9 Temmuz 2013 Salı

15 HAZİRAN - 10 TEMMUZ 2013

2012 yılındaki yayın rakamlarım: 471 yazı, 2 bin 205 yayınla, 38 milyon 516 bin 230 okuyucuya ulaşma
Prof. Dr. İSA KAYACAN
01 Ocak 31 Aralık 2012 tarihleri arasında yazıp yayınladığım yazılarımla ilgili genel değerlendirme: Basın-İlan Kurumu Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre; Belde Gazetesinin günlük fiili satışı: 11.500, Anayurt Gazetesinin günlük fiili satışı: 3.327 olarak görünürken, 24 Saat Gazetesinin günlük fiili satışı: 1.000.-dir.
Buna göre bu gazeteler üzerinden İsa Kayacan değerlendirmeleri:
Belde Gazetesinde 246 makalem yayınlanıyor. Bu gazetenin bir sayısı ortalama 10 kişi tarafından okunduğu varsayılırsa;
246x11.500=2.829.000
2.829.000x10=28.290.000 ulaşılan okuyucu sayısı.
Anayurt Gazetesinde 149 makalem yayınlanıyor. Bu gazetenin bir sayısı ortalama 10 kişi tarafından okunduğu varsayılırsa;
149x3.327= 495.723
495.723x10=4.957.230 ulaşılan okuyucu sayısı.
24 Saat Gazetesinde 289 makalem yayınlanıyor. Bu Gazetenin bir sayısı ortalama 10 kişi tarafından okunduğu varsayılırsa;
289x1000=289.000
289.000x10=2.890.000 ulaşılan okuyucu sayısı.
Van Postası Gazetesinden, Sorgun Postası Gazetesine toplam 26 ayrı gazetede 1.484 yazı/makalem yayınlanıyor. Bu gazetelerin bir sayısının ortalama okuyucu sayısı 5 olarak varsayılsa, ortalama tirajlarının 200 olduğu kabul edilse;
1.484x200=296.800,
296.800x5= 1.484.000 ulaşılan okuyucusu sayısı.
Ayrıca Dergi ve bültenler olarak, Yeni Size Dergisinden Dünyada Kilis Bültenine kadar toplam 12 dergi ve bültende toplam 37 yazı/makalem yayınlanıyor. Bu dergi ve bültenlerin ortalama tirajları 500 olan bir sayının ortalama 50 kişi tarafından okunduğu varsayılsa;
37x500=18.500
18.500x50=925.000 ulaşılan okuyucu sayısı olarak görülüyor.
Gazete ve dergilerle ilgili detay (yayınlanan) makale sayıları:
1-Belde Gazetesi (Ankara, 246 yazı), 2- Belde Gazetesinde yayına girmeden doğrudan Anadolu Basınına gönderilen toplam yazı sayısı: 225, 3- 24 Saat Gazetesi (Ankara, 289 yazı), 4- Anayurt Gazetesi (Ankara, 149 yazı), 5- Van Postası Gazetesi (288 yazı), 6- Gaziantep’te Zafer Gazetesi (269 yazı), 7- Kent Gazetesi (Kilim, 193 yazı), 8- Yenigün Gazetesi (Burdur, 261 yazı), 9- Burdur Gazetesi (150 yazı), 10- Ses–15 Gazetesi (Burdur-Bucak, 55 yazı), 11- Pınar Gazetesi (Gölhisar-Burdur, 44 yazı), 12- Tefenni’nin Sesi Gazetesi (Burdur, 36 yazı), 13- Çağdaş Burdur Gazetesi (60 yazı), 14- Babaeski Söz Gazetesi (45 yazı), 15- Zümrüt Rize Gazetesi (25 yazı), 16- 7 Mart Gazetesi (Artvin-Borçka, 23 yazı), 17- Tekirdağ Yeni İnan, Şafak (Aydın, Yeni Söke, Söke Ekspres, Mücadele (Siirt),Aydın Güzelhisar, Barış (Aydın), Özden (İstanbul), Aydın Haber (Ankara), Osmancık, Bayburt Postası, Yozgat, Akşehir Postası, Sorgun Postası Gazetelerinde toplam 35 yazı yayınlanırken;
Yeni Size (Bandırma) Aydın Efesi, Erciyes (Kayseri), Karınca (Ankara), Yenises (Osmaniye), Ortanca (Ankara) Kumru (Gaziantep), Kümbet Altında (Tokat), Kültür Çağlayanı (Ankara), Sarızeybek (Söke), Dergileriyle, İLESAM (Ankara), Dünyada Kilis (İstanbul) bültenlerinde toplam 37 yazımın yayınlandığı görüldü.

1919 yılının gazete manşet ve haberleri (1)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yılların gerilerinde kalan, 1919 yılının gazetelerinin bir araya getirilip, arşivlenip raflara kaldırılanları. Eski dönemlere ait bu gazetelerin ilk sayfa arşivleri.. Vatanın hangi şartlarda kurtarılıp, Cumhuriyetin nasıl kurulduğuna ilişkin bilgilerin yer aldığı birikimlerin yeni nesle aktarılmasının öneminin hatırlatılarak çocuklarımızın, torunlarımızın bilinmeleri gerekenler olarak gördüklerimiz. Bu düşüncelerle bir araya getirilenler. Dr. Gürhan Yücel’in e-posta adresime aktardıkları üzerinde yaptığım değerlendirmeler:
Yeni İstanbul Yayını: İstiklal Harbi Gazetesi. Hazırlayan: Ömer Sami Çoşar (Tarihlerden sonra sıra no var. İlk cümleler manşet, sonraki cümleler spot olarak veriliyor. Ayrıca haber başlıkları da farklı biçimde veriliyor)
1-Halk sessiz ve üzgün seyretti. İzmir dün işgal edildi/Hükümet inanmıyor. Harbiye Nazırı Şakir Paşa “Bu gibi şayialara ehemmiyet vermeyin” dedi.
İngiliz, Fransız, Yunan Bahriye Silahendaları öğleden sonra, mevkii müstahkemleri kaleleri işgal ettiler. Mustafa Kemal Damat Ferit ile konuştu. Bunun da padişaha veda edecek olan Çanakkale kahramanı Samsun’a harekete hazırlanıyor (15 Mayıs 1919)
2-Paris’te yüksek konseyin 2 Mayısta yaptığı toplantıda Loyd Corc’un İzmir’in Yunan işgaline terk edilmesi teklifini Amerikan Başkanı Wilson ile Fransız Başkanı Klemenso itirazda bulunmadan kabul ettiler. Türkiye Devleti cihan savaşı için katıldığı 4 yıl 3 gün zarfında 385.000 evladını şehit vermiştir (15 Mayıs 1919)
3- İzmir’de katliam. Yunan işgal kuvvetleri saat 8.40 da karaya çıktı/Metropolit tarafından takdis edildi. Şehirdeki tecavüz ve yağmanın bir türlü sonu gelmiyor. Çok sayıda şehit verdik. Dün sabah kordon boyunda Yunan işgal kuvvetlerine ilk kurşunu sıkan Hukuku Beşer Gazetesi Başyazarı Osman Nevres Beyin vücudu süngülerle paramparça edilmiş bir vaziyette bulunmuştur (16.5.1919)
4- Mustafa Kemal Samsun’a hareket ediyor. İstanbul gazetelerinin çoğunun başmakaleleri bu sabah beyaz çıktı. Şiddetli sansür İzmir katliamına dair haberlerin neşrine mani oldu. Hadisat ve Sabah Gazetelerinin başmakalelerini sildi (16.5.1919)
5- İzmir’de camilerin halı ve kilimleri çalınıyor. Zincirlere bağlanarak denize atılan balıkçılarla Sandalcıların boğuldukları anlaşılıyor. Şehit edilenlerle, yağma edilen yerlerin listesi tesbit ediliyor. Atina Basını, İzmir Kordan boyunda Gazeteci Osman Nevres’in tek başına mücadelesini, askerlerle sivillerin büyük bir silahlı mukavemeti olarak gösteriyor (16 Mayıs 1919)
6- Korkunç itiraf: Yunan işgal kumandanı “Katliam ve yağmacılık yapıldı” dedi/ Yunan Basınının yalanı: Atina Gazeteleri, İzmir de ölenlerin kendilerini denize atıp, boğulan Türkler olduğunu yazıyor. Rum çapulcuların bazısı tevkif edildi.
Atina Ayasaofya’nın Ortodoks Kilisesi olmasını istiyor (18 Mayıs 1919)
7- 20 bin Kadıköylü işgali protesto etti: Türkler birleşin. Halide Edip Hanım: “Heyecanlarınızı unutmayınız” dedi. Münevver Samime Hanım “Efendiler, az söylemek, çok iş görmek zamanı gelmiştir” diye haykırdı.
İstiklal Gazetesi, İngiliz Mandası isteyen Alemdar ve Sabah’ı yeren bir makale yayınladı. Tam istiklal istedi. Bir İngiliz Generali Samsun’da Mustafa Kemal Paşa, İngilizlerin Hükümete bilgi vermeden Anadolu’ya sokulmaları karşısında İstanbul’u ikaz ediyor (23.5.1919).
8- Yunanlılar, Trakya’da işgale hazırlanıyor. Birinci Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar, yerli Rumlar’a silah ve üniforma dağıtıldığını açıkladı.
Osmanlı Devletinin mirası etrafında kavgalar büyüyor. Loyd Corc’un, Fransızların elinden Musulla Suriye’nin de bir kısmını koparmak istemesi üzerine Klemanse tehdide bulundu (23.5.1919)

1919 yılının gazete manşet ve haberleri (2)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yeni Yayınlar: Ah İzmir; Bu namla genç ve kıymetli şairlerimizden Faruk Nafiz ve Yusuf Ziya Beyler tarafından matem alameti olarak siyah kaplı ufacık ve yanık bir şiir kitabı yayınlanmıştır. Bağrı yanık Müslüman Türklere tavsiye ederiz (23 Mayıs 1919)
1-Dün bütün İstanbul Sultanahmet Meydanına aktı. Yüzbin Türk yemin etti/Halide edip hanımın: “700 senenin tarihini ağlayan minareler altında yemin edeniz, bayrağımıza, ecdadımızın namusuna ihanet etmeyeceğiz. Bu uğurda can vermekten çekinmeyeceğiz’ vallahi.. vallahi..” sedaları ile cevap verdi. İngilizler, mitingi uçakla takibettiler. Erzurum ile İzmit’te mitingler. İzmit mitinginde gazeteler üzerindeki sansürün kaldırılması istendi (24 Mayıs 1919)
2-Ege halkı göç yollarına döküldü. Yunan ordusu dün Manisa’ya girdi. Selçuk ile Bayındırda düşman işgal etti. Bir İngiliz Subayının müdahalesi yüzünden 59.uncu Alayın topları Yunanlıların eline geçti. Manisa Rumları Yunanlıları çiçeklerle karşıladılar. Patrikhane İstanbul’da istiyor. Paris’te bulunan Patrik Vekili, Türklerin İstanbul’da bırakılmalarına dair dörtler kararını “derin teessürle” karşıladığını açıkladı. İngilizlerin isteği üzerine, mitingler yasak edildi. Padişah, Sultanahmet mitingi heyetine “Bağırın, fakat katiyen elinizi kaldırmayın” diye nasihatte bulundu.
Dokuzuncu Ordu Müfettişi, Mustafa Kemal Paşa, mahiyetindeki subaylarla Havza’ya gitti/İleri gazetesi dünkü başmakalesinde “Bize himaye lazım değil” diye yazdı (26 Mayıs 1919)
3-Ayvalık dün işgal edildi. Şehrin batı tepelerinde düşmanla çarpışmalar oldu. Mevcudu 500 kişi bile olmayan Alay Kozak’a çekildi. Halk panik içinde kaçıyor.
Sultanahmet’de bugün miting var. Yasağa rağmen dağıtılan davetiyelerde “Vatanın imdadına koş” deniliyor. İstanbul’un fetih gününü kutlayamadık. Mustafa Kemal Paşa “Türk hükümeti yabancıların elinde esirdir”. Paşa: Anadolu’da gizli teşkilat kurularak İstiklal için mücadele edilmesini lüzumlu görüyor (30 Mayıs 1919)
4-Mustafa Kemal, hükümeti ikaz ediyor. “Mitingler men edilemez”. Samsun’dan İstanbul’a silah ve mühimmat sevkıyatının durdurulduğu öğrenildi.
9 ncu Ordu Müfettişi “Milli tezahüratı men ve tevkif için nefsimde ve hiç kimsede kudret ve takat göremiyorum” diyor.
Denizli’de gönüllü müfrezesi kuruldu/İngilizler şimdi de Kürtleri ayaklandırmaya çalışıyorlar (4 Haziran 1919)
5- Nazilli Yunan işgaline düştü. Ödemiş çarpışmalarına birliklerin katıldığını ileri süren Atina Gazeteleri: “Türkiye Yunanistan’la harp haline girmiştir” diyorlar.
7 bin Türk göç yollarına döküldü/Gazeteci Haydar Rüştü Yunan’ın eline düştü. Bir Yunan Gazetesi, ilhak aleyhinde çalışmış olan gazetecinin ödemiş civarında ele geçirildiğini bildiriyor (5 Haziran 1919)
6-İngiliz Generali emrediyor: “Mustafa Kemal’i geri çağırınız. General Milne dün Harbiye Bakanına yolladığı notada Paşa’nın derhal İstanbul’a getirilmesini istedi.
İstanbul’da dün tevkifler yapıldı. Polis, milli kongre toplantısını bastı. Esat Paşa ile Talat Bey tevkif edildi. Reuter Ajansı tevkifleri Ali Kemal’in yaptırdığını bildiriyor. Akhisar işgal edildi (7 Haziran 1919)
7-Mustafa Kemal geri çağrıldı. Şeyhülislam’ın Başkanlığında toplanan Kabine, İngiliz generalinin notasına boyun eğdi./ Balıkesir’de Doğru Söz Gazetesi manda aleyhinde yayın yaparak “Türkler için iki yol var, ya istiklal, yahut ölüm” dedi./Patrik Atina’da Türklere sövdü.
İstanbul’da Rumlar dün şenlik yaptı. Taksim bahçesinde sabaha kadar eğlenildi. Yunan Kızılhaçı için para toplandı (9 Haziran 1919)

1919 yılının gazete manşet ve haberleri (3)
            Prof. Dr. İSA KAYACAN
1-Mustafa Kemal soruyor: “Neden geri çağrıldım?”. Dokuzuncu Ordu Müfettişi, bu soruya alacağı cevaba göre hareket tarzını tanzim edeceğini ima ediyor.
Yunan’ın Anadolu’yu Rumlaştırma planları/Bergama korkunç bir infilakla sarsıldı. İzmir’de yerli Rumlardan polis kuvveti kuruluyor (12 Haziran 1919)
2-Bergama dün işgal edildi. Sabah10’da şehre giren Yunan kuvvetlerinin kumandanı halkı hemen tehdide başladı. Ali Fuat Paşa Havza’ya gitti. Mustafa Kemal Paşa ile buluşacak olan Yirminci Kolordu kumandanının yanında Hamidiye kahramanı Rauf Bey de var. Esat Paşa, sürgüne Kütahya’ya gönderildi.
“Türkün ilahisi” adlı dört dörtlükten meydana gelen Musa Süreyya imzalı şiirin son dörtlüğü: Bir gün sabah olur diye/Katlandık her işkenceye/Bu felaketli geceye/Ver bir nihayet yarabbi!”(13 Haziran 1919)
3-Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a dönmüyor. Paşa, Kazım Karabekir’e yolladığı telgrafta, milletin sinesine iltica etmek kararını aldığını ilan etti.
İngiliz mandası isteyen Sadık Bey, kabineye alındı. Hürriyet İtilaf Partisinin Reisini Padişah Senato üyesi de tayin etti. (14 Haziran 1919 C.tesi, No:28)
4-Bergama dün geri alındı. Ordu Müfrezeleri ile Kuvayı Milliye tarafından müştereken yapılan baskında 400 kişilik Yunan taburu imha edildi. Tevfik Paşa dün bir İngiliz harp gemisi ile gitti. Yurdun her köşesinden Dörtler Meclisine protesto mektupları ve kartpostalları gönderilmesi için kampanyaya başlandı (16.06.1919)
5-Amasya’da tarihi kararlar alınacak/Mustafa Kemal, Rauf Bey ve Ali Fuad Paşa, İstanbul Hükümeti ile beraber yürümekten vazgeçtiler. Bergama’nın sevinci az sürdü. Yunan, şehri tekrar işgal etti. Düşmanın Nazilli’yi boşaltmaya hazırlandığı söyleniyor (20 Haziran 1919)
6-Anadolu’da milli hükümet kurulacak/Amasya’da yapılan tarihi toplantıda, Sivas’ta milli kongreye katılacak delegelerin nasıl seçileceği de kararlaştırıldı. Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
İstanbul’a karşı isyan bayrağı/İstanbul Hükümeti azletse bile, Mustafa Kemal mücadeleye devam edeceğini ilan etti. Yirminci Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa da, ne olursa olsun, Mustafa Kemal’in emrinde kalacağını bildirdi.
Nazilliye ekmek ve un gönderildi (23 Haziran 1919)
7-Mustafa Kemal Paşa, hükümeti tanımıyor/Üçüncü Ordu Müfettişi, İçişleri Bakanı’nın tamamına itaat etmeyeceğini bildirdi./ Padişah tasdik ediyor mu? / Kastamonu Gazetesi Mustafa Kemal’in kabine kararı ile azledildiğini yazıyor.
Yunanlılar Ahmet’liyi işgal etti. Düşman, esir aldığı iki subayımızla 9 erimizi Turgutlu’da idam etti/Türk hukuku Yunanlılar için mukaddes imiş!/Yeni Yunan Kumandanı İzmir esnafını kandırmaya çalışıyor.
Arnavutköyünde önceki gün vukua bulan bir olaydan ötürü tevkif edilmesi kararlaştırılmış olan Osmanlı vatandaşı bir Rum, kendisine gelen Türk polislerine teslim olmayı reddetmiş ve “Yunan polisi veya jandarması ile birlikte” gelmelerini tavsiye etmiştir! Ne günlere kaldık!(25 Haziran 1919)
8-Türkiye’nin İçişleri Bakanı Ali Kemal, milliyetçilere aşağı tabaka diyor/(Entene) Gazetesine beyanat veren İçişleri Bakanı, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, Yunanlılardan daha “tehlikeli” düşman olduğunu ileri sürdü.
Mustafa Kemal Erzurum’a hareket etti/Üçüncü Ordu Müfettişi, Rauf Bey ve arkadaşları dört otomobille Amasya’dan dün yola çıktılar/Milli kuvvetlerimiz Aydın’ı kuşattılar/Yunan kuvvetleri kuşatma çemberini dağıtmak için, dün yaptıkları iki taarruzda ölü ve yaralı verdikten sonra tekrar Aydın’a çekildiler/Trabzon ve Samsun’a Rum muhacirleri gönderiliyor (26 Haziran 1919)

1919 yılının gazete manşet ve haberleri (4)
                                                                      Prof. Dr. İSA KAYACAN
1-Bakan Vilson, İstanbul’la boğazları istiyor: İstanbul bir Türk şehri değilmiş: Fransız Başbakanı Klemanso da “İstanbul artık Türklerin elinde kalmamalıdır” diyor.
Yunan Gazetesi (hestia)nın gülünç iddiası: Müttefikler vazifelerini yapıp, elimizdeki silahları toplamadıklarından, Yunan Ordusu zayiat vermiş. Bizi Serbest bırakın da Türkün cezasını verelim (27 Haziran 1919)
2-Amerika Başkanı: Türkler İstanbul’dan atılmalı… Damat Ferit heyeti Paris’ten kovuluyor/Türk Başkanı tarafından verilen muhtıra okununca Amerika Başkanı: “Ben bu kadar aptalca bir şey görmedim” dedi.
Yunan Kumandanlığı Menemen katliamını gizlemeye çalışıyor/Resmi tebliğde, Bergama’dan çekilen Yunan kuvvetlerine başta Menemen Kaymakamı olmak üzere, halkın ateş ettiği iddia ediliyor. (28 Haziran 1919)
3-Aydın sokaklarında Yunanla dövüşülüyor/Düşmanın top ateşi ile yazmaya başlayan şehrin sokaklarında kanlı çarpışmalar devam ediyor. Yunan kaçmaya hazırlanıyor.
Resim altı: Aydın’ı kurtarmak için iki günden beri amansız bir savaş yapmakta olan Milli kuvvetlerimizin hemen yanında Kahraman Anadolu kadını da var (30 Haziran 1919)
4-Aydın dün kurtarıldı/Milli müfrezelerimiz dün akşam, yanmakta olan şehri ele geçirdi. Yunanlılar panik halinde kaçtı. Yunan tebliği, Aydın savaşını gizliyor.
Padişahın teklifi: Mustafa Kemal tebdilhava alsın/Yeni Harbiye Nazırı Üçüncü Ordu müfettişine yolladığı telgrafta “ellerinden öperim” dedikten sonra” mağlubiyet davasta bir illettir” diyor./Mustafa Kemal Paşa Erzurum’a hareket etti (1.7.1919)
5-Mustafa Kemal: “İstanbul Anadolu’ya tabi olacak”/Üçüncü Ordu Müfettişi şehrimizde 10 mühim şahsa mektup yolladı/Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’daki muhalif cereyanlardan zarar verici siyasi ve gayri milli propagandalardan şikâyetçi olduğunu bildiriyor.
Nişantaşı’nda dün bütün konaklar ve saraylar kül oldu/İngilizler Samsun’a kuvvet yollamış/Atina Gazetelerine göre Samsun’da Türk çeteleri harekete geçmiş/Akşam Gazetesi, şu tehlikeli günlerde politikacıların birbirlerini yemeleri için” ihtirasın bu derecesi ihanettir” diyor (2 Temmuz 1919)
6-Mustafa Kemal’le Karabekir Paşa Erzurum’a geldi./Erzurumlulara hitap eden Mustafa Kemal: “Vatanı tazyiki altında tutan felaket ve musibetleri behemehal bertaraf edeceğiz” dedi.
Yunan Gazetesi Elefteros Tipos. Mustafa Kemal için: “En mümtaz Türk subayı” diyor/Yunan Ordusu Aydın’ı yeniden işgal etti/Düşmanın bir tugayla yaptığı saldırı karşısında milli kuvvetler Çine’ye çekildi (5 Temmuz 1919)
7-Mustafa Kemal Paşa, Ordu’dan istifa etti :“Bir millet ferdi olarak, milletten kuvvet ve kudret alarak vazifeye devam edeceğim ”Hükümetin Mustafa Kemal’i azleden kararını bugün açıklaması bekleniyor/Damat Ferit örfi idare şiddetlendirilsin, diyor (8 Temmuz 1919)     

1919 yılının gazete manşet ve haberleri (5)
                                                                             Prof. Dr. İSA KAYACAN
1-Yunan (Hestia) Gazetesinin tehdidi: Bütün Türk milletini cezalandıracağız/Gazete: “Ölülerimizin intikamını alacağız. Suçlular, Enver’ler, Talat’lar, değil bütün Türk milletidir” diyor.
Erzurum’da kongre 23 Temmuzda başlıyor/İngiliz Gazetesi Times, “Yunanlılar Menemen’de 100 sivil Türkü katlettiler”/Gazete, Menemen katliamını itiraf ederek, Yunan askerlerinin Kaymakamı öldürerek, yağma yaptıklarını yazıyor.
Atina: “Mustafa Kemal, Cumhuriyeti ilan etti” diyor (14 Temmuz 1919)
2-Damat Ferit Paşa istifa etti. Padişah, milletin itimadını yitirmiş olan eniştesini yeniden Başbakan tayin etti/Hükümetin emri: Kuvayı Milliye yi dağıtınız, Damat Ferid’in istifadan hemen evvel vilayetlere yolladığı tamimde; “Asker ve para toplamaya cüret edenlerin” cezalandırılacakları da bildirildi (21 Temmuz 1919)
3-Erzurum’da milli kongre dün açıldı/Başkanlığa seçilen Mustafa Kemal Paşa, “Vatanın kurtuluşu yolunda, millet, bütün engelleri kıracak, süpürecek” dedi/Sultanahmet mitingi dün dağıtıldı. Yabancı polis kuvveti Kumandanı General Fuller, mitingin dağıtılması işiyle bizzat meşgul oldu.
Damat Ferit, İngilizlere “Seçimleri önleyin” dide/Yüksek Komiser Amiral Kaltorp’un gizlice ziyaret eden Osmanlı Başbakanı, Mustafa Kemal Paşa ve Erzurum, Sivas kongreleri hakkında ihbarlarda bulundu/Mustafa Kemal’in ilk büyük nutku/Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar ve dünya vaziyeti hakkında geniş izahat veren nutkun tam metni (24 Temmuz 1919)
4-Mustafa Kemal’in tevkifi istendi/İçişleri Bakanlığı, Mustafa Kemal’la birlikte Rauf Bey’in, Demirci efe’nin ve Hacı Şükrü’nün de yakalanarak İstanbul’a gönderilmelerini emretti/Osmanlı Başbakanı Damat Ferit bir toplantıda İngilizlere, yalnız Allahla İngiltere’den ümidi olduğunu söyledi.
Balıkesir kongresi seferberlik ilan etti/Milli düşmanlarımızla sonuna kadar mücadeleye karar verildi/300 çete Yunan’a baskın yaptı/Yunan tebliği, ağır kayba uğradıklarını itiraf ediyor (31 Temmuz 1919)
5-Erzurum kongrasi dün sona erdi. Yurdun kurtuluşu için mücadele başlıyor/İstanbul Hükümetinin aczini açıklayan kongre beyannamesinde icabında doğuda geçici hükümet kurulacağı ilan edildi/Mustafa Kemal memnun/Paşa kongreyi kapayış nutkunda, vatanın kurtuluşu için esaslı kararlar alındığını açıkladı (8.08.1919)
6-Sivas kongresi hazırlığı başladı/Mustafa Kemal Paşa, “Biz siyasi partilere değil, milli birliğe muhtacız” diyor/Atina Generalleri, Yunan birliklerinin kayıp verdiğini itiraf ediyor/İngilizlerin idamını istedikleri eski G.Ordu Kumandanı Halil Paşa, Anadolu’ya kaçtı (9 Ağustos 1919)
7-Erzurum Kongresi kararlarına karşı Damat Ferit’in ilk tepkisi: Hükümet Kongreleri kanun dışı ilan etti/İngiliz Generali Milne’nin şiddetli talebi üzerine İçişleri Bakanı tamim yaparak milliyetçilerin tevkir edilerek İstanbul’a yollanmalarını istedi./Anadolu’da gazetelere sansür (11 Ağustos 1919)
8-Abdülmecit Efendi, bir İngiliz diplomatına, “Türkiye’nin Amerikalılara bırakılmasını söyledi ve Kuvayı Milliye ile hiç bir bağı bulunmadığına dair namus sözü verdi. Karabekir’de Heyeti Temsiliye üyesi oldu/Damat Ferit, Mustafa Kemal’i ordudan attı (11 Ağustos 1919)
9-Amerikalılar “Mandadan korkmayınız” diyorlar/Mustafa Kemal: “İstanbul acz içindedir”/Trakya’nın yüzde seksen beşi Türk’tür (1 Ağustos 1919)
10-İzmir faciasına ait Türk raporu: “Halkı koyun gibi boğazladılar”. Yarbay Kadri Bey. 120.000’den fazla muhacir olduğunu. Aydın’ın mahvedildiğini açıklayarak, Kuvayı Milliye’nin desteklenmesini istiyor (11 Ekim 1919)

Yozgat’da 40 yıllık gurur
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Anadolu Basını içinde, yayınlarıyla dikkat çeken gazetelerimiz vardır.
Benzerleri arasından fark edilip, seçilenler, süzülüp ortaya çıkanlar, göz dolduranlar vardır.
Yozgat ilimiz merkezinde, Osman Hakan Kiracı’nın sahip ve önderliğinde, yol göstericiliğinde yayınlanan Yozgat Gazetesi 05 Mart 2013 tarihli sayısıyla, 40. yayın yılı içerisine girdi. Bu gurur, mutluluk ve huzur veren duygu zenginliği içerisinde, okurlarının karşısına çıktı, çıkarıldı.
16 sayfalık zengin içeriğiyle, 40. yılın mutluluğunu yansıtan yorumlayan kalem sahipleriyle, bir başka zenginlik içinde karşımıza çıktı. Bu gurur tablosu içerisinde 40. yıl yazılarıyla yer alanların sıralanışı, gazete yönetimince şöyle yapıldı, şöyle sıralandı; Üst başlık: 40.yılın anlamlı yazıları. İmza sahipleri:
Ali Demirdağ, Abdulkadir Çapanoğlu, Akif Ozan, Celal Kapusuzoğlu, Doğan Bulgun, Doğan Özmen, Dursun Erkılıç, Fevzi Öztürk, Habip Coşkunsoy, Haluk Şahin, İsa Kayacan, Kadim Doğan, Kenan Yılmaz, Mehmet Sanal, Muammer Karadeli, M. Öcal Oğuz, Nail Güreli, Nazmi Bilgin, Nesrin Masarifoğlu, Oktay Özeskici, Osman Hakan Kiracı, Orhan Erinç, Refik Aslan Öztürk, Sezai Bayar, Sürur Öztürk, Tayfun Talipoğlu, Yalçın Bingöl ve Merhum yazarlardan; Ahmet Zeren, Abbas Sayar, M. Tekin Alper, Serhat Ünsal, Uğur Köseoğlu…
Fotoğraflarla, ödül fotoğraflarıyla zenginleştirilen, geçmişin manşet haberlerinin hatırlanışları, alkışlanışları, 40.yıl özel sayının sayfalarında yer almış, Yozgat Gazetesinin, Osman Hakan Kiracı’nın başarıları güzellikleri, özellikleri sayfalara aktarılmış. 40.yılla ilgili yazılanlardan birer ikişer cümle:
1. Osman Hakan Kiracı Yozgat Gazetesinin büyük sıkıntılara göğüs gererek, eğilmeden yalnız doğruların yanında olarak yaşatmaya çalıştı, yaşatıyor (Nazmi Bilgin)
2. Yozgat’ta 1968 yılında başlayan ve tam 45 yıl süren gazetecilik hikayem. Ve 1974 yılından bu yana Yozgat gazetesi ile geçen 40 yıl. Yozgat için, Yozgat gazeteciliğine adadığım bir ömür (Osman Hakan Kiracı)
3. Yazılamayanları yazmaktan çekinmeyen Osman Hakan Kiracı için, Anadolu Basını tarihini yazacaklar, mutlaka Yozgat’ta, Yozgat Gazetesi durağında, karargâhında duracaklar, mola verip uzun süre konuk olacaklardır (İsa Kayacan)

GÜNÜN HABERİ:
Eğitimci, Şair, Yazar, Araştırmacı Adülkadir Güler, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Kütüphanesine, bin kitap bağışında bulundu.

Burdur’dan esen şiir rüzgârı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur ilimiz merkezinde, ilçelerinde, belde ve köylerinde, şiire, sanat ve edebiyata karşı ciddi manada ilgi vardır. Şair, yazar, araştırmacı ve gazeteci kökenli olanların çalışmaları, araştırmaları, yayınları vardır. Burdur’da değişik zamanlarda, şiir etkinlikleri, Burdur şiirlerinin bir araya getirildiği kitap yayınları, İnsuyu Şiir Akşamları adlı şiir gecelerinin hatırlanışları vardır.
Bunların bir yenisi ve 2013 yılında 3.sü gerçekleştirilen, Burdur Gazetesi 3. Geleneksel Şiir Yarışması, sonuçlarının açıklandığı, ödül töreni, şiir gecesi programının canlılığı, şiir rüzgârının Burdur’dan tüm Türkiye’ye dağıtılışı, serinletişi.
Burdur Gazetesinin sahibi Adnan Taraşlı ve Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Tükel’in çabalarıyla gerçekleştirilen bu şiir yarışmaları geleceğe ışık tutacak ölçüde güzelliklerle doludur. Burdur valiliği, Belediye Başkanlığı, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörlüğü, himayelerinde gerçekleştirilen 3. şiir yarışmasında birincilik ödülünü “Çocukluğa söylence” adlı şiiriyle Şenol Durmazer aldı. İkincilik ödülü Saltuk Buğra Bıcak’ın olurken, üçüncülük ödülünü Vildan Poyraz aldı.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans Salonundaki şiir gecesinde, sevdikleri ve seçtikleri şiirlerden örnekler veren, Vali Nurettin Yılmaz, Belediye Başkanı Sebahattin Akaya ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Mustafa Saatcı şiirimize karşı gösterdikleri ilgi ve sevgiyi göstermiş oldular.
Mansiyona layık görülen şiirlerin şairlerine kurum özel ödülleri verildi. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik, Ticaret Borsası Başkanı Yılmaz Başar, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kamil Özcan, dereceye girenlere ödüllerini verdikten sonra sevdikleri, beğendikleri şairlerin şiirlerinden seçtiklerini seslendirdiler. Yönetici ve bürokratların şiir okumaları ayrıca takdir topladı, alkışlandı.
Sunuculuğunu Hasan Türkel’in yaptığı, Burdur Gazetesi şiir gecesinde, ödül töreninde birinciliye Cumhuriyet altını, ikinciye yarım altın,  üçüncüye çeyrek altın verildi.
Şiir gecesiyle ilgili haberler, Burdur gazetesinin 24, 25 ve 27 Mayıs 2013 tarihli sayılarında geniş olarak yansıtıldı, kamuoyuna duyuruldu, belge olarak sütunlarda yer aldı.
Burdur’dan esen şiir rüzgârı beni oldukça serinletti, sevindirdi, gururlandırdı. Sağ olasın Adnan Taraşlı, Nice şiir yarışmalarına, etkinliklerine.

Dr. Şevkiye Kazan Nas’dan:
Burdur Yemekleri ve Kültürü
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur Merkez Belediyesi’nin Burdur kültürü ağırlıklı yayınları, birbiri ardına bize ulaşırken, bu yayın hizmetlerinin artışında Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya’nın büyük payı ve desteğinin olduğunu yayından biliyorum.
Bendenizin de, Şiirlerle Burdur ve Burdur’dan Kültür Yağmuru, adlı kitapları da Burdur Belediyesi kültür yayınları arasında Günyüzü gördü.
Dr. Şevkiye Kazan Nas’ın, Burdur Yemekleri ve Kültürü, adlı 268 sayfalık kitabı, Burdur Belediyesi Kültür Yayınlarının 13. olarak Eylül 2012’de pırıl pırıl bir baskıyla Günyüzü gördü.
Sunuş Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya imzasını taşıyor. Bir yerinde sevgili Başkan Akkaya: “Bu kitap, Burdur yemeklerini ve mutfak kültürünü yeni kuşaklara taşımada önemli bir rol oynayacak, geçmişle geleceğin birbirinden kopmasını önleyecek ve kaynak niteliği taşıyacaktır” diyor.
Dr. Şevkiye Kazan Nas hocanım ise önsözünün bir yerinde:
“Yemeklerin anlatımları sırasında, mahalli unsurlara dikkat edilmiştir” notuyla karşımıza çıkıyor. Sayfalardaki yemek görüntüleri renkli basıldığı için daha bir anlam kazanmış, zenginlikle okurlarının karşısına çıkarılmış.
İki bölümde, kitabın bütünlüğü sayfalara aktarılmış.
Birinci bölümde Burdur yemekleri çeşitleri itibariyle geniş anlatımlarıyla verilirken ikinci bölümde, Burdur’da beslenme ve mutfak kültürü yine detaylı biçimde, örnekleriyle gözler önüne serilmiş.
Burdur mutfak kültürü ile ilgili sözlü gelenek, ana başlığı altında, Atasözleri ve deyimler, Mahalli kelimeler, inanışlar, Dualar ve beddualar, Bilmeceler, maniler (Ramazan Manileri) ninniler, tekerlemeler ve beyitler, anı, hikâye ve fıkralar anlatılmış, örnekleriyle sayfalara aktarılmış.
Tebriklerimi sunuyorum efendim.
Burdur’un yemekleri ve kültürü kayıtlara geçirilmiş, gelecek kuşaklara aktarılmış.
Tebriklerimi sunuyorum efendim.

Tamilla Abbashanlı - Aliyeva’nın Profesörlük yolu
Prof. Dr. İSA KAYACAN
İlmi alanda faaliyet gösteren bilim adamlarımız, bilim kadınlarımız, zorlu yollardan geçiyorlar. Kademe kademe aldıkları bilimsel mesafe için, yıllarca çalışıyorlar.
Doç. Dr. Tamilla Abbashanlı Aliyeva, Profesörlük unvanına kavuşabilmek için, yıllarca çalıştı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Karşılaştırmalı edebiyat Bölümündeki öğretim üyeliği sürerken, Profesör olabilmek için, “Çağdaş Türkiye ve Azerbaycan Şairlerinin Şiirlerinde Evrensel Temaların Karşılaştırılması” konulu araştırmaları tez olarak, ilgili bilimsel makamların, Üniversitelerin, buralardaki bilim insanlarımızın tetkiklerine sunuldu.
2012 yılında Türk Vatandaşı olan, Doç. Dr. Tamilla Aliyeva (Abbashanlı) 9 yıllık Doçentlik süresinde, 3 bin puanlık çalışmalarını içeren bilimsel verilerini 3 klasörde topladı ve yetkili mercilere sundu. 2012 yılı Mart ayında da Profesörlüğe yükseldi.
Sonra, çalışmalarını tezini kitaplaştırdı. 324 sayfalık, “Çağdaş Türkiye ve Azerbaycan Şairlerinin Şiirlerinde Evrensel Temaların Karşılaştırılması” adıl kitapta, Çağdaş Türk ve Azeri şiirinden örnekler veriliyor, Türk şairlerinden, Feyzi Halıcı, Muharrem Kubat, Abdullah Satoğlu, Azeri şairlerden:
Bahtiyar Vahapzade, Mehmed Araz, Neriman Hasanzade’nin, vatan doğa aşk şiirlerinden örnekler ortaya konuluyor. Bu şairlerin özgeçmişleri de verilenler arasında yer alıyor.
Çağdaş Türk şiirinin 1990 sonrasından söz edilirken:
“1990 sonrası Türk şiirine egemen olan ya da heyecan ve dalgalanma yaratan belirli bir edebiyat hareketinden söz edilemez” denirken:
1960–1990 yılları arasındaki Azeri şiirinin, milli kendine dönüş dönemi olarak adlandırılıyor. Stalin’in ebediyete göçmesi dönemindeki edebiyatta bir sosyal-siyasi iklimde yumuşamanın dikkat çektiği ifade ediliyor.
Hocamız Tamilla Abbashanlı Aliyeva’nın yeni unvanı, Profesörlüğünün hayırlı olması dileklerimi sunuyorum efendim...

Naciye Ambarcı’dan:
Azeri gelinden Türk’ün bayrağı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şair, yazar, araştırmacı ve editör Aysel Al düzenlemesiyle bana ulaşan kitapların sayısı artıyor.
Bunlardan bir yenisi, Naciye Ambarcı imzalı, şiirlerden oluşan bir kitap…
Adı: Azeri gelinden Türk’ün bayrağı...
Atatürk ve Haydar Aliyev’in, Türk ve Azeri bayraklarının ardından bakışları ‘Bir millet, iki devlet’ sloganının, Aysel Al düzenlemesinin gerçek ve başarılı görüntüsü.
96 sayfalık kitap, merkezi Ankara’da bulunan Yıldızlar Yayıncılık yayınları arasında Günyüzü görmüş.
İki sayfalık önsöz, Aysel Al imzasının taşıyıcısı. Al, önsözünün bir yerinde, “Sevgili Naciye Ambarcı, bütün insanlığı düşündüren, sevindiren, merak ettiren bir eserle yine okuyucuyla buluştu. Bu eser, Kardeş ülke olan Azerbaycan ve Türkiye arasındaki sevgi ve dostluk bağlarının kuvvetlendirecek bir eser” diyor, doğru söylüyor.
Türk’ün bayrağı adlı şiir 6. sayfada başlıyor.
12 ayrı dörtlükten oluşuyor. Bu şiirin ilk dörtlüğü:

Selam verin de tutun Türk’ün bayrağını,
Peygamber aşkı ile kaldırın onu,
Muhammed Peygambere salâvat verin,
Bayrağı elinize aldığınız an.

Sonraki şiirlerde Naciye Ambarcı, Azerbaycan Bayrağından, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’den, Azerbaycan şehri Karabağ’dan, Türkiye’den, Mustafa Kemal Atatürk’ten söz ediyor uzun uzadıya. Yaşadığı kent olan Simav’dan, Simav depreminden de bahsediyor. Elinde bayrak, dilinde Allah sevgisi, Naciye Ambarcı kişiliğini oluşturuyor. Tebriklerimi sunuyorum efendim.

Burdur Gazetesinin
şiir yarışması mansiyon ödülleri
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur ilimizde günlük ve ofset tekniğiyle yayınlanan, Burdur Gazetesinin düzenlediği 3. geleneksel şiir yarışmasında mansiyon ödülü alanlar Emel Kamar, Nihat Malkoç, Ramazan Ateş, Gürhan Dursun, Serdar Çırak, Muzaffer Öztürk, Burak Bahadır Akın olarak sıralandı. Burdur Gazetesinin 25 Mayıs 2013 tarihli sayısının 6. sayfasında yayınlandı bu şiirler.
Emel Kamar; Ağaçlara bakıyor her geçişinde o yoldan. Nihat Malkoç; Akif’in ruh coğrafyasında geziyor uzun uzun, Ramazan Ateş; Sen yokken şarkın garbına ağlardımla söze başlıyor. Ve Gürhan Dursun, ‘Uyuyan güzel’ hakkında duygularını, tespitlerini anlatıyor mısralarında.
Serdar Çıkar; Anlaşılabilir endişelerdendi sana aşık olmak mısrasıyla söze başlıyor. Beş ayrı bölümlük şiirinin bir bölümünde şu duygularla karşımıza çıkıyor:

Her yasak bir yıkıma gebedir,
Ve her kör gece sabaha,
Her gidiş bir dönüşe,
Ve her yön sana,
Sarılmak yasak, ağlamak yasak,
Kavuşmak yasak..

Muzaffer Öztürk, çocuklardan bahsediyor, büyüdükçe kirlendiği gerçeğini dile getiriyor gök kuşağımızdaki renklerin Burak Bahadır Akın, ‘Yazarım’ başlıklı şiirinin bir bölümünde şöyle sesleniyor:

Yazarım,
Her noktanın ardından,
Bedbahtlığıma yanarım,
Zaten ümit tükenmiş,
Soğuklar bitmemiş,
Huzurun kilidini açarım,
Gönlünün dağlarını,
Şiirimle aşarım.

Yunanistan’dan:
İnsanca Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yunanistan’da, Gümülcine’deki dostlarımızın yayınladığı, Dr. Hasan Ahmet tarafından bana gönderilen bir dergi var masamda.
Sanat, düşün, kültür dergisi İnsanca’nın sahibi, Kültür Sanat Şirketi.
Yazı İşleri Müdürü: Hakan Mümin,
Yayın Kurulu: Ahmet M. Ahmet, Hasan Ahmet, Mustafa Çolak.
Yazışma adresi: Adrianoupoleus N. 91-69100 Komotini, Gerece (Yunanistan).
İlk sayısı masamda olan İnsanca Dergisinin sayfalarında imzaları görülenler:
Füzun Suka, Rahmi Ali, F. Hakkı Ali, Hasan Ahmet, Şefaat Ahmet, Mehmet Dükkancı, Ahmet Ahmet, Mücahit Mümin, Mustafa Çolak, Hakan Mümin, Sema Salihoğlu.
Türkçe yayınlanan İnsanca Dergisinin, Rahmi Ali İmzalı başyazısında, Basübadelmevt veya Diriliş’ten söz ediliyor başlık olarak. Alt satırların bazılarında da şöyle sesleniliyor:
“İnsanca, bundan böyle, azınlık sanatçı ve sanatseverlerinin, dolayısıyla tüm azınlık halkının hizmetinde olacak. Bu güzellikler bahçesinde hali hazırdaki sanatçılarımız çeşitli sanat eserleriyle yer alacak, yeni kalemler kendilerini bu derginin sayfalarında deneyecekler”.
Füzun Suka’nın “Ey gençlik ve dünya sizin” başlıklı şiiri 3. sayfada yeralıyor. Sekiz ayrı dörtlükten meydana gelen bu şiirden bir bölüm, dörtlük. Girişten:

Hakikati arıyorsun,
Huzur istiyorsun,
İyi niyet bekliyorsun,
Bulamıyorsun ki..

Faik Hakkı Ali, Acılarla yaşamaktan, hayata tutunmaktan söz ederken, “İnsanın yaradılışındaki otuz dokuz yıllık hüzün yağmurları, hüzün ve acıları hayatın vazgeçilmez gerçekleri arasına sokulmuştur” diyor. 4. sayfanın hemen sağ sütununda Hasan Ahmet’in iki şiiri yer alıyor.
Bunlardan ikincisi, “İnsan sevgisi” adıl olanı üç ayrı dörtlükten meydana geliyor. Bir dörtlüğü bu şiirin:

Ayıramam hiç birini,
Erkeğini, dişisini,
Cahilini, alimini,
Sayıyorum her birini.

İnsanca dergisinin, insanca bir yaşam için çıktığı yolda başarılar, uzun ömürler diliyorum efendim.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                             
EkoAvrasya Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergilerimiz bana ulaştıkça, sayfalarındaki gezintilerimin sürdüğünü biliyoruz, görüyoruz.
Ankara’da Hikmet Eren’in sahipliğinde yayınlanan EkoAvrasya, ekonomik ve sosyal araştırmalar Dergisinin 22. sayısı masamda. Pırıl pırıl bir baskı tekniğiyle 88 sayfayla okurlarının karşısına çıkan, çıkarılan EkoAvrasya zengin içeriğiyle dikkat çekiyor.
Üç ayda bir okurlarıyla buluşan, buluşturulan EkoAvrasya Dergisinin Yazı İşleri Müdürü: Gökhan Bahçecik,
Genel Yayın Yönetmeni: Haluk Erdoğan,
Yayın Kurulu Başkanı: Dr. İsmail Safi,
Editör: Yeşim Özcan ve diğer isim ve imzaların bulunduğu dergi kimliği.
Yazışma adresi: Güçlükaya Mhl. Estergon Türk Kültür Mrk. No: 12 Keçiören-Ankara. Tel: 0312-358 94 49.Gsm: 0532 602 15 07
Hikmet Eren imzalı ‘Başkandan’ başlıklı bir sunuş, başyazı var ilk sayfalardan birinde. Buranın bir yerinde:
“Tarihi, beş bin yıla uzanan Nevruz, Türk dünyasının bağlarını güçlendiren yüreklerde umut filizleri yetiştiren en önemli bayramlardan biri” deniliyor.
EkoAvrasya Dergisinin sayfalarındaki, yazılar, araştırmalar bol fotoğraflarla zenginleştirilmiş. Dergi sayfalarında imzaları bulunanlardan bazılarının sıralanışı şöyle karşımıza çıkıyor:
Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, Dr. Nazım Cafersoy, Kader Özlem, Gözde Kılıç Yaşın, Araz Aslanlı, Doç.Dr. Soyalp Tamçelik, Prof.Dr. Hayati Aktaş, Özgür Tüfekçi, Doç Dr. M. Akif Okur, Yeşim Özcan, Munat Solakoğlu, Doç. Dr. Canat Mominkulov, Doç. Dr. Aleksander Pavloviç Korotişev, Niyazi G. Atay, Dr. Hatem Cabbarlı, Dr. Vesile Vehbi vd.
Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Faig Bağırov: Azerbaycan ekonomisi bugün dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmuştur.
Biz Türkiye’nin zengin olmasından büyük mutluluk duyarız.
Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hem bölgeyi geliştirecek hem de zenginleştirecek.

Bana yazılan iki şiir daha
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Bana yazılan şiirlerin sayısı hızla artıyor. Bu artış karşısında seviniyor, gururlanıyorum.
Haziran 2010 tarihinde 288 sayfayla yayınladığım, “Bana Yazılan Şiirler” adlı kitabımda 139 şair ve ozandan 242 İsa Kayacan şiiri yer almıştı. Bu sayı Mayıs 2013 itibariyle 150 şair ve ozandan 289 İsa Kayacan şiirine ulaştı. İsa Kayacan şiiri yazan dostlarımı bu duygularından dolayı teşekkür ediyor. Tebriklerimi sunuyorum.
Yenilerde iki İsa Kayacan şiiri daha ulaştı bana.
Bunlardan birincisi 288. şiir olarak Fethiye’den Ünal Şöhret Dirlik hocaya ait. Bu şiir şöyle:

ARZUHAL

Burdur Belediye Başkanlığına;
İsa Kayacan heykeli,
Ankara’da bir eli
Burdur Gölü’nün kıyısına,
O’nun heykeli dikilmeli,
Fethiye’ye doğru geçerken,
Ünal Şöhret onu görmeli.

İkincisi 289. şiir olarak Ankara’dan Kemal Arslan’a ait. 06 Haziran 2012 tarihinde kaleme alınmış. Bana yenilerde ulaştı. Bu şiir:

İSA KAYACAN’A

Benim köyüm Ece diyor İsa Kayacan,
Edebiyat kültüre, katmış dolu kan ve can,
Gerçekleri anlatır, gerçek yazar basında,
Karşılaştığım zaman, duyarım heyecan.

İLESAM geçmişinde, ön sırada yer alır,
Yaptığı hizmetle, unutulmaz anılır,
Böyle kültür aşığı, oldukça zor bulunur,
O gerçek Atatürkçü, dostluğu da can mı can.

O, Anayurt Gazetesinde Kültür Danışmanı,
Tanıttığı kitaplar unutulmaz her arı,
Hayran olduğum taraf, cesur fedakâr yanı,
İsa hocam başkadır. Babacan mı babacan..

Kubat Ve Salmanlı’nın kalemleriyle
Prof. Dr. Tamilla Abbashanlı-Aliyeva
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Türkiye ile Azerbaycan arasında, kültür elçiliği görevini başarıyla yerine getiren, attığı dostluk temellerinin yükselip, kardeşlik gökdelenlerinin oluşturulmasında önemli harcı olan, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Karşılaştırılmalı Edebiyat Bölümü öğretim üyesi, Azerbaycanlı,; 2012 yılında Türk vatandaşı olan Doç. Dr. Tamilla Abbashanlı-Aliyeva’nın Profesörlüğe yükselmesiyle ilgili yazı yazan, Türkiye’den-Eskişehir’den Muharrem Kubat, Azerbaycan’dan Rahman Salmanlı’nın yazıları masamda…
Azerbaycan’ın resmi devlet gazetesi “Azerbaycan”ın 24 Nisan 2013 tarihli nüshasındaki “Hem yerlimi Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde Profesör adına layıg görülüp” başlıklı yazında Tamilla hocanın başarısını kutluyor, duyulan mutluluğu dile getiriyordu.
Yazının bir yerinde de şöyle diyordu
1-Bu günlerde redaksiyamıza Türkiye’den hoş haber gelmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde çalışan soydaşımız, Azerbaycan Gazetesinin Türkiye temsilcisi Tamilla Aliyeva Profesör adına layık görülmüştür. Tamilla hanım, Bakü Devlet Üniversitesinin Jurnalistika Fakültesinin mezunudur.
2-Türkiye’den, Eskişehir’den Muharrem Kubat ise, yazdığı yazısının bir yerinde; “2012 yılında Türk vatandaşı olan Doç. Dr. Tamilla Abbashanlı-Aliyeva, 9 yıllık Doçentlik süresinde 3 bin puanlık çalışmalarını içeren bilimsel verilerini 3 klasörde toplayarak, Profesörlüğe yükselmiştir.
O, Azerbaycan’ın Türkiye’deki kültür elçisidir.
Profesörlük tezi olarak ‘Çağdaş Türkiye ve Azerbaycan şairlerinin Şiirlerinde Evrensel Temaların Karşılaştırılması’ adıyla 4 yıllık yoğun bir çalışma döneminin sonunda kitaplaştırdığı eseriyle dikkat çekmiştir” diyordu.
Hocamızı kutluyor, tebriklerimizi sunuyoruz efendim.

Burdur Gazetesi şiir yarışmasının
ilk üç derecesindekiler
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur ilimiz merkezinde ofset tekniğiyle Adnan Taraşlı sahipliğinde günlük yayınlanan Burdur gazetesi 2013 yılında 3. geleneksel şiir yarışması düzenledi.
İlk üç dereceye giren şairlere, ödül olarak Cumhuriyet altını, ikincisine yarım altın, üçüncüsüne çeyrek altın ödül verildi. Şiir gecesiyle ilgili haberler Burdur Gazetesinin, 24,25 ve 27 Mayıs 2013 tarihli sayılarında yer aldı.
Birincilik ödülünün sahibi, Cumhuriyet Lisesi öğretmenlerinden Şenol Durmazer, “Şiir toplumumuzun yol göstericisi ışık vereni” dedi. Doğru bir değerlendirme bu.
Şenol Durmazer’in birincilik ödülü alan “Çocukluğa söylence” adlı şiiri uzun soluklu bir anlatım. Girişi şöyle bu şiirin:

Bu yaz yıllardan sonra,
Ayaklarını eski mahallemize götürdüm,
Eskicilere inat, eskiler aradım.
Eski evler kalmamış pek,
Eski zaman insanları desen
Tükenmiş neredeyse..

Burdur Gazetesi 3. Geleneksel Şiir Yarışmasında ikincilik ödülü alan Saltuk Buğra Bıcak’ın “Düşler fakiri geceler” adlı şiiri de uzunca.
“Uyandı düş fakiri geceler / Karanlığı kıvırdı şafaklar” mısralarıyla başlıyor, şöyle devam ediyor:

Dayandı/Kış bozumu mevsimler,
Kavruldu hayallerim bozkır sarısı,
Bulutlarla yoğruldu acuze hislerim
Ve suretimle harmandır (ba) siretim..

Burdur Gazetesi 3. geleneksel şiir yarışmasının 3.lük ödülü Vildan Poyraz’ın ‘Aşk’a Çağrı’ adlı şiirine verilmiş. Bu şiirde kalemden kâğıda bir fısıltı yayılıyor.
Beyaz düşler işleniyor mısralara. Seher vakti, sokakların çığlığında bölünüyor derin uykular.

Necla Atakan’dan;
Huzur ve mutluluk reçetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Necla Atakan, Tekirdağ Yeni İnan Gazetesinin sahibi, kader arkadaşım rahmetli Cahit Çelebi’nin kızı. 61. yayın yılı içerisinde bulunan Tekirdağ Yeni İnan Gazetesinin muhabirleri arasında yer alıyor.
Gazetede, ‘Bugünlük’ köşe başlığıyla yazdıkları dikkat çekiyor.
Tekirdağ Yeni İnan Gazetesinin 18 bin 107. sayısındaki köşesinde Necla Atakan vakit varken, huzur ve mutluluktan payımızı almamız gerektiğini, mevcut imkânlarla şükretmemizin doğru olacağını anlatıyor ve yazısının girişinde şöyle diyordu:
Genel olarak şükretmeye meyilli bir yapım var. Evde, soframız her zamankinden biraz zengin olduğunda, dostlarımla birlikte hoş bir sohbet ortamında, her bahar söğüt ağacının yaprakları yeşermeye, ağaçlar çiçek açmaya başladığında, oğlumu sağlıkla uyurken görüp, öptüğüm her akşamda, arkama yaslanıp, kahvemden bir yudumu aldığımda, Rabbimin bana verdiklerinin farkına varabilen insanlardanım ben. Allah’ım bana tanıdığı ayrıcalıkları görebiliyorum. Bunun için de sık sık şükrediyor, ona yürekten teşekkür ediyorum…
Sonra Necla Atakan, Facebook’ta bir yazıyla karşılaşıyor. Çok seviniyor ve buradan aldıklarını sıralıyor bu kez Tekirdağ Yeni İnan Gazetesindeki köşesinde, sütununda. Buradan bazı bölümler naklederek yazımızı noktalayalım:
1. Bu sabah hastalıkla değil de sağlıkla uyanmış iseniz, 1 hafta sonrasını göremeyecek olan bir milyon insandan daha şanslısınız,
2. Bir harp tehlikesi, işkence görme ihtimali ve aç kalma korkusuyla karşı karşıya değilseniz 500 milyon insandan daha iyi durumdasınız,
3. Tutuklanmaktan, işkence görmekten ya da öldürülmekten korkmadan ibadethaneye gidebiliyorsanız, 3 milyar kişiden daha iyi bir şansa sahipsiniz,
4. Buzdolabınızda yiyeceğiniz, üzerinizde elbiseniz ve başınızı sokup uyuyabileceğiniz bir eviniz varsa, dünyadaki insanların yüzde 75’inden daha zenginsiniz.
5. Annesi-babanız sağ ise, siz bu dünyadaki en şanslı kişilerden birisini. Buradaki yazıları okuyabiliyorsunuz, çünkü okuma-yazma bilmeyen 2 milyar kişiden biri değilsiniz.

                                            Bütün Dünya Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergiler çerçevesinde, bu yazı serisi içinde ele alıp, değerlendirmelerimiz sonunda yayınladıklarımız var.
Bunlardan bir yenisi: Başkent Üniversitesi Kültür Yayanı olan, Bütün Dünya Dergisi efendim.
Masamda bu derginin 2012 yılına ait 11 nci sayısı var. Kapakta, Devletimizin kurucusu yüce Atatürk’ün bir fotoğrafı ve altında “Özlemle anıyoruz” cümlesi.
Bütün Dünya Dergisinin sahibi: Prof. Dr. Mehmet Haberal. Genel Yayın Yönetmeni: Mete Akyol. Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Gülçin Orkut. Yazışma: 1. Cadde No: 77 Bahçelievler-Ankara. Ayrıca: 10.Sk. No:45 Bahçelievler-Ankara, Tlf:0312 212 8076
Seçiciler kurulu var değişik isim ve imzalardan meydana gelen. Elimizde, masamızda bulunan Bütün Dünya Dergisinde yazıları, imzaları bulananlardan bazılarının sıralanışını şöyle görmekteyiz:
Mete Akyol, Ecz. Feyyaz Artukoğlu, Sabriye Aşır, Sinan Neydan, Cengiz Önal, Yaşar Öztürk, Tekin Özertem, Konur Ertop, Sebahat Önen, Çetin İmir, Orhan Velidedeoğlu, Muzaffer İzgü, Engin Ünsal, Bekir Özger, Sema Erdoğan vd.
Küçük kitap boyutunda, sevimli görünümüyle ortalama 160 sayfayla yayınlanan Bütün Dünya Dergisinin masamda bulunan 2012 yılına ait 11. sayısındaki imzalardan alacağımız bazı cümleler:
Mustafa Kemal, Devletin yapısında ve kurumlarında yaptığı çağdaşlaşma hareketlerini yeterli görmüyordu. Çağdaş medeniyet düzeyinin üstüne çıkmanın, Türk Ulusu’nun yaşantısını, dünyaya bakış şeklini değiştirmeye bağlı olduğunu biliyordu. (Cengiz Önal)
İbrahim Göktürk’ün 10 Kasım 1964 tarihli Ulus Gazetesinde yayımlanan yazısında Zihni Kavukçu’nun ağzından pek bilinmeyen bir Ankara gecesi anlatılıyor. (Yaşar Öztürk)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, başı eğdirilmeye çalışılan Türk ulusuna ve aslında tüm dünyaya, Kurtuluş Savaşı ile bağımsızlığı kazanmayı; ardından Harf Devrimi’yle de Türkçeyi öğretmişti (Sabriye Aşır)

         Kayseri’den ‘Çıngı’ Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergilerle ilgili bir seri çerçevesinde gündemimde yer alıp, sayfalarında gezeceğim derginin adı: Çıngı. Kayseri ilimiz merkezinde yayınlanıyor.
Kültür, sanat edebiyat Dergisi olarak iki ayda bir yayınlanışıyla 15.nci sayısına ulaştı bu dergimiz.
Kimliğine bakıyorum. Sahibi: Süleyman Karacabey,
Genel Yayın Yönetmeni: Köksal Akçalı,
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Dr. Rasim Deniz.
Yazışma: P.K.212 Kayseri, Tlf: 0536 338 10 09. Onüç isim ve imzadan meydana gelen yazı danışma kurulu var. Çıngı’nın elimde, masamda bulunan sayısında imzaları bulunanlardan bazılarının sıralanışını, her hangi bir ayırım yapmadan şöyle görmekteyiz:
M. Halistin Kukul, Duran Tamer, Nurkal Kumsuz, Köksal Akçalı, Betül Övünç, Doç.Dr. Beyhan Asma, M. Ferit Yıldız, Dr. Rasim Deniz, Hasan Bludu, Nihat Koçoğlu, Mustafa Ayvalı, Abdülbaki Çınar vd.
M.Halistin Kukul, “Dil ve şiir” adlı, başlıklı incelemesinde, yazısında önemli mesajlar veriyor.
Bir yerinde: “Dil, bozuk ve saçma sapan olunca, ortaya ucube çıkar. Bu lisanda ucube demek sakat doğmuş kelimeler yığını demektir” diyor ve doğru söylüyor.
Araştırma yazıları ve şiirlerin yer aldığı Çıngı dergisi sayfalarında, 4. sayfada yer alan Duran Tamer imzalı, beş ayrı dörtlükten meydana gelen “Gözüm kör olsun” başlıklı şiirden:

Fayda vermez, bülbüllerin, güllerin,
Sinemi yakarsam, gözüm kör olsun.
Senin olsun, bahçendeki güllerin,
Döşüme takarsam gözüm kör olsun.

Nurkal Kumsuz “ustaların genç şair ve yazarlara yardımı” adlı, başlıklı yazısının girişinde: “Usta edebiyatçılar tecrübeleriyle genç yazar ve şairlerin yetişmesinde önemli rol oynamışlardır” diyor. Bu doğru bir tespittir.
Çıngı Dergisinin masamda bulunan sayısından 25. sayfadan “Dostlar” adlı şiiriyle Ali Yağmur imzalı altı dörtlükten meydana gelen şiirden:

Bayramdan bayrama kabrime gelin,
Beni aranızdan seçmeyin dostlar,
Maziyi yad edip biraz da gülün,
Tez elden terk edip kaçmayın dostlar.

Çıngı Dergisi, her yeni sayısıyla, önemli yayın mesafesi aldığını gösteriyor. Tebriklerimi, sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim.

Burdur-Altınyayla (Dirmil) den:
‘Omar Dayı’nın katırı’ türküsü…
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Burdur ilimize bağlı, Gölhisar ilçemizde yaşayan, halk ozanı, araştırmacı Osman Akkoç’un yöre folkloruyla ilgili araştırmaları, derleme ve yayınları dikkat çekmeye devam ediyor. Gölhisar ilçemiz merkezinde haftalık yayınlanan ‘Gölhisar Gündem’ Gazetesinin 15 Nisan 2013 tarih ve 373.sayısındaki köşesinde Osman Akkoç, açığa çıkmamış, halk türkülerimizden ‘Ömer Dayının Katırı’ adlı türküden sözediyor, bu türkünün sözlerini sütununda veriyordu. Bu türkünün hikâyesiyle ilgili bilgilerden bir özet
Yıl 1957. Gölhisar’dan Altınyayla’ya gelin almaya gidenler arasında Osman Akkoç’da vardır. Misafirlerle Çörtenli Aşık Hüseyin ilgilenmektedir. Aşık Hüseyin burada curasıyla bir türkü söyler. Sonra, “Bu türkü Dirmel’li Ömer’in Öyle bir katırı vardı ki,  gerçekten çok güçlü, tüyleri pırıl pırıl, sırtı yassı, bazen koca komruklara derelerin içinden çıkarır, ne sararsan sar götürmeyeceğim demezdi. Bir zaman sonra Orman Bölge Şefliği bu katırı parayla satın alarak, ormanlarda kullandı. Sonra bir hastalık buldu öldü. Dirmil yaylasına gelen bir göçer oğlu, yaylaya göçen Dirmillilerin kızlarını görünce dayanamamış, bir şiir yazarak türküye çevirmiş, yani bestelemiş. Bu türkü Dirmil’de düğünlerde birkaç yıl söylensede, unutuldu, benden başka kimse okumuyor” diyor.
Bu türkünün sözleri şöyle:

Omar dayının katırı,
Neyi sarsan götürü,
Nice laflar duydum,
Senin yüzünden ötürü.

Oldu mu güzelim odlumu?
Allah’ından buldu mu?
Bize gara bakanlar,
Allah’ın dan buldu mu?

Yayladağı meşeli,
Dibi mor menekşeli,
Karşıdan kızlar geliyor,
Eyi ayran şişeli,

Bahçalarda bal erik,
Dallarına eğerik,
Bize yaylalı derler
Biz güzeli severik.


Osman Akkoç, “Severiki, eğerik, gibi kelimelerin iki anlam taşıdığını, bu tür kelimelerin Altınyayla’da, Gölhisar’da fazla kullanılmadığını, son kıtasının bazı mahalli sanatçılar ve saz ustalarınca eklenmiş olabileceği” açıklamasında bulunduktan sonra, Bu türkünün sözlerinin, Gölhisar Halk Eğitimi Merkezi arşivinde bulunduğunu kaydediyor.