, M. Öcal Oğuz, Nail Güreli, Nazmi
Bilgin, Nesrin Masarifoğlu, Oktay Özeskici, Osman Hakan Kiracı, Orhan Erinç,
Refik Aslan Öztürk, Sezai Bayar, Sürur Öztürk, Tayfun Talipoğlu, Yalçın Bingöl
ve Merhum yazarlardan; Ahmet Zeren, Abbas Sayar, M. Tekin Alper, Serhat Ünsal,
Uğur Köseoğlu…
Fotoğraflarla, ödül
fotoğraflarıyla zenginleştirilen, geçmişin manşet haberlerinin hatırlanışları, alkışlanışları,
40.yıl özel sayının sayfalarında yer almış, Yozgat Gazetesinin, Osman Hakan
Kiracı’nın başarıları güzellikleri, özellikleri sayfalara aktarılmış. 40.yılla
ilgili yazılanlardan birer ikişer cümle:
1. Osman Hakan Kiracı Yozgat
Gazetesinin büyük sıkıntılara göğüs gererek, eğilmeden yalnız doğruların
yanında olarak yaşatmaya çalıştı, yaşatıyor (Nazmi Bilgin)
2. Yozgat’ta 1968 yılında
başlayan ve tam 45 yıl süren gazetecilik hikayem. Ve 1974 yılından bu yana
Yozgat gazetesi ile geçen 40 yıl. Yozgat için, Yozgat gazeteciliğine adadığım
bir ömür (Osman Hakan Kiracı)
3. Yazılamayanları yazmaktan
çekinmeyen Osman Hakan Kiracı için, Anadolu Basını tarihini yazacaklar, mutlaka
Yozgat’ta, Yozgat Gazetesi durağında, karargâhında duracaklar, mola verip uzun
süre konuk olacaklardır (İsa Kayacan)
GÜNÜN HABERİ:
Eğitimci, Şair, Yazar, Araştırmacı
Adülkadir Güler, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Kütüphanesine, bin kitap
bağışında bulundu.
Burdur’dan esen şiir rüzgârı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur ilimiz merkezinde,
ilçelerinde, belde ve köylerinde, şiire, sanat ve edebiyata karşı ciddi manada
ilgi vardır. Şair, yazar, araştırmacı ve gazeteci kökenli olanların
çalışmaları, araştırmaları, yayınları vardır. Burdur’da değişik zamanlarda,
şiir etkinlikleri, Burdur şiirlerinin bir araya getirildiği kitap yayınları,
İnsuyu Şiir Akşamları adlı şiir gecelerinin hatırlanışları vardır.
Bunların bir yenisi ve 2013
yılında 3.sü gerçekleştirilen, Burdur Gazetesi 3. Geleneksel Şiir Yarışması,
sonuçlarının açıklandığı, ödül töreni, şiir gecesi programının canlılığı, şiir
rüzgârının Burdur’dan tüm Türkiye’ye dağıtılışı, serinletişi.
Burdur Gazetesinin sahibi Adnan
Taraşlı ve Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Tükel’in çabalarıyla
gerçekleştirilen bu şiir yarışmaları geleceğe ışık tutacak ölçüde güzelliklerle
doludur. Burdur valiliği, Belediye Başkanlığı, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
Rektörlüğü, himayelerinde gerçekleştirilen 3. şiir yarışmasında birincilik
ödülünü “Çocukluğa söylence” adlı şiiriyle Şenol Durmazer aldı. İkincilik ödülü
Saltuk Buğra Bıcak’ın olurken, üçüncülük ödülünü Vildan Poyraz aldı.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
Konferans Salonundaki şiir gecesinde, sevdikleri ve seçtikleri şiirlerden
örnekler veren, Vali Nurettin Yılmaz, Belediye Başkanı Sebahattin Akaya ve
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Mustafa Saatcı şiirimize karşı
gösterdikleri ilgi ve sevgiyi göstermiş oldular.
Mansiyona layık görülen şiirlerin
şairlerine kurum özel ödülleri verildi. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf
Keyik, Ticaret Borsası Başkanı Yılmaz Başar, Damızlık Sığır Yetiştiricileri
Birliği Başkanı Kamil Özcan, dereceye girenlere ödüllerini verdikten sonra
sevdikleri, beğendikleri şairlerin şiirlerinden seçtiklerini seslendirdiler.
Yönetici ve bürokratların şiir okumaları ayrıca takdir topladı, alkışlandı.
Sunuculuğunu Hasan Türkel’in
yaptığı, Burdur Gazetesi şiir gecesinde, ödül töreninde birinciliye Cumhuriyet
altını, ikinciye yarım altın, üçüncüye
çeyrek altın verildi.
Şiir gecesiyle ilgili haberler,
Burdur gazetesinin 24, 25 ve 27 Mayıs 2013 tarihli sayılarında geniş olarak
yansıtıldı, kamuoyuna duyuruldu, belge olarak sütunlarda yer aldı.
Burdur’dan esen şiir rüzgârı beni
oldukça serinletti, sevindirdi, gururlandırdı. Sağ olasın Adnan Taraşlı, Nice
şiir yarışmalarına, etkinliklerine.
Dr. Şevkiye Kazan Nas’dan:
Burdur Yemekleri ve Kültürü
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur Merkez Belediyesi’nin
Burdur kültürü ağırlıklı yayınları, birbiri ardına bize ulaşırken, bu yayın
hizmetlerinin artışında Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya’nın büyük payı ve
desteğinin olduğunu yayından biliyorum.
Bendenizin de, Şiirlerle Burdur
ve Burdur’dan Kültür Yağmuru, adlı kitapları da Burdur Belediyesi kültür
yayınları arasında Günyüzü gördü.
Dr. Şevkiye Kazan Nas’ın, Burdur
Yemekleri ve Kültürü, adlı 268 sayfalık kitabı, Burdur Belediyesi Kültür
Yayınlarının 13. olarak Eylül 2012’de pırıl pırıl bir baskıyla Günyüzü gördü.
Sunuş Belediye Başkanı Sebahattin
Akkaya imzasını taşıyor. Bir yerinde sevgili Başkan Akkaya: “Bu kitap, Burdur
yemeklerini ve mutfak kültürünü yeni kuşaklara taşımada önemli bir rol
oynayacak, geçmişle geleceğin birbirinden kopmasını önleyecek ve kaynak
niteliği taşıyacaktır” diyor.
Dr. Şevkiye Kazan Nas hocanım ise
önsözünün bir yerinde:
“Yemeklerin anlatımları sırasında,
mahalli unsurlara dikkat edilmiştir” notuyla karşımıza çıkıyor. Sayfalardaki
yemek görüntüleri renkli basıldığı için daha bir anlam kazanmış, zenginlikle
okurlarının karşısına çıkarılmış.
İki bölümde, kitabın bütünlüğü
sayfalara aktarılmış.
Birinci bölümde Burdur yemekleri
çeşitleri itibariyle geniş anlatımlarıyla verilirken ikinci bölümde, Burdur’da
beslenme ve mutfak kültürü yine detaylı biçimde, örnekleriyle gözler önüne
serilmiş.
Burdur mutfak kültürü ile ilgili
sözlü gelenek, ana başlığı altında, Atasözleri ve deyimler, Mahalli kelimeler,
inanışlar, Dualar ve beddualar, Bilmeceler, maniler (Ramazan Manileri)
ninniler, tekerlemeler ve beyitler, anı, hikâye ve fıkralar anlatılmış,
örnekleriyle sayfalara aktarılmış.
Tebriklerimi sunuyorum efendim.
Burdur’un yemekleri ve kültürü
kayıtlara geçirilmiş, gelecek kuşaklara aktarılmış.
Tebriklerimi sunuyorum efendim.
Tamilla Abbashanlı - Aliyeva’nın Profesörlük
yolu
Prof. Dr. İSA KAYACAN
İlmi alanda faaliyet gösteren
bilim adamlarımız, bilim kadınlarımız, zorlu yollardan geçiyorlar. Kademe
kademe aldıkları bilimsel mesafe için, yıllarca çalışıyorlar.
Doç. Dr. Tamilla Abbashanlı
Aliyeva, Profesörlük unvanına kavuşabilmek için, yıllarca çalıştı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Karşılaştırmalı edebiyat Bölümündeki öğretim üyeliği sürerken, Profesör
olabilmek için, “Çağdaş Türkiye ve Azerbaycan Şairlerinin Şiirlerinde Evrensel
Temaların Karşılaştırılması” konulu araştırmaları tez olarak, ilgili bilimsel
makamların, Üniversitelerin, buralardaki bilim insanlarımızın tetkiklerine
sunuldu.
2012 yılında Türk Vatandaşı olan,
Doç. Dr. Tamilla Aliyeva (Abbashanlı) 9 yıllık Doçentlik süresinde, 3 bin
puanlık çalışmalarını içeren bilimsel verilerini 3 klasörde topladı ve yetkili
mercilere sundu. 2012 yılı Mart ayında da Profesörlüğe yükseldi.
Sonra, çalışmalarını tezini
kitaplaştırdı. 324 sayfalık, “Çağdaş Türkiye ve Azerbaycan Şairlerinin
Şiirlerinde Evrensel Temaların Karşılaştırılması” adıl kitapta, Çağdaş Türk ve
Azeri şiirinden örnekler veriliyor, Türk şairlerinden, Feyzi Halıcı, Muharrem
Kubat, Abdullah Satoğlu, Azeri şairlerden:
Bahtiyar Vahapzade, Mehmed Araz,
Neriman Hasanzade’nin, vatan doğa aşk şiirlerinden örnekler ortaya konuluyor.
Bu şairlerin özgeçmişleri de verilenler arasında yer alıyor.
Çağdaş Türk şiirinin 1990
sonrasından söz edilirken:
“1990 sonrası Türk şiirine egemen
olan ya da heyecan ve dalgalanma yaratan belirli bir edebiyat hareketinden söz edilemez”
denirken:
1960–1990 yılları arasındaki
Azeri şiirinin, milli kendine dönüş dönemi olarak adlandırılıyor. Stalin’in
ebediyete göçmesi dönemindeki edebiyatta bir sosyal-siyasi iklimde yumuşamanın
dikkat çektiği ifade ediliyor.
Hocamız Tamilla Abbashanlı Aliyeva’nın
yeni unvanı, Profesörlüğünün hayırlı olması dileklerimi sunuyorum efendim...
Naciye Ambarcı’dan:
Azeri gelinden Türk’ün bayrağı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şair, yazar, araştırmacı ve
editör Aysel Al düzenlemesiyle bana ulaşan kitapların sayısı artıyor.
Bunlardan bir yenisi, Naciye
Ambarcı imzalı, şiirlerden oluşan bir kitap…
Adı: Azeri gelinden Türk’ün
bayrağı...
Atatürk ve Haydar Aliyev’in, Türk
ve Azeri bayraklarının ardından bakışları ‘Bir millet, iki devlet’ sloganının,
Aysel Al düzenlemesinin gerçek ve başarılı görüntüsü.
96 sayfalık kitap, merkezi
Ankara’da bulunan Yıldızlar Yayıncılık yayınları arasında Günyüzü görmüş.
İki sayfalık önsöz, Aysel Al
imzasının taşıyıcısı. Al, önsözünün bir yerinde, “Sevgili Naciye Ambarcı, bütün
insanlığı düşündüren, sevindiren, merak ettiren bir eserle yine okuyucuyla
buluştu. Bu eser, Kardeş ülke olan Azerbaycan ve Türkiye arasındaki sevgi ve
dostluk bağlarının kuvvetlendirecek bir eser” diyor, doğru söylüyor.
Türk’ün bayrağı adlı şiir 6.
sayfada başlıyor.
12 ayrı dörtlükten oluşuyor. Bu
şiirin ilk dörtlüğü:
Selam verin de tutun Türk’ün bayrağını,
Peygamber aşkı ile kaldırın onu,
Muhammed Peygambere salâvat verin,
Bayrağı elinize aldığınız an.
Sonraki şiirlerde Naciye Ambarcı,
Azerbaycan Bayrağından, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’den, Azerbaycan
şehri Karabağ’dan, Türkiye’den, Mustafa Kemal Atatürk’ten söz ediyor uzun
uzadıya. Yaşadığı kent olan Simav’dan, Simav depreminden de bahsediyor. Elinde
bayrak, dilinde Allah sevgisi, Naciye Ambarcı kişiliğini oluşturuyor.
Tebriklerimi sunuyorum efendim.
Burdur Gazetesinin
şiir yarışması mansiyon
ödülleri
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur ilimizde günlük ve ofset
tekniğiyle yayınlanan, Burdur Gazetesinin düzenlediği 3. geleneksel şiir
yarışmasında mansiyon ödülü alanlar Emel Kamar, Nihat Malkoç, Ramazan Ateş,
Gürhan Dursun, Serdar Çırak, Muzaffer Öztürk, Burak Bahadır Akın olarak
sıralandı. Burdur Gazetesinin 25 Mayıs 2013 tarihli sayısının 6. sayfasında
yayınlandı bu şiirler.
Emel Kamar; Ağaçlara bakıyor her
geçişinde o yoldan. Nihat Malkoç; Akif’in ruh coğrafyasında geziyor uzun uzun,
Ramazan Ateş; Sen yokken şarkın garbına ağlardımla söze başlıyor. Ve Gürhan
Dursun, ‘Uyuyan güzel’ hakkında duygularını, tespitlerini anlatıyor
mısralarında.
Serdar Çıkar; Anlaşılabilir
endişelerdendi sana aşık olmak mısrasıyla söze başlıyor. Beş ayrı bölümlük
şiirinin bir bölümünde şu duygularla karşımıza çıkıyor:
Her yasak bir yıkıma gebedir,
Ve her kör gece sabaha,
Her gidiş bir dönüşe,
Ve her yön sana,
Sarılmak yasak, ağlamak yasak,
Kavuşmak yasak..
Muzaffer Öztürk, çocuklardan
bahsediyor, büyüdükçe kirlendiği gerçeğini dile getiriyor gök kuşağımızdaki
renklerin Burak Bahadır Akın, ‘Yazarım’ başlıklı şiirinin bir bölümünde şöyle
sesleniyor:
Yazarım,
Her noktanın ardından,
Bedbahtlığıma yanarım,
Zaten ümit tükenmiş,
Soğuklar bitmemiş,
Huzurun kilidini açarım,
Gönlünün dağlarını,
Şiirimle aşarım.
Yunanistan’dan:
İnsanca Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yunanistan’da, Gümülcine’deki
dostlarımızın yayınladığı, Dr. Hasan Ahmet tarafından bana gönderilen bir dergi
var masamda.
Sanat, düşün, kültür dergisi
İnsanca’nın sahibi, Kültür Sanat Şirketi.
Yazı İşleri Müdürü: Hakan Mümin,
Yayın Kurulu: Ahmet M. Ahmet,
Hasan Ahmet, Mustafa Çolak.
Yazışma adresi: Adrianoupoleus N.
91-69100 Komotini, Gerece (Yunanistan).
İlk sayısı masamda olan İnsanca
Dergisinin sayfalarında imzaları görülenler:
Füzun Suka, Rahmi Ali, F. Hakkı
Ali, Hasan Ahmet, Şefaat Ahmet, Mehmet Dükkancı, Ahmet Ahmet, Mücahit Mümin,
Mustafa Çolak, Hakan Mümin, Sema Salihoğlu.
Türkçe yayınlanan İnsanca
Dergisinin, Rahmi Ali İmzalı başyazısında, Basübadelmevt veya Diriliş’ten söz ediliyor
başlık olarak. Alt satırların bazılarında da şöyle sesleniliyor:
“İnsanca, bundan böyle, azınlık
sanatçı ve sanatseverlerinin, dolayısıyla tüm azınlık halkının hizmetinde
olacak. Bu güzellikler bahçesinde hali hazırdaki sanatçılarımız çeşitli sanat
eserleriyle yer alacak, yeni kalemler kendilerini bu derginin sayfalarında
deneyecekler”.
Füzun Suka’nın “Ey gençlik ve
dünya sizin” başlıklı şiiri 3. sayfada yeralıyor. Sekiz ayrı dörtlükten meydana
gelen bu şiirden bir bölüm, dörtlük. Girişten:
Hakikati arıyorsun,
Huzur istiyorsun,
İyi niyet bekliyorsun,
Bulamıyorsun ki..
Faik Hakkı Ali, Acılarla
yaşamaktan, hayata tutunmaktan söz ederken, “İnsanın yaradılışındaki otuz dokuz
yıllık hüzün yağmurları, hüzün ve acıları hayatın vazgeçilmez gerçekleri
arasına sokulmuştur” diyor. 4. sayfanın hemen sağ sütununda Hasan Ahmet’in iki
şiiri yer alıyor.
Bunlardan ikincisi, “İnsan
sevgisi” adıl olanı üç ayrı dörtlükten meydana geliyor. Bir dörtlüğü bu şiirin:
Ayıramam hiç birini,
Erkeğini, dişisini,
Cahilini, alimini,
Sayıyorum her birini.
İnsanca dergisinin, insanca bir
yaşam için çıktığı yolda başarılar, uzun ömürler diliyorum efendim.
EkoAvrasya Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergilerimiz bana ulaştıkça,
sayfalarındaki gezintilerimin sürdüğünü biliyoruz, görüyoruz.
Ankara’da Hikmet Eren’in
sahipliğinde yayınlanan EkoAvrasya, ekonomik ve sosyal araştırmalar Dergisinin
22. sayısı masamda. Pırıl pırıl bir baskı tekniğiyle 88 sayfayla okurlarının
karşısına çıkan, çıkarılan EkoAvrasya zengin içeriğiyle dikkat çekiyor.
Üç ayda bir okurlarıyla buluşan,
buluşturulan EkoAvrasya Dergisinin Yazı İşleri Müdürü: Gökhan Bahçecik,
Genel Yayın Yönetmeni: Haluk
Erdoğan,
Yayın Kurulu Başkanı: Dr. İsmail
Safi,
Editör: Yeşim Özcan ve diğer isim
ve imzaların bulunduğu dergi kimliği.
Yazışma adresi: Güçlükaya Mhl.
Estergon Türk Kültür Mrk. No: 12 Keçiören-Ankara. Tel: 0312-358 94 49.Gsm: 0532
602 15 07
Hikmet Eren imzalı ‘Başkandan’
başlıklı bir sunuş, başyazı var ilk sayfalardan birinde. Buranın bir yerinde:
“Tarihi, beş bin yıla uzanan
Nevruz, Türk dünyasının bağlarını güçlendiren yüreklerde umut filizleri
yetiştiren en önemli bayramlardan biri” deniliyor.
EkoAvrasya Dergisinin
sayfalarındaki, yazılar, araştırmalar bol fotoğraflarla zenginleştirilmiş.
Dergi sayfalarında imzaları bulunanlardan bazılarının sıralanışı şöyle
karşımıza çıkıyor:
Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, Dr.
Nazım Cafersoy, Kader Özlem, Gözde Kılıç Yaşın, Araz Aslanlı, Doç.Dr. Soyalp
Tamçelik, Prof.Dr. Hayati Aktaş, Özgür Tüfekçi, Doç Dr. M. Akif Okur, Yeşim
Özcan, Munat Solakoğlu, Doç. Dr. Canat Mominkulov, Doç. Dr. Aleksander Pavloviç
Korotişev, Niyazi G. Atay, Dr. Hatem Cabbarlı, Dr. Vesile Vehbi vd.
Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi
Faig Bağırov: Azerbaycan ekonomisi bugün dünyanın en hızlı büyüyen
ekonomilerinden biri olmuştur.
Biz Türkiye’nin zengin olmasından
büyük mutluluk duyarız.
Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hem
bölgeyi geliştirecek hem de zenginleştirecek.
Bana yazılan iki şiir daha
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Bana yazılan şiirlerin sayısı
hızla artıyor. Bu artış karşısında seviniyor, gururlanıyorum.
Haziran 2010 tarihinde 288
sayfayla yayınladığım, “Bana Yazılan Şiirler” adlı kitabımda 139 şair ve
ozandan 242 İsa Kayacan şiiri yer almıştı. Bu sayı Mayıs 2013 itibariyle 150
şair ve ozandan 289 İsa Kayacan şiirine ulaştı. İsa Kayacan şiiri yazan
dostlarımı bu duygularından dolayı teşekkür ediyor. Tebriklerimi sunuyorum.
Yenilerde iki İsa Kayacan şiiri daha ulaştı bana.
Bunlardan birincisi 288. şiir
olarak Fethiye’den Ünal Şöhret Dirlik hocaya ait. Bu şiir şöyle:
ARZUHAL
Burdur Belediye Başkanlığına;
İsa Kayacan heykeli,
Ankara’da bir eli
Burdur Gölü’nün kıyısına,
O’nun heykeli dikilmeli,
Fethiye’ye doğru geçerken,
Ünal Şöhret onu görmeli.
İkincisi 289. şiir olarak
Ankara’dan Kemal Arslan’a ait. 06 Haziran 2012 tarihinde kaleme alınmış. Bana
yenilerde ulaştı. Bu şiir:
İSA KAYACAN’A
Benim köyüm Ece diyor İsa Kayacan,
Edebiyat kültüre, katmış dolu kan ve can,
Gerçekleri anlatır, gerçek yazar basında,
Karşılaştığım zaman, duyarım heyecan.
İLESAM geçmişinde, ön sırada yer alır,
Yaptığı hizmetle, unutulmaz anılır,
Böyle kültür aşığı, oldukça zor bulunur,
O gerçek Atatürkçü, dostluğu da can mı can.
O, Anayurt Gazetesinde Kültür Danışmanı,
Tanıttığı kitaplar unutulmaz her arı,
Hayran olduğum taraf, cesur fedakâr yanı,
İsa hocam başkadır. Babacan mı babacan..
Kubat Ve Salmanlı’nın kalemleriyle
Prof. Dr. Tamilla
Abbashanlı-Aliyeva
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Türkiye ile Azerbaycan arasında,
kültür elçiliği görevini başarıyla yerine getiren, attığı dostluk temellerinin
yükselip, kardeşlik gökdelenlerinin oluşturulmasında önemli harcı olan,
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Karşılaştırılmalı Edebiyat Bölümü öğretim
üyesi, Azerbaycanlı,; 2012 yılında Türk vatandaşı olan Doç. Dr. Tamilla
Abbashanlı-Aliyeva’nın Profesörlüğe yükselmesiyle ilgili yazı yazan,
Türkiye’den-Eskişehir’den Muharrem Kubat, Azerbaycan’dan Rahman Salmanlı’nın
yazıları masamda…
Azerbaycan’ın resmi devlet
gazetesi “Azerbaycan”ın 24 Nisan 2013 tarihli nüshasındaki “Hem yerlimi
Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde Profesör adına layıg görülüp” başlıklı
yazında Tamilla hocanın başarısını kutluyor, duyulan mutluluğu dile
getiriyordu.
Yazının bir yerinde de şöyle
diyordu
1-Bu günlerde redaksiyamıza
Türkiye’den hoş haber gelmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin Eskişehir Osmangazi
Üniversitesinde çalışan soydaşımız, Azerbaycan Gazetesinin Türkiye temsilcisi
Tamilla Aliyeva Profesör adına layık görülmüştür. Tamilla hanım, Bakü Devlet
Üniversitesinin Jurnalistika Fakültesinin mezunudur.
2-Türkiye’den, Eskişehir’den
Muharrem Kubat ise, yazdığı yazısının bir yerinde; “2012 yılında Türk vatandaşı
olan Doç. Dr. Tamilla Abbashanlı-Aliyeva, 9 yıllık Doçentlik süresinde 3 bin
puanlık çalışmalarını içeren bilimsel verilerini 3 klasörde toplayarak,
Profesörlüğe yükselmiştir.
O, Azerbaycan’ın Türkiye’deki
kültür elçisidir.
Profesörlük tezi olarak ‘Çağdaş
Türkiye ve Azerbaycan şairlerinin Şiirlerinde Evrensel Temaların
Karşılaştırılması’ adıyla 4 yıllık yoğun bir çalışma döneminin sonunda
kitaplaştırdığı eseriyle dikkat çekmiştir” diyordu.
Hocamızı kutluyor, tebriklerimizi
sunuyoruz efendim.
Burdur Gazetesi şiir
yarışmasının
ilk üç derecesindekiler
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur ilimiz merkezinde ofset
tekniğiyle Adnan Taraşlı sahipliğinde günlük yayınlanan Burdur gazetesi 2013
yılında 3. geleneksel şiir yarışması düzenledi.
İlk üç dereceye giren şairlere,
ödül olarak Cumhuriyet altını, ikincisine yarım altın, üçüncüsüne çeyrek altın
ödül verildi. Şiir gecesiyle ilgili haberler Burdur Gazetesinin, 24,25 ve 27
Mayıs 2013 tarihli sayılarında yer aldı.
Birincilik ödülünün sahibi,
Cumhuriyet Lisesi öğretmenlerinden Şenol Durmazer, “Şiir toplumumuzun yol
göstericisi ışık vereni” dedi. Doğru bir değerlendirme bu.
Şenol Durmazer’in birincilik
ödülü alan “Çocukluğa söylence” adlı şiiri uzun soluklu bir anlatım. Girişi
şöyle bu şiirin:
Bu yaz yıllardan sonra,
Ayaklarını eski mahallemize götürdüm,
Eskicilere inat, eskiler aradım.
Eski evler kalmamış pek,
Eski zaman insanları desen
Tükenmiş neredeyse..
Burdur Gazetesi 3. Geleneksel
Şiir Yarışmasında ikincilik ödülü alan Saltuk Buğra Bıcak’ın “Düşler fakiri
geceler” adlı şiiri de uzunca.
“Uyandı düş fakiri geceler / Karanlığı
kıvırdı şafaklar” mısralarıyla başlıyor, şöyle devam ediyor:
Dayandı/Kış bozumu mevsimler,
Kavruldu hayallerim bozkır sarısı,
Bulutlarla yoğruldu acuze hislerim
Ve suretimle harmandır (ba) siretim..
Burdur Gazetesi 3. geleneksel
şiir yarışmasının 3.lük ödülü Vildan Poyraz’ın ‘Aşk’a Çağrı’ adlı şiirine
verilmiş. Bu şiirde kalemden kâğıda bir fısıltı yayılıyor.
Beyaz düşler işleniyor mısralara.
Seher vakti, sokakların çığlığında bölünüyor derin uykular.
Necla Atakan’dan;
Huzur ve mutluluk reçetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Necla Atakan, Tekirdağ Yeni İnan
Gazetesinin sahibi, kader arkadaşım rahmetli Cahit Çelebi’nin kızı. 61. yayın
yılı içerisinde bulunan Tekirdağ Yeni İnan Gazetesinin muhabirleri arasında yer
alıyor.
Gazetede, ‘Bugünlük’ köşe başlığıyla
yazdıkları dikkat çekiyor.
Tekirdağ Yeni İnan Gazetesinin 18
bin 107. sayısındaki köşesinde Necla Atakan vakit varken, huzur ve mutluluktan
payımızı almamız gerektiğini, mevcut imkânlarla şükretmemizin doğru olacağını
anlatıyor ve yazısının girişinde şöyle diyordu:
Genel olarak şükretmeye meyilli
bir yapım var. Evde, soframız her zamankinden biraz zengin olduğunda,
dostlarımla birlikte hoş bir sohbet ortamında, her bahar söğüt ağacının
yaprakları yeşermeye, ağaçlar çiçek açmaya başladığında, oğlumu sağlıkla
uyurken görüp, öptüğüm her akşamda, arkama yaslanıp, kahvemden bir yudumu
aldığımda, Rabbimin bana verdiklerinin farkına varabilen insanlardanım ben.
Allah’ım bana tanıdığı ayrıcalıkları görebiliyorum. Bunun için de sık sık
şükrediyor, ona yürekten teşekkür ediyorum…
Sonra Necla Atakan, Facebook’ta
bir yazıyla karşılaşıyor. Çok seviniyor ve buradan aldıklarını sıralıyor bu kez
Tekirdağ Yeni İnan Gazetesindeki köşesinde, sütununda. Buradan bazı bölümler
naklederek yazımızı noktalayalım:
1. Bu sabah hastalıkla değil de
sağlıkla uyanmış iseniz, 1 hafta sonrasını göremeyecek olan bir milyon insandan
daha şanslısınız,
2. Bir harp tehlikesi, işkence
görme ihtimali ve aç kalma korkusuyla karşı karşıya değilseniz 500 milyon
insandan daha iyi durumdasınız,
3. Tutuklanmaktan, işkence
görmekten ya da öldürülmekten korkmadan ibadethaneye gidebiliyorsanız, 3 milyar
kişiden daha iyi bir şansa sahipsiniz,
4. Buzdolabınızda yiyeceğiniz,
üzerinizde elbiseniz ve başınızı sokup uyuyabileceğiniz bir eviniz varsa,
dünyadaki insanların yüzde 75’inden daha zenginsiniz.
5. Annesi-babanız sağ ise, siz bu
dünyadaki en şanslı kişilerden birisini. Buradaki yazıları okuyabiliyorsunuz,
çünkü okuma-yazma bilmeyen 2 milyar kişiden biri değilsiniz.
Bütün Dünya Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergiler çerçevesinde, bu yazı
serisi içinde ele alıp, değerlendirmelerimiz sonunda yayınladıklarımız var.
Bunlardan bir yenisi: Başkent
Üniversitesi Kültür Yayanı olan, Bütün Dünya Dergisi efendim.
Masamda bu derginin 2012 yılına
ait 11 nci sayısı var. Kapakta, Devletimizin kurucusu yüce Atatürk’ün bir
fotoğrafı ve altında “Özlemle anıyoruz” cümlesi.
Bütün Dünya Dergisinin sahibi:
Prof. Dr. Mehmet Haberal. Genel Yayın Yönetmeni: Mete Akyol. Sorumlu Yazı
İşleri Müdürü: Gülçin Orkut. Yazışma: 1. Cadde No: 77 Bahçelievler-Ankara.
Ayrıca: 10.Sk. No:45 Bahçelievler-Ankara, Tlf:0312 212 8076
Seçiciler kurulu var değişik isim
ve imzalardan meydana gelen. Elimizde, masamızda bulunan Bütün Dünya Dergisinde
yazıları, imzaları bulananlardan bazılarının sıralanışını şöyle görmekteyiz:
Mete Akyol, Ecz. Feyyaz
Artukoğlu, Sabriye Aşır, Sinan Neydan, Cengiz Önal, Yaşar Öztürk, Tekin
Özertem, Konur Ertop, Sebahat Önen, Çetin İmir, Orhan Velidedeoğlu, Muzaffer
İzgü, Engin Ünsal, Bekir Özger, Sema Erdoğan vd.
Küçük kitap boyutunda, sevimli
görünümüyle ortalama 160 sayfayla yayınlanan Bütün Dünya Dergisinin masamda
bulunan 2012 yılına ait 11. sayısındaki imzalardan alacağımız bazı cümleler:
Mustafa Kemal, Devletin yapısında
ve kurumlarında yaptığı çağdaşlaşma hareketlerini yeterli görmüyordu. Çağdaş
medeniyet düzeyinin üstüne çıkmanın, Türk Ulusu’nun yaşantısını, dünyaya bakış
şeklini değiştirmeye bağlı olduğunu biliyordu. (Cengiz Önal)
İbrahim Göktürk’ün 10 Kasım 1964
tarihli Ulus Gazetesinde yayımlanan yazısında Zihni Kavukçu’nun ağzından pek
bilinmeyen bir Ankara gecesi anlatılıyor. (Yaşar
Öztürk)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, başı
eğdirilmeye çalışılan Türk ulusuna ve aslında tüm dünyaya, Kurtuluş Savaşı ile
bağımsızlığı kazanmayı; ardından Harf Devrimi’yle de Türkçeyi öğretmişti (Sabriye Aşır)
Kayseri’den
‘Çıngı’ Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergilerle ilgili bir seri
çerçevesinde gündemimde yer alıp, sayfalarında gezeceğim derginin adı: Çıngı.
Kayseri ilimiz merkezinde yayınlanıyor.
Kültür, sanat edebiyat Dergisi
olarak iki ayda bir yayınlanışıyla 15.nci sayısına ulaştı bu dergimiz.
Kimliğine bakıyorum. Sahibi:
Süleyman Karacabey,
Genel Yayın Yönetmeni: Köksal
Akçalı,
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Dr.
Rasim Deniz.
Yazışma: P.K.212 Kayseri, Tlf:
0536 338 10 09. Onüç isim ve imzadan meydana gelen yazı danışma kurulu var.
Çıngı’nın elimde, masamda bulunan sayısında imzaları bulunanlardan bazılarının
sıralanışını, her hangi bir ayırım yapmadan şöyle görmekteyiz:
M. Halistin Kukul, Duran Tamer,
Nurkal Kumsuz, Köksal Akçalı, Betül Övünç, Doç.Dr. Beyhan Asma, M. Ferit
Yıldız, Dr. Rasim Deniz, Hasan Bludu, Nihat Koçoğlu, Mustafa Ayvalı, Abdülbaki
Çınar vd.
M.Halistin Kukul, “Dil ve şiir”
adlı, başlıklı incelemesinde, yazısında önemli mesajlar veriyor.
Bir yerinde: “Dil, bozuk ve saçma
sapan olunca, ortaya ucube çıkar. Bu lisanda ucube demek sakat doğmuş kelimeler
yığını demektir” diyor ve doğru söylüyor.
Araştırma yazıları ve şiirlerin
yer aldığı Çıngı dergisi sayfalarında, 4. sayfada yer alan Duran Tamer imzalı,
beş ayrı dörtlükten meydana gelen “Gözüm kör olsun” başlıklı şiirden:
Fayda vermez, bülbüllerin, güllerin,
Sinemi yakarsam, gözüm kör olsun.
Senin olsun, bahçendeki güllerin,
Döşüme takarsam gözüm kör olsun.
Nurkal Kumsuz “ustaların genç
şair ve yazarlara yardımı” adlı, başlıklı yazısının girişinde: “Usta
edebiyatçılar tecrübeleriyle genç yazar ve şairlerin yetişmesinde önemli rol
oynamışlardır” diyor. Bu doğru bir tespittir.
Çıngı Dergisinin masamda bulunan
sayısından 25. sayfadan “Dostlar” adlı şiiriyle Ali Yağmur imzalı altı
dörtlükten meydana gelen şiirden:
Bayramdan bayrama kabrime gelin,
Beni aranızdan seçmeyin dostlar,
Maziyi yad edip biraz da gülün,
Tez elden terk edip kaçmayın dostlar.
Çıngı Dergisi, her yeni
sayısıyla, önemli yayın mesafesi aldığını gösteriyor. Tebriklerimi, sevgi ve
saygılarımı sunuyorum efendim.
Burdur-Altınyayla (Dirmil)
den:
‘Omar Dayı’nın katırı’
türküsü…
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur ilimize bağlı, Gölhisar
ilçemizde yaşayan, halk ozanı, araştırmacı Osman Akkoç’un yöre folkloruyla
ilgili araştırmaları, derleme ve yayınları dikkat çekmeye devam ediyor.
Gölhisar ilçemiz merkezinde haftalık yayınlanan ‘Gölhisar Gündem’ Gazetesinin
15 Nisan 2013 tarih ve 373.sayısındaki köşesinde Osman Akkoç, açığa çıkmamış,
halk türkülerimizden ‘Ömer Dayının Katırı’ adlı türküden sözediyor, bu türkünün
sözlerini sütununda veriyordu. Bu türkünün hikâyesiyle ilgili bilgilerden bir
özet
Yıl 1957. Gölhisar’dan
Altınyayla’ya gelin almaya gidenler arasında Osman Akkoç’da vardır.
Misafirlerle Çörtenli Aşık Hüseyin ilgilenmektedir. Aşık Hüseyin burada
curasıyla bir türkü söyler. Sonra, “Bu türkü Dirmel’li Ömer’in Öyle bir katırı
vardı ki, gerçekten çok güçlü, tüyleri
pırıl pırıl, sırtı yassı, bazen koca komruklara derelerin içinden çıkarır, ne
sararsan sar götürmeyeceğim demezdi. Bir zaman sonra Orman Bölge Şefliği bu
katırı parayla satın alarak, ormanlarda kullandı. Sonra bir hastalık buldu
öldü. Dirmil yaylasına gelen bir göçer oğlu, yaylaya göçen Dirmillilerin
kızlarını görünce dayanamamış, bir şiir yazarak türküye çevirmiş, yani
bestelemiş. Bu türkü Dirmil’de düğünlerde birkaç yıl söylensede, unutuldu,
benden başka kimse okumuyor” diyor.
Bu türkünün sözleri şöyle:
Omar dayının katırı,
Neyi sarsan götürü,
Nice laflar duydum,
Senin yüzünden ötürü.
Oldu mu güzelim odlumu?
Allah’ından buldu mu?
Bize gara bakanlar,
Allah’ın dan buldu mu?
Yayladağı meşeli,
Dibi mor menekşeli,
Karşıdan kızlar geliyor,
Eyi ayran şişeli,
Bahçalarda bal erik,
Dallarına eğerik,
Bize yaylalı derler
Biz güzeli severik.
Osman Akkoç, “Severiki, eğerik,
gibi kelimelerin iki anlam taşıdığını, bu tür kelimelerin Altınyayla’da,
Gölhisar’da fazla kullanılmadığını, son kıtasının bazı mahalli sanatçılar ve
saz ustalarınca eklenmiş olabileceği” açıklamasında bulunduktan sonra, Bu
türkünün sözlerinin, Gölhisar Halk Eğitimi Merkezi arşivinde bulunduğunu
kaydediyor.